Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme Madde 40 (1): “Taraf Devletler, hakkında ceza yasasını ihlâl ettiği iddia edilen ve bu nedenle itham edilen ya da ihlâl ettiği kabul edilen her çocuğun; çocuğun yaşı ve yeniden topluma kazandırılmasının ve toplumda yapıcı rol üstlenmesinin arzu edilir olduğu hususları gözönünde bulundurularak, taşıdığı saygınlık ve değer duygusunu geliştirecek ve başkalarının da insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygı duymasını pekiştirecek nitelikte muamele görme hakkını kabul ederler.”
Çocukların gelişimi yetişkinlerin gelişiminden daha farklı seyreder. Çocukların ihtiyaçları daha farklı ve çocukluğun hızlı ve kırılgan bilişsel, fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişim evreleri içeren kısa bir dönem olması nedeniyle daha kritik önemdedir. Bu gelişimsel zirvelerden çok önemli biri erken yetişkinlik sırasında, yani 10 ile 19 yaş arasında gerçekleşir. Bu evreler desteklenmediği ve beslenmediği takdirde çocuğun kişisel gelişimi ve insan topluluğunun bir üyesi olarak insanın gelişimine yaptığı katkı olumsuz olarak etkilenebilir. Çocuğun uğradığı zarar kalıcı olabilir, ya da giderilmesi seneler sürebilir ve topluma entegrasyonunu ciddi anlamda sekteye uğratabilir. Herkes yalnızca bir kere çocuk olabiliyor! Bu yüzden de, çocuklar yetişkinlerden daha farklı.
Bu bilimsel gelişim bilgisi “(ceza adaleti yönetimi çerçevesinde alınan bütün kararlarda) çocukların yetişkinlere göre daha az sorumlu tutulmalarının temelini oluşturur” ve dolayısıyla “ayrı bir çocuk ceza sisteminin ve çocuklara farklı davranılmasının da nedenini oluşturur.” (BMCHK, 2007)
Gene bu nedenle, ceza adalet sisteminin hedeflerinden biri olan cezalandırma çocuklara uygulanamaz. Çocukların adalet ile çatışmalı bir duruma gelmesi bir boşluk içinde yaşanmaz; aksine çocuğa ve destek ağına zarar veren ya da adaletsiz olan kültürel, sosyal, ekonomik, siyasi ve yasal koşullar çocukların adaletle başının derde girmesinin temel nedenlerini oluşturur. Dolayısıyla çocuk adalet sistemi ayrı bir adalet sistemidir ve yetişkinler tarafından yetişkinler için üretilen adalet sisteminin bir parçası olamaz.
Çocuk adalet sistemi çocuk dostu adaletin ve ülkenin BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme tarafından benimsenen kapsayıcı çocuk koruma sisteminin de bir parçası olmalı. Böyle bir ceza sisteminin amaçları arasında özgürlükten mahrumiyetin engellenmesi, hızlı ve adil yasal uygulamalar, rehabilitasyon ve onarıcı adalet yer almalı.
Türkiye’nin 1949’dan beri üyesi olduğu Avrupa Konseyi çocuk dostu adaleti şöyle bir sistem olarak tanımlar: “Çocuğun olgunluk ve anlayış düzeyine ve davanın koşullarına gereken önemi vererek çocuk haklarına mümkün olan en yüksek düzeyde uyulmasını ve bu hakların olabilecek en etkili şekilde uygulanmasını güvence altına alan sistemdir. Böyle bir sistemde adalet, özellikle, erişilebilirdir, yaşa uygundur, hızlıdır, özenlidir, çocuğun ihtiyaçlarına ve haklarına uygun ve odaklıdır; çocuğun adil yargılanma hakkı, yargı sürecine katılma ve bu işlemleri anlayabilme hakkı, özel hayata ve aile hayatına ve çocuğun bütünlüğü ve haysiyetine saygı gösterilmesi dâhil bütün haklarına saygılıdır.” (Avrupa Konseyi, 2010)
Bu şekilde, adalet ile çatışma içerisinde olduğunda çocuğun haklarının ortadan kalmadığı vurgulanmaktadır. Çocuğun Haklarına Dair Sözleşme ile garanti altına alınan eğitim, sağlık, katılım, şiddetten korunma, oyun, gelişim ve iç bütünlüğüne uygun yaklaşım gibi tüm haklarına sahip olmaya devam etmektedir.
