Perspectives - 2. Sayı

MÖ 1274 yılında yaşanan Kadeş Savaşı'ndan 15 yıl sonra dünyanın bilinen en eski barış antlaşması imzalandı. Mısır'da ki Karnak Tapınağı'nın duvarında yer alan bu kabartma resim Hitit ve Mısır arasındaki savaşı tasvir ediyor.

Perspectives Dergisi Kapakları

2012 yılından beri okurlarına ulaşan Perspectives-Türkiye'den Siyasi Analiz ve Yorum Dergimizin bugüne kadar çıkan sayılarının kapakları...

Editörden

Perspectives’in ilk sayısı oldukça olumlu tepkiler ve yanıtlarla karşılandı. Başta Türkiye dışındaki okuyucular olmak üzere, içerideki okuyucularımız da Türkiye’deki gelişmeler hakkında derinlemesine analizler sunma girişimi karşısında heyecan duydu. Birçok okuyucu bilgilere duyulan ihtiyaç konusunda bizimle hemfikirdi. Bir taraftan da Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği’nin Türkiye’deki “derin devlet” yerine Almanya’daki “derin devlet” ile ilgilenmesi gerektiğini söyleyen eleştirel sesler de yükseldi. İlk sayımızın yayınlanmasının hemen ardından, özellikle internet ortamında, derneğimizi veya şahsımı karalayan, Alman derin devletinin bir parçası veya Türkiye düşmanı olarak suçlayan yazı ve makalelerin sayısında artış gözlemledik. Bu tür yazı ve makalelerin ister Türkiye içinden ister de dışından gelmiş olsun, yapılan her tür eleştiriye karşı bir çeşit Pavlov tepkisi olduğunu düşünüyoruz. Perspectives’te yayınlanan makaleler ve ifade edilen görüşler hakkında eleştirilere açığız ancak bu eleştirileri somut verilere, tutarlı argümanlara, doğrulara ve analizlere dayandırıldıklarında kabul edebiliriz ve derneğimize veya yazarlara karşı her tür karalamayı ağır biçimde reddetmekteyiz. Ayrıca, canlı tartışma ve farklı görüşler demokrasinin ön koşullarıdır. Eleştirel görüş bildiren yazarlara veya kurumlara suçlu muamelesi yapmak veya onları tehdit etmek demokrasi karşıtlığıdır, aynı şey sansür mekanizmaları için de geçerlidir.
Perspectives’in “Türkiye ve Orta Doğu” konusuna özellikle vurgu yaptığımız ikinci sayısını hazırlarken durumun inanılmaz bir hızla değiştiğinin hepimiz farkındaydık. HBSD, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından savunan “sıfır sorun” kavramına en başından beri eleştirel yaklaşmaktaydı. O zamanlar HBSD olarak “herkesin sevgilisi” olmaya çabalamanın mümkün ve gerekli olmadığına dair eleştirilerimizi dile getiriyorduk. Dış politikanızı yönlendirmek için kriter geliştirmeniz gerekir, bu kriterlerin de demokratik standartlara veya uluslararası hukuka dayandırılması gerekir. Türkiye hükümeti Türkiye’nin bu nedenle kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini tekrarlıyordu– bunu yaparak da önceleri bu şekilde hareket etmediği izlenimini uyandırıyordu. O halde Türkiye kimin çıkarına göre hareket ediyordu? Bu doğrultuda, gerçekten de yeni ve nicel bir dış politika olup olmadığını veya “sıfır sorun” politikasının AKP hükümetinin iyi bir halka ilişkiler stratejisinden başka bir şey olup olmadığını sorguladık.
Geriye dönüp baktığımızda son yıllarda dile getirdiğimiz eleştirilerin doğrulandığını düşünüyoruz. AKP hükümetinin sözde “sıfır sorun” politikasının komşu rejimlerde herhangi bir etki yaratmadığını anlaması gerekirdi. İkinci olarak da, bu sayıdaki makalelerde de açıkça gösterildiği üzere, AKP’nin Suriye’deki gerçekten de zor olan duruma karşı herhangi bir stratejisi yoktu. AKP’nin politikasında bir kayma ve stratejisinde tutarlılık eksikliği gözlemleyebiliriz. Bunların yanı sıra, Türkiye’nin dış politikasını kaygan olarak tanımlamamız ve politikalarını yeniden ayarlama ve doğal olarak gelişmelerden etkilenen çıkarlarıyla uyumlaştırma çabalarına da dikkatleri çekmemiz gerekir.
Bu sayıda sadece dış politikadaki kaymayı ve “Arap baharının” etkisini analiz etmekle kalmayıp Suriye’deki son gelişmelere de içeriden ışık tutacağız. Son olarak özellikle Suriye’deki kriz olmak üzere, yaşanan krizin Türkiye’nin doğusuna, Antakya’ya ve Kürt bölgelerine etkilerine dikkat çekmeye çalışacağız. Bunun bir sebebi de Türkiye’nin dış politikası ve iç politikaları arasındaki yakın ilişkiyi anlamaktır. Türkiye'nin demokrasi, din ve inanç özgürlüğü, vb. gibi iç sorunları, dış politikasına da yansımaktadır. Suriye’de özerk bir Kürt varlığının oluşturulmasına Türkiye’nin verdiği tepki semptomatik bir tepkiydi. Türkiye yayılma etkisinden korkuyor. Hükümetin Türkiye içinde Kürt sorununa ciddi bir politika geliştirmeden, Suriye’deki gelişmelerden ötürü panik tepkileri gösterdiği görülüyor.
Perspectives’in üçüncü sayısı “Kürt sorunu” konusuna değinecek ama birçok aydının da önerdiği gibi belki de konu başlığını “Türklük sorunu” veya “Türk sorunu” olarak belirlememiz gerekecek. Önümüzdeki sayı görüşmek dileği ile keyifle okumalar.

Yayın ekibi adına
Ulrike Dufner

* Perspectives dergisi ücretsizdir. Dergi aboneliği için info@tr.boell.org adresine başvurabilir ve posta adresinizi bildirebilirsiniz.

Yayınlar

Perspectives #2.12

Düzenli olarak üç ayda bir çıkan Perspectives - Türkiye'den siyasi analiz ve yorum degimizin 2. sayısını okurlarımıza sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Güncel politik konular, dış politika, ekonominin yanı sıra siyasal sistem, çevre, ekoloji, sanat ve benzeri birçok konuya yer verdiğimiz yayınımızın 2. sayısında dosya konusu; dış politika bölümü altında "Ortadoğuve Türkiye" başlığı oluşturuyor. Konuya dair yazarlar arasında Soli Özel, Bayram Balcı, Sedat Aybar, Şah İsmail Bedirhanoğlu, Sezgin Tanrıkulu gibi isimlerin yanı sıra Hatay'da yaşayan Nidal Özdemir doğrudan aktardığı gözlemleriyle meseleye ışık tutmaktadır. Dosya konusu dışında her zaman olduğu gibi Ekoloji, Demokrasi ve Kültür başlıkları altında da Türkiye açısından önem taşıyan birçok konuya değinmeye çalıştık. Fikret İlkiz'in KCK iddianamelerine dair hukuki değerlendirmesi, Bülent Şık'ın Türkiye'de pestisit kullanımına ilişkin yazıları bunlardan bazıları. Keyifli okumalar...

HBSD’den haberler

Node is lost