Kadınların Yokluğu:
Özet:
Dünyanın “önde gelen ekonomi forumu” olduğunu ilan eden 20’ler Grubu (G20), günümüzde dünya ekonomisinin karşılaştığı en acil zorlukları ele almak üzere oluşturulmuştur. İstikrarsızlığı azaltmak ve gelecek finansal krizlerin önüne geçmek de bu zorluklar arasındadır. G20, paylaşılan ve kapsayıcı büyümeyi hedeflediğini taahhüt etmiştir. G20’nin bu taahhüdüne bakılırsa, grubun politika çerçevelerinde, zirve ve bildirilerinde toplumsal cinsiyet eşitliği meselelerine bu kadar kayıtsız kalması çarpıcıdır.
Bu raporda G20’nin stratejileri ve bu stratejilerin toplumsal cinsiyet eşitliği üzerindeki etkileri incelenecektir. Raporda G20’nin, politikasını oluşturup gündemini belirlerken, bunların kadın ve erkekler için ne tür sonuçlar doğuracağını ciddi anlamda göz önünde bulundurmadığı tespit edilmiştir. Bu durumun nispeten değiştiğine dair belirtiler de var; 2012 yılında Meksika’daki Los Cabos Zirvesi’nde cinsiyet eşitliğinin gözetileceği taahhüt edildi. Buna rağmen cinsiyet eşitliğinin ciddiye alınıp alınmayacağına dair sorular bakidir. G20 içinde dengeli bir temsiliyet söz konusu değil; mevcut durumda G20 üyesi ülkelerin devlet başkanlarının yalnızca yüzde 25’i kadın. Resmi hükümet temsilcileri, yani “şerpa”lar arasında ise bu oran daha da düşük; bu temsilcilerin yalnızca yüzde 15’i kadın.
Geniş tabanlı ekonomi politikalarının sonuçları, toplumsal cinsiyete göre değişiklik gösterir; zira toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin nedenlerinin ekonomideki değişikliklerle etkileşimi, kadın ve erkekler için birbirinden farklı sonuçlar doğurur. Toplumsal cinsiyet körü politikaların cinsiyet ayrımı gözetmeyen politikalar olduğu pek söylenemez. Kapsayıcı büyüme taahhüdünün gerçekleştirilebilmesi için, G20’nin ekonomik yönetişime yaklaşımındaki toplumsal cinsiyet yanlılığı tespit edilmelidir.
Bu raporda G20’nin Güçlü, Sürdürülebilir ve Dengeli Büyüme Çerçevesi ile bunu takip eden zirve ve süreçlerinde tespit edilen mali politika, para politikası, küresel yeniden dengeleme, finansal düzenleme, ticaret, sosyal koruma ve istihdam gibi politika alanları incelenecektir. G20 tüm bu alanlarda politika yürüteceğini taahhüt ettiyse de, şimdiye dek uygulamada beklentileri karşılayamamıştır.
G20, hükümet borçlanmaları ile kamu borçlarının azaltılmasını gerektiren bir “mali konsolidasyon” stratejisi benimsemiştir. Mali konsolidasyon vergilerin arttırılması yoluyla da sağlanabilecekken, harcama kesintilerinin gerekliliğine vurgu yapılmıştır. Para politikasıyla ilgili olarak da G20, fiyat istikrarına vurgu yapmıştır. Alışıla geldik şekliyle bu istikrar, istihdamı olumsuz etkilemesi muhtemel olan düşük faiz oranlarının bir hedef olarak görülmesini içerir.
Bu politika tutumlarındaki toplumsal cinsiyet taraflılığının çok sayıda muhtemel kaynağı bulunmaktadır. Harcama kesintileri ve kısıtlayıcı para politikaları, erkeklere kıyasla kadınların istihdamını daha olumsuz yönde etkileyebilir. Mali konsolidasyon, toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik eden programların kamusal kaynaklarını kısabilir. Daha düşük harcama seviyeleri ile sıkı kredi politikalarıyla ilişkilendirilen daha yavaş büyüme ve yüksek işsizlik, hanehalkı gelirlerinin düşmesine neden olup kadınların ücretsiz emeği üzerindeki baskıları arttırır.
Uluslararası ticaret; döviz kuru politikaları, çok taraflı ticaret müzakereleri ve büyük ihracatçı ülkeler ile ithalatçı ülkeler arasındaki küresel ekonominin “yeniden dengelenmesi” gibi çok sayıda G20 politikasından etkilenmektedir. Kadınlar erkeklerden farklı işlerde çalıştığından, ticaret rejimindeki değişiklikler, ekonominin farklı sektörlerini farklı biçimlerde etkilemekte ve bu değişikliklerin kadınlarla erkeklerin istihdamı üzerinde birbirinden farklı sonuçları bulunmaktadır.
