İklim değişikliği: “U dönüşü” mümkün mü Published: 16 Haziran 2014 Tahteravallinin bir ucunda yüksek karbonla devam etmek isteyenler varken diğer ucunda düşük karbon çözümü, ortada ise pat durumunun devamını isteyenler vardı. İçlerinde en kalabalık kısım ise ortada duranlardı. Böylesi bir denklem bizim için 2012 yılında yaşadığımız felaketlerin artmasından da öte, katlanması anlamına gelebilir. Dengelerin iklim dostu tarafa kayması gereken bir denklemde, Türkiye dengede duran tahtanın ne tarafında?
KCK davaları ve yargı Published: 16 Haziran 2014 Bu yazının ana konusu ise KCK davaları hakkında bilgi verilmesi, hukuki durumunun tespiti ve anlaşılabilir olmasına yardımcı olabilmektir. Bu yazının amacı Kürt sorunu nasıl çözülebilir, sorusunun yanıtını aramak değildir. Ama açılan, devam eden KCK davalarını ve ceza adalet sistemini bu davaları açan iddianamelerde öne sürülen suçlamalarla birlikte düşünmektir.
Yeni Anayasa Published: 16 Haziran 2014 İçinde bulunduğumuz yeni anayasa süreci ilk kez bize halktan gelen taleplere dayanan, aşağıdan yukarı demokratik bir anayasa yapma olanağını veriyor. Demokratik bir anayasa için bir yandan uzlaşıcı, öte yandan katılımcı bir süreç gerekli. TBMM bünyesinde kurulan ve Meclis’te grubu bulunan dört siyasal partinin, sandalye sayılarına bakılmaksızın üçer milletvekili ile eşit temsil edildiği ve Meclis Başkanı’nın başkanlığı altında toplandığı Anayasa Uzlaşma Komisyonu, uzlaşıya dayanan bir anayasa yapma amacına uygun bir yapı. Bu Komisyon’un belirlediği usullere göre, komisyon bütün kararlarını görüş birliği ile alır. Komisyon’da kabul edilen tasarının sonradan değiştirilmesi durumunda da dört partinin onayı gereklidir. Bu ilkeler bir uzlaşı sağlanmasına hizmet eder. Yeter ki kurulan bu yapı işlesin ve siyasal partiler taahhütlerine sadık kalsın.
“Bunların derdi money”* Published: 16 Haziran 2014 Siyasi Partiler ile Seçim Yasaları’nın sadece cinsiyet açısından değil, siyasal sistemin kenarlarında kalan herkesin katılımını mümkün kılacak bir demokratikleşmenin sağlanması açısından gözden geçirilmesi ve değiştirilmesi talebi, Türkiyeli feminist hareket tarafından yıllardır dile getiriliyor. Dile getirilmekle kalmıyor, benim bildiğim en az dört taslak hazırlandı, her yıl düzenli raporlar oluşturuluyor ve siyasal partilere iletiliyor. Bu konu bütün partilerin gündeminde gibi görünüyor ama herhangi bir gelişme sağlanabilmiş değil.
Türkiye’nin Ortadoğu politikası ve “yeni coğrafya” algısı Published: 16 Haziran 2014 Davutoğlu, bir tarafında “güvenlik ve demokrasi arasında denge”, diğer tarafında “komşularla sıfır sorun” ilkesi olarak tanımlanan kriterler bulunan bir AKP dış politika stratejisini sistematik ve tutarlı bir yöntemsel yaklaşımla formüle etmek istemiştir. Türkiye diğer küresel aktörlerle rekabetçi değil ama tamamlayıcı ilişkiler geliştirirken, uluslararası kurumlarda daha aktif rol oynamayı hedeflemiştir (ritmik diplomasi). Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde 2010 yılında, Kuzey Kore, Afganistan ve Teröre Karşı Savaş komisyonlarında yer alarak, başkanlık yapması “ritmik diplomasinin” ritmine kanıt olarak gösterilmiştir.
