Irak, uzun yıllardır savaşı acımasızca yaşayan Ortadoğu ülkelerinin başında geliyor. 2014 bu savaşı bölgedeki istikrarlı alanlardan biri olan Irak Kürdistanı’na da taşıdı. Irak’ta durmak bilmeyen savaş ve çatışmalar 2014’ün ilk gününde Şii Maliki hükümetine bağlı polisin Sünni milletvekili Ahmed Elvani’nin evine yaptığı kanlı baskınla yüzünü göstermişti. Anbar vilayetindeki tansiyon hükümet karşıtı protestolara verdiği destekle bilinen Sünni milletvekili Elvani’nin gözaltına alınması ve ardından Sünni eylemcilerle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalarla kısa sürede birçok alana yayıldı. Sünniler Şii hükümetin kendilerine ikinci sınıf vatandaş muamelesi yaptığını savunuyor, Maliki hükümeti ise Anbar’daki aşiretleri el Kaide’ye destek olmakla suçluyordu.
2014’ün ilk günlerinden son ayına kadar tartışılan konulardan biri de Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile yaşanan bütçe krizi ve petrolün bölgesel hükümet tarafından dünya pazarlarına satılması girişimiydi. Uluslararası ajanslar bölgesel yönetimin Türkiye üzerinden kamyonlarla taşınan ham petrolü dünya piyasalarına satmaya başladığını yazdı.
Yıl içinde yine çok konuşulan IŞİD’in saldırıları da giderek artıyordu. Irak’ın batısındaki Anbar il merkezi Ramadi’de hükümeti protesto eden gruplara güvenlik güçlerinin müdahalesi IŞİD’in ekmeğine yağ sürdü. Kentte beş polis merkezini ele geçiren silahlı gruplar güvenlik güçlerinin silahlarına el koyup polis merkezlerini ve zırhlı araçları ateşe verdi. 2014’ün ilk günlerinde Felluce kentinin kontrolü henüz el Kaide ile bağını kesmemiş olan IŞİD’e geçti.
IŞİD aynı zamanda Suriye’de de giderek etkinlik kurmaya başlıyordu. IŞİD ile diğer muhalif gruplar arasında Halep ve İdlib kentlerinde çıkan çatışmalarda çok sayıda örgüt elemanının öldüğü ve yaralandığı açıklandı; örgüt üyelerine teslim olmaları için 24 saatlik süre tanındı. Ancak örgüt, egemenliğini sağlamlaştırmak için her kesime saldırmayı sürdürdü. Yılın başından itibaren, artan IŞİD saldırıları Kürt bölgesinde de kendini göstermeye başladı. Resmen Kürdistan bölgesi dışında bulunan Kerkük kentinde bombalı araçla düzenlenen intihar saldırısında yedi kişi öldü.
Merkezî hükümet-bölgesel yönetim gerilimi
Bu arada, merkezî hükümetle yaşanan petrol krizinin çözümü için devreye ABD girdi. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani telefonla görüştü. ABD Barzani’den, Kürdistan Bölgesi petrolünün taşınması konusundaki sorunların çözümü için Irak ve Türkiye ile tam mutabakat sağlamasını istedi. Maliki, Kürdistan bölgesinden Türkiye’ye petrol sevkiyatına karşı çıkarak Türkiye’ye petrol sevk etmesi halinde Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne federal bütçeden kaynak aktarılmayacağını söyledi. Erbil ile Bağdat arasındaki petrol sevkiyatında yaşanan anlaşmazlık ipleri kopma noktasına getirdi. Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani yatırılmayan memur maaşlarıyla ilgili uyarılarda bulundu.
Irak’taki sorunların çözümü için devreye Birleşmiş Milletler de girdi. Bağdat’a giden BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon dönemin Irak Başbakanı Nuri Maliki ve diğer yetkililerle Suriye krizini ve Irak’ta yaşanan şiddet olaylarını, Felluce ile Ramadi kasabalarına yerleşen IŞİD’i görüştü. IŞİD ise Irak’taki Sünni karşıtı politikaları eksene alan istikrarsız yönetimden nemalanarak etkisini kısa sürede artırdı. IŞİD’in ele geçirdiği Felluce ve Anbar’dan çok sayıda insan göç etmek zorunda kaldı.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği iki hafta içerisinde 65 bin kişinin Anbar bölgesinden kaçtığını açıkladı. Böylece, önceki yılın aralık ayından beri çatışmalardan kaçanların sayısı 140 bine ulaştı. Kaçan siviller Bağdat ile Irak Kürdistanı bölgesine sığınıyordu.
Bir taraftan mülteci göçü giderek artarken diğer taraftan IŞİD ile Irak ordusu arasında ocak ayında Felluce ve Ramadi’de başlayan çatışmalar Bağdat’ın kuzeyi ile Kerkük kentine bağlı kasabalara da yayılmaya başladı.