Türkiye’nin nüfusunun yaklaşık yüzde 31,2’si (76,4 milyon) 18 yaşın altındadır, yani Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2013 verilerine göre çocuk sayılmaktadır. Çocukların sayıca bu kadar fazla olması çocukları korumaya yönelik güçlü bir sistemin varlığını gerektirmektedir. Ancak, bu ihtiyacın aksine, 245.080 çocuk güvenlik birimlerine getirildi. Bunların çoğu suç ve hafif suç vakaları, ancak aralarında suç mağduru olanlar da var (nedenlerin ve rakamların dağılımı için bkz. aşağıdaki tablo). 2013’te en az 117.367 çocuk adaleti ihlâl ettiği için mahkemeye çıkarıldı. Bu çocuklardan çoğu ilk defa suç işlemişti ve en az 44.352’si cezaya çarptırıldı. Çocuk ceza mahkemelerinde ortalama mahkeme süresi 258 gün, ağır ceza çocuk mahkemelerinde ise 252 gündü. Aynı süreler yetişkin mahkemeleri için 251 ve 257 gündü. Bu süre boyunca, kendileri ve yasal temsilcileri masumiyetlerini kanıtlamak mecburiyetinde oldukları için çocukların çoğu gözaltında tutuldu. Bu zorunluluk, Türkiye’nin de imzacısı olduğu çoğu insan hakları sözleşmesine aykırı. Örneğin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde “suçluluğu kanıtlana kadar masum kabul edilmesi” prensibi garanti altına alınmıştır ve ispat külfeti çocuklar değil, yetişkinlerin üzerindedir.
Türkiye’deki çocuk ceza adaleti sistemi henüz gelişmekte. Yetkililer, yirmi yılı aşkın süredir çocuk ceza adaletine ilişkin kanunlar, uygulamalar ve programları iyileştirmek üzere, UNICEF gibi kurumların da teknik desteğini alarak çalışmaktalar. Adalet sistemi içerisindeki çocuklara sınırlı yasal ve psiko-sosyal destek vermek vermek ve haklarına saygı duyulması, korunması ve uygulanması için az sayıda da olsa sivil toplum kuruluşu mevcut.
Tüm bu çabalara rağmen, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme çerçevesinde belirtilen haklarla uyumlu bir adalet sistemi için, mahkeme ve temyizlerde uygulanacak gözetilecek prosedürel haklar, adalet sistemi içerisindeki çocuklarla ilgili adli olmayan uygulamaların geliştirilmesi ve uygulanması ve mahkumiyetin ancak son seçenek olması gibi konularda daha çok yol kat etmek gerekiyor.
Adalet sistemi içerisindeki çocuklarla/çocuklar için çalışan hükümet birimleri ve stk’ların üzerinde mutabakata varabildiği bir çocuk ceza adaleti sistemi ve prensipleri tanımı bulunmamakta. Yukarıda verilen rakamlar ışında, Türkiye’nin adalet sisteminin çocuklar için adil olmadığı ve ciddi bir değişimden geçmesi gerektiği açıkça görülüyor. Sistemin mevcut başlıca eksiklikleri şöyle özetlenebilir:
• Yasal ve siyasa çerçevesi son derece dağınık ve dolayısıyla çocuğun hak sahibi olarak ve bütüncül ele alındığı bir çocuk adalet sisteminin temelini oluşturamıyor;
• Adalet sistemi içerisindeki çocuklar hakkında bağımsız veri oluşturabilecek hak temelli herhangi bir izleme mekanizması bulunmuyor;
• Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin maddeleri ulusal hukuka aktarılmadı ve ulusal hukuk Sözleşme ile uyumlu hale getirilmedi. 2009’da Adalet Bakanlığı adalet reformu stratejisi ve bu stratejinin uygulamaya konması için eylem planı açıkladı ancak ne strateji ne de eylem planı meclis tarafından onaylanmadı. (http://www.sgb.adalet.gov.tr/yrs.html) Çocuk ceza adaletine ilişkin kısım adli reform stratejisi ve eylem planı ile sınırlı, ancak çocuk mahkemeleri ve ıslah merkezlerinin sayısında artış var. Bu değişiklikler çocuk korumanın önleyici ve koruyucu yanlarını kapsamıyor;
• Çocuk adalet sisteminin sorunlarına ilişkin biriken bilgi görünür değil, mevcut bilgi son derece dağınık ve gerekli bilgiler ışığında program ve proje üretmek isteyen uzman ve STKlar için kolay erişilebilir değil. Dolayısıyla, sorunun asıl nedenlerini bilmeden kalıcı çözümler üretmek mümkün olmuyor. Asıl nedenlere ilişkin adım atılması ve çocuk dostu bir adalet sisteminin oluşturulması için veri ve bilgi şart;
• Çocuk adalet sisteminin farklı bölümlerinden sorumlu bakanlıklar ve hükümet birimleri arasında çocuğun gelişim ihtiyaçları ve haklarına dair bütüncül bir yaklaşım mevcut değil. Sorumlulukların yasal paylaşımı belirsiz, hizmetler dağınık ve hizmet vericiler çocukları başka birimlere göndermek suretiyle sorumluluktan kaçınabiliyor, çocukların ihtiyaçları böylece arada kalıyor ve hakları ihlal ediliyor;
• Adalet sistemi içerisindeki çocukların erişebildiği şikayet ve etkin onarım mekanizmaları mevcut değil.
Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin takipçisi olan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi Türkiye’deki yetkililere 2001 ve 2012 senelerinde çocukların ve haklarının daha iyi koruması için kanunlarını uyumlu hale getirme ve sosyal hizmetler, adalet, eğitim ve sağlık sistemlerinde reform yapılması tavsiyesinde bulundu. Yukarıda listelenen eksikliklerin giderilmesine yönelik bir reformun ana maddeleri şöyle:
Araştırma
• Sivil toplum kuruluşları ve devlet kurumlarının ortaklaşaca gerçekleştireceği kapsamlı nicel ve nitel araştırmalara ihtiyaç var.
• Küçük ölçekli bir masa başı taraması ve yazın araştırması ile ayrım çözümlemesi (haritalandırılması) yapılması gerekmektedir.
• Çocuklar ve genç bireylerin yanı sıra, bakıcıları ve toplumun da bakış açılarını içeren, özellikle de risk altındaki çocukların deneyimlerine odaklanan destekleyici araştırmalar. Bu araştırma projeleri farklı yaşlardaki çocukların adalet sistemine dair deneyimlerinin kapsam ve derecesini görünür kılmalı, içinde bulundukları durumlar, risk ve koruma faktörlerini ön plana çıkarmalıdır.
Kanun ve siyasalar
• Bu konuda en büyük zorluk tüm çocukları koruyan kapsamlı bir sistem olmaması. Uygulamaların çoğu çocuk dostu değil ya da çocukların haklarına saygılı değil. Çocukların çıkarlarını koruyan yeni yasalara ihtiyaç var. Buna çocuklar için bazı eylemleri suç olarak tanımlayan kanunların değiştirilmesi/yürürlükten kaldırılması da dahil.
Programlar (ulusal ya da ölçekli program ve projeler)
• Hangi uygulamaların başarılı olup olmadığını anlamak için etki değerlendirmesi ve analizi gerekli. Organizasyonel ve sistem genelinde çocuk hakları etki değerlendirme ve analizleri desteklenmeli.
• Uygun olduğu durumlarda çocuk mağdur ve suçlulara destek ve yardım sunabilecek kapsamlı ve ülke geneline yayılan yanıt sistemleri düzenlenmeli, yalnızca cezalandırma olmamalı.
• Barış ve insan hakları eğitiminin sistemik programlarla geliştirilmesi ve ölçeklendirilmesi desteklenmeli.
• Türkiye’nin varoş bölgelerindeki çalışmalar desteklenmeli, zira sosyal bağların kırılması ve sosyal destek çocukların adalet ile çatışma yaşamasının en önemli nedenlerinden biri.
• Adalet sistemi içerisindeki çocuklarla ilgili doğru ve ilgili bilginin verilmesi konusunda basın ile yapılacak çalışmalar desteklenmeli.
--------------------------------------------
Kaynakça
Avrupa Konseyi (2010). Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Çocuk Dostu Adalete İlişkin Rehber. http://www.cocukhaklariizleme.org/cocuk-dostu-adalet-avrupa-konseyi-kil…
BM Çocuk Hakları Komitesi - UNCRC (2007).Genel Yorum No. 10 Çocuk Ceza Adaletinde Çocuk Hakları. http://www.cocukhaklariizleme.org/wp-content/uploads/BMCHK-Genel-Yorum-…
ICC ve IHOP (2012). Bir Hak Olarak Çocuğun Yüksek Yararı: Çocuk Haklarına dair Sözleşme Madde 3. http://www.cocukhaklariizleme.org/wp-content/uploads/Yuksek-Yarar-Brosu…
ICC ve IHOP (2012). Çocuk Adalet Sisteminde Çocuğun Yüksek Yararı Politika Belgesi. http://www.cocukhaklariizleme.org/wp-content/uploads/cocuk-adalet-siste…
ICC ve IHOP (2012). Çocuk Dostu Adalet Politika Belgesi. http://www.cocukhaklariizleme.org/wp-content/uploads/cocuk-dostu-adalet…
ICC ve IHOP (2012). Çocuk Dostu Adalet. http://www.cocukhaklariizleme.org/wp-content/uploads/Cocuk-Dostu-Adalet…
ICC ve IHOP (2012). Türkiye’de Çocuk Adalet Sisteminin Yönetimi Raporları. http://www.cocukhaklariizleme.org/wp-content/uploads/Arastirmalar-Rapor…
ICC ve IHOP (2012). Yaş Ayrımcılığı: Kanun Önünde Eşitlik ve Çocuk Hakları. http://www.cocukhaklariizleme.org/wp-content/uploads/Yas-Ayrimciligi-Br…
ICC, GHV, GÇV (2012). Politika Notu: Çocuğa Karşı Ev İçi Şiddetin Sonlandırılması. http://www.cocukhaklariizleme.org/wp-content/uploads/politika_metni.pdf
1 Adalet İstatistikleri 2013 http://www.adlisicil.adalet.gov.tr/istatistik_2013/39.pdf
2 Adalet İstatistikleri 2013 http://www.adlisicil.adalet.gov.tr/istatistik_2013/45.pdf
3 Adalet İstatistikleri 2013 http://www.adlisicil.adalet.gov.tr/istatistik_2013/47.pdf