Avrupa Parlamentosu seçimleri sonrasında Türkiye: Yeni bir tartışmanın zamanı Published: 24 Eylül 2014 Yerel hareketin etki, gizlilik ve dayanıklılığa ihtiyacı var. Ancak, bugünkü durumda bile geçtiğimiz yıllardaki büyüme kriterlerine dair basın açıklamalarından çok daha fazla dikkat çekiyor ve değişim getiriyorlar. Dolayısıyla, cesaretimiz kırılmasın. Türkiye sivil toplum hareketinin gücü kendisinde yatıyor. Dış aktörler ise Türkiye’de tanımlanan koşullar çerçevesinde destek olmalı. Ancak o zaman neyin katkıda bulunacağını bilebiliriz. Dengelerin değişmesinin vakti geldi. Ska Keller
Türkiye’nin açmazı ve Rojava vahası Published: 24 Eylül 2014 Rojava Devrimi’nin ateşi 19 Temmuz’da Kobanê’de yakıldı. Kobanê, şimdi bu devrimin bekçiliğini IŞİD saldırganlığına karşı direnerek devam ettiriyor. Suriye’de ise Esad rejimi hâlâ işbaşında ve Suriye’nin önemli bir bölümü en tehlikeli terörist örgütler listesinde yer alan El Kaide yanlısı ya da uzantısı örgütlerin denetiminde. Fehim Işık
Enerji sektöründeki özelleştirmelerin yakıcı sonuçları Published: 24 Eylül 2014 Enerji üretim, iletim ve dağıtımında kamu kuruluşlarının da, çalışanların yönetim ve denetimde söz ve karar sahibi olacağı, özerk bir statüde, etkin ve verimli çalışmalar yapması sağlanmalıdır. Plansız, çevre ve toplumla uyumsuz, yatırım yerinde yaşayan halkın istemediği projelerden vazgeçilmelidir. Oğuz Türkyılmaz
Bir tahribat sektörü olarak turizm Published: 23 Eylül 2014 Turizm aslında bir alım satım sektörü. Hizmet ve “güzel peyzaj” satar; yani, emek ve doğa sömürüsüdür. Bunun için iki şey yapar: inşaat ve taşıma. Bunlara bağlı olarak tekstilden, hediyelik eşyaya, çimentodan enerjiye çeşitli sektörden çeşitli malların üretimi gerekir. Hatice Kurşuncu
Cumhurbaşkanlığı seçimleri: Rejim ve anayasa tartışması Published: 23 Eylül 2014 Sadece Kürtlerin değil, tüm Türkiye’nin bu şekilde yönetilmesi artık mümkün değildir. Düşünün, okullara dağıtılacak süt ihalesinin bile merkezden yapıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Bu meselenin bile yerel yönetimlere ve okul aile birliklerine devredilemediği bir Türkiye istikrarsızlıktan kaçamaz. Başkanlık sisteminin en basit ifadeyle yanlış teşhis ve tedavi anlamına geldiği açıktır. Yüksel Taşkın
Türkiye’nin son on yılı: Avrupa demokrasisinden otokrasiye Published: 23 Eylül 2014 Son zamanlardaki, özellikle 17 Aralık operasyonları sonrasındaki torba kanun uygulamasının amacı ise, hukuk düzenini AKP lider kadrosunun siyasî tercihleri yönünde şekillendirmek, böylece çoğunluk partisinin eğilimini idarî düzene ve yargı bürokrasisine hakim kılmaktır. Böyle bir eğilimin ise, Avrupa demokrasisinin temelini oluşturan çoğulculuk ve hukuk devleti kavramlarıyla bağdaşmadığı açıktır. Serap Yazıcı
Sokakta yaşayan çocukları kazanmak için üniversite-toplum işbirliği Published: 23 Eylül 2014 Türkiye’de sokak çocuklarına sunulan hizmet onların daha çok fiziksel ihtiyaçlarına odaklanmakta, duygusal ihtiyaçları neredeyse tamamen gözardı ediliyor. Çocukların öncelikli olarak duygusal ve sosyal açıdan desteklenmeleri için özel olarak geliştirilmiş ve aile çalışmalarını da kapsayan terapötik yaklaşımlara ihtiyaç var. H. Özden Bademci
Türkiye’de çocuğun onuru ve adalet Published: 22 Eylül 2014 Türkiye’nin nüfusunun yaklaşık yüzde 31,2’si (76,4 milyon) 18 yaşın altındadır, yani Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2013 verilerine göre çocuk sayılmaktadır. Çocukların sayıca bu kadar fazla olması çocukları korumaya yönelik güçlü bir sistemin varlığını gerektirmektedir. Ancak, bu ihtiyacın aksine, 245.080 çocuk güvenlik birimlerine getirildi. Bunların çoğu suç ve hafif suç vakaları, ancak aralarında suç mağduru olanlar da var (nedenlerin ve rakamların dağılımı için bkz. aşağıdaki tablo). 2013’te en az 117.367 çocuk adaleti ihlâl ettiği için mahkemeye çıkarıldı. Bu çocuklardan çoğu ilk defa suç işlemişti ve en az 44.352’si cezaya çarptırıldı. Adem Arkadaş-Thibert
Şiddet, ihmal, istismar Published: 22 Eylül 2014 Türkiye çocuk hakları konusunda uluslararası sözleşmelere imza atmış ve yasalarla çocuk koruma kanunu çerçevesinde kâğıt üstünde koruyucu ve destekleyici çerçeve sağlamıştır. Ancak, hükümetin girişimlerindeki tutarsızlıklar ve ayrımcı politikalar, devletin kurumları arasındaki kopukluk, yasaların uygulanma aşamasındaki zorluklar, toplumsal alanda bilinçlenme ve farkındalığın yetersiz olması, ataerkil sistemin çocuk şiddetini meşrulaştırması, yasa yapıcıların muhataplarıyla işbirliği ve dayanışma içinde olmaması “geleneklerin” çocuğu köleleştiren anlayışının, çocuk ihmali ve istismarının, şiddetin, tecavüzün sürmesine yol açmaktadır. Bu nedenle, devlet politikası kapsamında çocuk politikası oluşturmak ve bunu bu alanda uğraş veren platformlarla birlikte uygulamaya geçirmek gerekmektedir. Damla Gürkan, Evrem Tilki
Gezici tarım işçisi çocuklar Published: 22 Eylül 2014 Mevsimlik işçi göçü kapsamında çocuklar hemen hemen bütün sektörlerde istihdam ediliyor. Bitkisel üretim sürecinde istihdam edilme biçimleri genellikle hane düzeyinde gerçekleşiyor ve hanenin işi gerçekleştirdiği ücret biçimi çocukların çalışma biçimini de belirliyor. Ertan Karabıyık