Irak’ta şiddet giderek tırmanırken Kürdistan bölgesinin bağımsızlığını ilan etmeye hazırlandığı haberleri basında sık sık yer bulmaya başladı. Mesud Barzani’nin bağımsız Kürdistan’ı ilan etmeye hazırlandığı hâlâ yazılıp çiziliyor. Kürdistan parlamentosu Referandum Yasası’nı çıkararak bağımsızlığı ve tartışmalı kentlerin, yani Kerkük, Xanekin, Mendeli ve Şengal gibi bölgelerin Kürdistan’a bağlanmasını halkoyuna sunacaklarını duyurdu. Mesud Barzani’nin bağımsızlık konusundaki açıklamalarına ABD’den yanıt gecikmedi: “Irak’ın bütünlüğü hâlâ Amerika’nın temel politikasıdır.”
Irak Kürdistanı’nın 2014’teki sancılarından biri de yeni hükümetin bir türlü kurulamamasıydı. 2013’ün 21 Eylül’ündeki seçim sonrasında taraflar geniş tabanlı bir koalisyon hükümeti kurmak için görüşmeleri ancak sekiz ay sonra başlatabildi. Seçimin iki galibi, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Goran Hareketi, anlaştıklarını açıkladı. Anlaşma meclis başkanının hangi partiden olacağını da kapsıyordu. Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile diğer iki İslamî partinin de anlaşmaya dâhil olmasıyla, tüm tarafların katılımıyla seçimlerden dokuz ay sonra hükümet kuruldu. Kabine beş parti ile Türkmen ve Süryani azınlıkların katılımıyla oluşturuldu.
Irak’ta 30 Nisan’da yapılması kararlaştırılan genel seçimlere az zaman kala, saldırılar da giderek arttı. Kürdistan Bölgesi ile gerilen siyaset, IŞİD ve diğer örgütlerin saldırıları, merkezî hükümeti alabildiğine zorluyordu. Maliki hükümetinin başa çıkmaya çalıştığı en önemli sorun Sünni bölgelerde ağırlığını artıran IŞİD ve diğer Sünni İslamcı örgütlerdi. Şiilerin güçlü lideri Başbakan Nuri Maliki 30 Nisan seçimlerinde öncekiler kadar rahat değildi. Sünni muhaliflerin yanı sıra, geçmişte Maliki’yi desteklemiş bazı Şii gruplar da yoğun bir karşı kampanya sürdürüyordu.
30 Nisan seçimleri Kürtler açısından da önemliydi. Kürtler federal Irak parlamentosu seçimlerine ilk kez ayrı listelerle katıldılar. ABD güçlerinin Irak’tan çekilmesinden sonra düzenlenen ilk genel seçimlerle eş zamanlı olarak Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi de on yıl sonra ilk defa yerel yönetimler için sandık başına gitti. Kürtler genel seçimlerden çok yerel seçimlere, özellikle de Kerkük seçimlerine odaklandı.
Nuri Maliki etkin muhalefete rağmen “kanun devleti” şiarıyla katıldığı seçimlerden birinci parti olarak çıkmayı başardı. Emar Hekim yönetimindeki Irak Yüksek İslam Konseyi ikinci sırada, radikal Şii din adamı Mukteda el Sadr ile El Irakiye ittifakı lideri Usame Nuceyfi üçüncü sırada seçimi bitirdiler. Eski başbakanlardan İyad Allavi ve İbrahim el Caferi ile Başbakan Yardımcısı Salih Mutlak’ın Arap Koalisyonu da parlamentoya girmeyi başardı. Kürtler ise seçimlere ayrı listelerle katılmalarına rağmen merkezî parlamentodaki güçlerini korudular.
Güçlenen ve yayılan IŞİD yönünü Irak Kürdistanı’na da çevirdi. İlk saldırısını Mayıs ayında Êzidilere yönelten IŞİD Şeyhan kasabası civarında ona yakın Êzidi’yi öldürdü, çok sayıda Êzidi ise yaralandı. IŞİD’in bir diğer saldırısı ise Xanekin kentine bağlı Celawla kasabasında, Kürdistan Yurtseveler Birliği’nin (KYB) merkezine yönelik intihar saldırısıydı. Saldırıda 18 kişi öldü, çok sayıda peşmerge ve sivil yaralandı.
Örgüt Irak’ın geneline dönük saldırılarını da artırdı. Samara, Anbar ve Felluce’den sonra Selahaddin ve Musul’da da etkili olmaya başladı. Musul’da yaşayan Êzidi Kürtler ve Şabekler Irak Kürdistanı’na kaçarken Erbil hükümeti de alarma geçti. Üç buçuk milyon nüfuslu Musul 10 Haziran’da tamamen IŞİD kontrolüne geçti.