G20, 2008 küresel krizine neden olan koşulların ortaya çıkmasını engellemek adına finansal düzenlemeyi güçlendireceğini taahhüt etti. Düzenleyici reform gündemi; yeni bankacılık standartları uygulayacağını, muhasebe pratiklerini uyumlulaştıracağını, borsa dışı türevleri düzenleyeceğini, kredi derecelendirme kurumlarının rolünü gözden geçireceğini ve “iflas etmek için fazla büyük” addedilen kurumların teftişini kuvvetlendireceğini temin etmektedir. Krizler kadın ve erkekleri farklı biçimlerde etkilediğinden, finansal reformun toplumsal cinsiyet eşitliği üzerindeki etkileri önemlidir, fakat reformların uygulamada zayıf kaldığı söylenebilir. G20 sosyal koruma politikalarının iyileştirilmesi gerektiğini de kabul etmiştir. Sosyal koruma, sadece krizden en kötü biçimde etkilenenlere destek olmakla kalmaz, talebi teşvik ederek ekonominin iyileşmesini de destekler. Etkili sosyal koruma politikalarının geliştirilebilmesi için cinsiyet dinamiklerinin hesaba katılması gerekir.
G20, 2010 yılından itibaren küresel kalkınma meselelerini üstlenmiştir. G20’nin Paylaşılan Büyüme için Seul Kalkınma Uzlaşısı ile Çok Yıllı Kalkınma Eylem Planı’nda ekonomik kalkınma için dokuz başlık belirlenmiştir. Bu başlıklar; altyapı, insan kaynakları gelişimi, ticaret, yatırım ve iş yaratma, gıda güvenliği, sosyal koruma, finansal tabana yayılma, yurtiçi kaynakların harekete geçirilmesi ve bilgi paylaşımından oluşur. Kalkınma gündeminde toplumsal cinsiyet eşitliğinden açık bir biçimde bahsedilse de, gündemin odağı büyük oranda eğitim ve sağlık alanlarındaki toplumsal cinsiyet farkıyla kısıtlı kalmıştır. Kalkınma Eylem Planı’nın süresi bu yıl sona eriyor. G20 yeniden düzenlenmiş bir Eylem Planı ve 2015 yılı sonrası için kalkınma gündemini oluştururken cinsiyet eşitliğini; istihdam, sosyal koruma, ücretsiz bakım emeği, varlık sahipliği, finansal tabana yayılma, kadına yönelik şiddet ve üreme hakları gibi meseleleri de içerecek şekilde tüm politika çerçevesine entegre etmelidir.
Rapor, bu analize dayanarak beş somut tavsiyede bulunmaktadır:
- Toplumsal cinsiyetin G20’nin gündemine entegre edilmesi için bir Ekonomi Politikaları ve Toplumsal Cinsiyet ile ilgili Araç Takımı’nı hazırlayacak bir G20 Görev Gücü oluşturulmalı;
- toplumsal cinsiyet eşitliğinin G20’nin iki ana politika çerçevesinde- Güçlü, Sürdürülebilir ve Dengeli Büyüme Çerçevesi ile Kalkınma Eylem Planı- tam anlamıyla dile getirilmesi temin edilmeli;
- toplumsal cinsiyet eşitliği IMF, OECD ve WTO gibi uluslararası örgütlerin G20 izleme faaliyetlerine dahil edilmeli;
- G20’deki ve uluslararası çapta cinsiyet eşitliğindeki ilerlemenin değerlendirilebilmesi için var olan cinsiyet eşitliği göstergeleri kullanılmalı ve yeni göstergeler geliştirilmeli; ve
- Ekonomi Politikaları ve Toplumsal Cinsiyet ile ilgili Araç Takımı ve G20’nin cinsiyet eşitliğini ilerletmekle nasıl sorumlu tutulabileceği konularında ana paydaşlarla bir danışma süreci başlatılmalıdır.
Bu tavsiyeler benimsendiği takdirde, G20’nin politika önceliklerine toplumsal cinsiyetin entegre edilmesi için önemli adımlar atılmış olacak ve mevcut durumda paylaşılan ve kapsayıcı olan bir büyüme hedefini zedeleyen bir eksiklik giderilmiş olacaktır.