Suriye krizi: Türkiye’nin Ortadoğu rüyasının sonu mu Published: 16 Haziran 2014 Şimdi mesele, Suriye ihtilafının Türk-İran ilişkilerine ciddi zarar verip vermeyeceği sorusudur. Bunu ağırlıklı olarak Suriye’deki olayların seyri ve özellikle de Şam’daki müstakbel rejimin niteliği belirleyecek. İran, Suriye’de Türkiye’nin ve Batı’nın müttefiki bir rejime olumlu bakmayacaktır, bu da iki ülke arasındaki karşılıklı çıkar bağımlılığının gerektirdiği ekonomik ilişkileri daha da karmaşık bir hale getirecek. Zira Türkiye, hızla gelişen ekonomisi için hayati bir önem taşıyan doğalgaz ve petrol ihtiyacının büyük bir kısmını İran’dan tedarik ediyor. Uluslararası düzeyde tecrit edilmiş ve ekonomik yaptırımlar altında boğulmuş olan İran’ın ise Türkiye ile ilişkilerini tamamen koparma lüksü yok. İran’ın Türkiye ile başta Kürt sorununda olmak üzere, bir takım başka ortak çıkar alanları da mevcut.
Hatay'ın barış iklimine dikkat Published: 16 Haziran 2014 Her değişim gelişim anlamına gelmeyeceği için ülkemiz genelinde olduğu gibi Hatay’da da siyasi oyunlar kenti istenilen düzeye getiremedi. Biz bu coğrafyada yaşayanlar, hangi din ile mezhepten olursak olalım, huzur ve güven içerisinde özgürce yaşayan insanlarız. Bir kentli bilinciyle yaşamımızı sürdürürken kan, gözyaşı, kin, nefretten, şüphe ve korkudan alabildiğince uzak bir yaşam sürüyorduk. Gerginlik toleransımız bir Güneydoğu’daki ilin yüzde 1’i bile olmazdı. Bilinen bir söz olsa da anlam ve konu açısından vurgulamakta yarar var: “Barışta çocuklar anne ve babalarını, savaşta ise anne ve babalar çocuklarını toprağa verir.”
Suriyeliler kendi kendilerini yönetmeye yelken açtı Published: 16 Haziran 2014 Her ne kadar AKP hükümeti lideri Erdoğan’ın, açıkça ve defalarca “Suriye Devlet Başkanı Esed’in Suriye’de girişebileceği yeni katliamlara izin vermeyeceğiz” sözleri vermesine rağmen sonrasında bu ülkenin özellikle Sünni halkında yarattığı beklentileri karşılayamamasından dolayı, ülkemize karşı hayal kırıklığı sürekli bir şekilde ifade edilse de özellikle Suriye muhalefetinin silahlı, silahsız kesimlerine kucak açmasından dolayı Türkiye’nin imajının, özellikle Avrupa ülkeleri ve ABD’ninkinden çok daha ilerde olduğu açıkça görülüyordu.
Türkiye’nin Kürt sorunu politikası ve bölgedeki gelişmeler Published: 16 Haziran 2014 Kürt sorunu konusunda Türkiye’nin geleneksel güvenlik eksenli politikaları, 10 yıllık kesintisiz ve güçlü parlamenter çoğunluğa sahip AKP hükümetleri döneminde artık tam bir açmaza girdi. AKP hükümetleri, arkalarındaki bu güçlü parlamenter desteğe, AB tam üyelik süreci gibi demokratikleşme ve özgürlükler konusunda elverişli uluslararası koşullara, bunlara ek olarak da Ortadoğu’nun siyasi gelişmelerinin sunduğu olanaklara rağmen toplumsal uzlaşma, demokrasi, özgürlükler ekseninde barışçı bir çözüm zemini yaratma yerine, “göstermelik reformlar”, “açılımlar” ile sahte umutlar yaratmayı, aslında güvenlik eksenli politikalara bel bağlamayı tercih etti. Bu politikanın sonuçları ise giderek artık onarılamayacak tahribatlara yol açıyor.
Suriye krizinin Güneydoğu Anadolu ekonomisine etkileri Published: 16 Haziran 2014 Bölge ekonomisi, komşu ülkelerle yapılan ticaret hacmi ve sınır ticareti ile doğrudan ilişkilidir. Gaziantep dahil edildiğinde, Irak’a yapılan ihracatın yüzde 40’ı Güneydoğu Anadolu üzerinden yapılıyor. Tabii Gaziantep tek başına toplam ihracatın yüzde 30’unu yapıyor. Bölge illerinin komşu ülkeleri ile iktisadi ilişkilerine baktığımızda, buna örnek olarak Irak’ı değerlendirirsek; Diyarbakır ihracatının yüzde 50’si bu ülkeye yapılıyor.