Maliki Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Arap Birliği’ne çağrıda bulundu. IŞİD saldırılarına karşı koyamadıklarını ifade eden Irak ordu birlikleri mevzilerini terk etti. Siviller kenti boşaltmaya başladı. Kaçanların çoğu Irak Kürdistanı’na, özellikle Erbil ve Duhok’a sığındı. Peşmerge güçleri kent çevresinde güvenlik önlemleri alırken, Suriye’nin Rojava bölgesinde hakim olan YPG ihtiyaç duyulduğu takdirde Irak Kürdistanı’na birlikler yollayabileceğini açıkladı.
Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu, Ahmet Davutoğlu’nun “durum sakin” açıklamasından saatler sonra, IŞİD tarafından basıldı. Daha önce Erdoğan’ın dış politika danışmanı olarak görev yapan Başkonsolos Öztürk Yılmaz’ın da aralarında bulunduğu kırk dokuz konsolosluk personeli rehin alındı. Örgüt yayınladığı mesajda, “Türkler kaçırılmadı, soruşturma prosedürleri tamamlanana kadar güvenli bir yere götürüldüler” dedi. Ardından, İslamcı militanlar Bağdat’a 150 kilometre mesafedeki Tikrit’i ve kentin kuzeyindeki Beyci kasabasında önemli bir petrol rafinerisini ele geçirdi.
Irak ordusu askerleri Musul’dan sonra Kerkük’ü de terk etti. Kent Kürt peşmergelerin kontrolüne geçti. Irak Anayasası’nın 140’ıncı maddesine göre, kentin geleceği için referandum yapılması gerekiyordu. Maliki yönetimi bunu sürekli geciktirmişti. Kent fiilen Kürtlerin kontrolüne geçince, peşmergeler ve peşmergelere destek için bölgede bulunan HPG gerillaları IŞİD’in Kerkük’e girmesini engelledi.
IŞİD-Baas Partisi ilişkisi
Musul işgali sonrasında, İslam Devleti’ni ilan eden ve lideri Bağdadi’yi halife olarak atayan IŞİD, İslam Devleti’nin ilk kentine vali olarak eski bir Baas generalini atadı. IŞİD’in Saddam Hüseyin’in Ürdün’de sürgünde yaşayan kızı Raghad Hüseyin’in Irak’a getirilmesi için bir güvenlik koridoru oluşturmaya çalıştığı da iddia edildi. Raghad Hüseyin, Baas’ın başındaki İzzeddin el Duri ile ilgili el Arabi gazetesine “Amcam İzzettin’in başarısından, babamın askerleriyle birlikte Irak’ı özgürleştirmesinden memnunum” açıklaması yaptı. Bir başka açıklama da Irak’ın Türkiye’de sürgünde olan eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi’den geldi. Haşimi IŞİD’in Musul’a girmesinden sonra twitter’dan yaptığı ilk açıklamada gelişmeleri devrim olarak değerlendirdi ve selamladığını açıkladı.
IŞİD’in Irak’taki ilerleyişiyle ilgili yaptığı ilk açıklamada ABD Başkanı Obama “Irak hükümetine destek olmak için tüm seçenekleri değerlendiriyoruz” dedi.
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Telafer’e dikkat çekmesinin hemen ardından IŞİD Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı ilçenin kontrolünü de ele geçirdi. Binlerce Türkmen, Kürtlerin kontrolündeki Şengal kasabasına göç etti.
Irak Kürdistanı Bölgesi Başkanı Mesud Barzani Irak’taki gelişmelerden dönemin başbakanı Nuri Maliki’yi sorumlu tuttu ve Birleşmiş Milletler’e çağrıda bulunarak referandum çalışmalarını başlatacaklarını belirtip yardım istedi. Barzani aynı zamanda, Kürdistan Bölge Parlamentosu’na çağrıda bulunarak “referandum için gerekli hazırlığı yapma” talimatı verdi.
Referandum gündemi üzerine, IŞİD daha çok Kürdistan Bölgesine yöneldi. Êzidilerin çoğunlukta olduğu Şengal kasabasına bağlı Tilbenet köyüne ağır silahlarla saldırdı. İlk olarak, nüfusu 400 bini bulan Şebak Kürtlerinin on bir köyü IŞİD denetimine geçti.
Bu arada, Erbil ile Bağdat yönetimleri arasında ipler gerildi ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Bağdat hükümetinin toplantılarına katılmama kararı aldı. 23 Temmuz’da yapılacağı açıklanan cumhurbaşkanlığı seçimi Kürdistan İttifak Listesi’nin talebi üzerine ertelendi. Kürdistan İttifakı Listesi olağanüstü toplantı sonrasında Irak Cumhurbaşkanlığı seçimine Fuad Masum’u ortak aday olarak teklif etti. Fuad Masum’un yanı sıra Sünni ve Şii partilerden altı aday seçime katıldı. İkinci turda 211 oy alan Fuad Masum, Celal Talabani’den sonra Irak’ın ikinci Kürt cumhurbaşkanı oldu.
