Türkiye’de, cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP hükümetinin yetkilendirdiği “İmralı Heyeti” ile PKK lideri Abdullah Öcalan arasında yürütülen barış görüşmelerine cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından son verildiği 2015 yılında dünyanın çeşitli bölgelerinde hükümetlerle silahlı mücadele yürüten örgütler arasındaki barış süreçleri nasıl bir seyir izledi? Barış Kültürü Okulu Başkanı, Barselona Otonom Üniversitesi öğretim üyesi Vicenç Fisas’ın hazırladığı “2015 Barış Süreçleri Raporu”un dikkatlerinize sunuyoruz.
Silahlı ihtilaf üzerine müzakere pratiği, artık bizlere belli bir dayanak sunan sağlam bir temele sahip. Çok uzağa gitmeyelim, son 30 yıl içinde silahlı gruplarla yaşanan 50’den fazla ihtilaf, başarıyla müzakere edilmiştir. Her ne kadar her bir çatışma ayrı ve kendine has bir karaktere ve farklı özelliklere sahip olsa da, bu güzergâh boyunca, güncel ihtilafları müzakere etmeyi öğreniyoruz. Bu ihtilafların her birinin ne şekilde ele alınacağını belirleyen muazzam miktarda unsur var ve bu unsurların bilinmesi, müzakere dünyasında ilerleme iradesine sahip olanlara yardımcı olabilir, ki silahlı bir ihtilafı idare etmek ve dönüştürmek, söz konusu ihtilafın altında yatan şiddete son vermek ve ihtilaf halinde olan tarafların ihtiyaçlarının büyük bir kısmına tatmin edici bir biçimde yanıt veren bazı anlaşmalara varabilmek için en iyi yol da budur.
Müzakerenin asgari koşulları
Bir müzakereye başlamak için asgarî koşullar nelerdir? Temelde, dört soru mevcuttur: ortada bir ihtilaf olduğunun (veya bir ihtilafı paylaştığımızın) tanınması; karşı tarafın (muhalifin) tanınması; silahlı ihtilafı pasifist araçlarla çözüme kavuşturmayı isteyen (ve bunun sadece ve sadece müzakere vasıtasıyla gerçekleştirilebileceğine dönük) kararlı bir irade; ve “meta-ihtilaf” dediğimiz, ihtilafın aslî doğasını tanımlayabilme üzerine hemfikir olmak (neyi ele alacağımızı, neyin “hastalık” olduğunu bilmek ve bu hususta hemfikir olmak). Bu dört noktada hemfikir olunmuşsa, süreç başlayabilir ve münasip yöntem tasarlanabilir.
Diğer yıllarda olduğu gibi, 2015’de de bazı silahlı ihtilafların nihayete erdirilmesi ve pek çok müzakerenin ilerletilmesi fırsatına sahip olduk. Yıl boyunca yaşananların temel sonuçları, şu şekilde özetlenebilir:
- Yıl boyunca, dört silahlı çatışma sona erdirildi: Sudan (Darfur) SLM-MM, Mali (CMA-Platformu), Etiyopya (Tigray Halkın Demokratik Hareketi, TPDM), ve Güney Sudan.
- Dört ihtilafta, resmi bir müzakere sürecinin başlatılmasına dönük açıklayıcı adımlar atıldı:Kolombiya (ELN), Pakistan (Baloçistan), Çin (Tibet) ve Suriye.
- Müzakerelerin yüzde 15.4’ü iyi ilerledi veya çözüldü; yüzde 33.3’ünde güçlükler yaşandı ve yüzde 43.6’sı başarısız oldu.
- Mevcut ihtilafların yüzde 70’inde, bir biçimde temas, görüşme veya müzakere mevcuttu.
- Son 35 yıl içinde incelenen 117 ihtilaf arasında , yüzde 40.2’si bir barış anlaşmasıyla sonuçlandı. Yüzde 47.9’u ise hâlâ çözülmüş değil.
- Aynı dönem sona eren 61 ihtilaftan, yüzde 77’si bunu bir barış anlaşması vasıtasıyla gerçekleştirdi ve yüzde 16.4’ü, taraflardan birinin askeri zaferiyle sonuçlandı. Müzakere kültürü artık bir gerçekliktir.
- Şu ana kadar çözüme kavuşmuş olan 61 ihtilaftan aşağı yukarı yüzde 32’si beş yıldan az sürdü ve yüzde 53.2’si 10 yıldan az sürdü. Eğilim, ihtilafların mümkün olan en erken sürede müzakere edilmesi yönündedir.
- Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni (ICC) kuran 1998 Roma Mevzuatı’nın yürürlüğe girmesinden beri, 16’sı bu mevzuata imza atan toplamda 24 ülke, 50’sı Roma Mevzuatı’nı imzalayan ülkelerle ihtilaf halinde olan 84 silahlı grupla barış anlaşmaları imzaladı. ICC, barış anlaşması imzalayan ülkelerde sadece tek bir vakaya (DR Kongo-MLC) müdahale etti ve “geçici” bir mahkeme, Sierra Leone’da, silahlı bir gruptan (RUF) üç kişiyi tutukladı, ki bu durum, her iki ülkede silahlı gruplara mensup sekiz kişiyi etkiledi. Bunun dışında, istisnasız hiçbir durumda, barış anlaşması sonrası terhis edilen hiç kimse, hapis cezası dahil olmak üzere hiç bir cezaya maruz kalmadı. Olağan uygulama, silah bırakan gruplar için af ve ICC’nin duruma müdahale etmemesidir.
- İncelenen süreçlerin yüzde 81.2’sinde, üçüncü taraflar arabuluculuk yapmıştır.
Silahlı ihtilafların yalnızca yüzde 30’unun, Güvenlik Konseyi kararı gerektirdiği belirlendi. Keşif, görüşme veya resmi müzakelerin olduğu vakaların yüzde 34.4’ü bir Güvenlik Konseyi kararıyla çözüldü.
Afrika ve Asya'da müzakelere örnekleri
Latin Amerika, Avrupa ve Ortadoğu'dan müzakelere örnekleri PDF olarak