IŞİD’in hedefindeki kent bu kez Êzidi nüfusun yoğun olduğu Şengal’di. Büyük bir trajedinin yaşandığı saldırıyla örgüt kısa sürede Şengal’i işgal etti. Bu arada, Reuters haber ajansı örgütün Zumar yakınlarındaki petrol rafinerisini de peşmergeyle çatışmaların ardından ele geçirdiğini aktardı. IŞİD’in ele geçirdiği bir başka yer Irak’ın en büyük barajı oldu; Reuters’ın haberine göre, örgüt peşmerge güçlerinden bir direnişle karşılaşmadan barajı ele geçirdi.
Irak’ta ele geçirdikleri bölgelerde katliamlar yapan IŞİD, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin başkenti Erbil’in 40 kilometre yakınına kadar ilerledi. IŞİD’in Zumar ve Şengal’i ele geçirmesi sırasında geri çekilmek zorunda kalan peşmerge bu kez karşı saldırıya geçti.
Bu dönemde, Şengal’de katliamdan kurtulmak için dağlara kaçan on binlerce insanın açlık ve susuzlukla mücadelesi başladı. IŞİD, binlerce Êzidi kadınını, çocuğu, yaşlıyı esir alıp katlederken, on binlercesi de dağ yollarındaydı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi uluslararası topluma IŞİD’e karşı mücadelede Irak halkı ve hükümetine yardım etme çağrısında bulundu.
Bu arada, Irak Cumhurbaşkanı Fuad Masum yeni hükümeti kurma görevini Maliki yerine aynı partiden Haydar Abadi’ye verdi. Kendisi yerine Abadi’nin görevlendirilmesine ve ABD’nin buna destek vermesine Maliki sert tepki gösterdi. Ancak, merkezî hükümetten çekilen Kürt bakanlar bir süre sonra geri dönme kararı aldı. Meclis Şii başbakan Haydar Abadi’nin kabinesini yasal olarak onaylanması gereken saate sadece dakikalar kala onaylayabildi. Yeni hükümet göreve başladı.
Şengal işgalinin ardından, 15 Eylül’de IŞİD Kobanê’ye saldırdı. Mesud Barzani saldırıdan dört gün sonra, Kobanê’nin savunulması için uluslararası topluma çağrıda bulundu. Yaklaşık bir ay sonra, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Parlamentosu Mesud Barzani’nin talebi üzerine Kobanê gündemiyle toplandı ve Kobanê’ye peşmerge gönderilmesi teklifi kabul edildi.
29 Ekim’de yola çıkan Kobanê’ye gidecek peşmerge güçlerinin bir kısmı hava yoluyla Urfa üzerinden Mürşitpınar sınır kapısına ulaştı. Kara yoluyla gelen grup da Habur’dan geçerek Suruç’a geldi. Bu adım Rojava yönetiminin oluşumu döneminde başlayan ve giderek büyüyen ilişkilerin yumuşamasına, Kürtler arasında yakınlaşmaya neden oldu.
2014’ün sonlarına doğru, Kürdistan bölgesi hükümeti ile merkezî Irak hükümeti heyetleri arasındaki buzlar da erimeye başladı. Aralık ayında Bağdat’ta gerçekleştirilen toplantının sonunda iki taraf da anlaştıklarını ve bütçe krizinden petrol ihracına kadar birçok noktada sorunlarını çözdüklerini belirtti.
Hatırlanacaktır, IŞİD 3 Ağustos’ta Şengal’i işgal etmişti. Peşmerge güçleri ile PKK’nin askerî kanadı HPG, Rojava’nın Halk Savunma Birlikleri YPG ve YPJ ile Şengal Direniş Birlikleri YBŞ Aralık ortasından itibaren Şengal kuşatmasını kırmak için operasyona başladı. Mesud Barzani Şengal kuşatmasının kırılması amacıyla başlatılan operasyondan sonra, Şengal Dağı’nda yaptığı basın açıklamasında, uzun sürecek savaştan Kürt halkının zaferle çıkacağına inandığını söyledi.
Irak’ta ve Kürdistan Bölgesi’nde çatışmalarla geçen 2014 yılı bölgedeki yanlış politikaların sonuçlarının izlenmesi açısından bir laboratuar işlevi gördü. Bu gözlemler Ortadoğu’nun başına bela olan IŞİD’in gelişmesine yol açan politikaların anlaşılması bakımından da önemli.