Arka arkaya gelen büyüme rakamları, çevrenin, kentin ve hafızanın amansızca tahribinden besleniyordu.
Oysa Türkiye ve dünya değişiyordu. Yeşil bir kentte yaşamak, bisikletle işe gidebilmek, zehirsiz sebzelerle tencere kaynatmak da insanca yaşamaya dahildi.
Heinrich Böll Stiftung Türkiye’nin her yıl yapılan Yeşil Ekonomi Konferansı’nın başlığı, kentlerde yeşil ulaşım olsa da, tartışılanlar bundan çok daha fazlasıydı. İzmir ve İstanbul dışında Yalova, Antalya, Çanakkale gibi pek çok şehirde ayrımcılıktan beslenen kentsel koşullar eleştiriliyor, konferanstan yavaş, güvenli ve ekolojik kentsel yaşam talebi yükseliyordu.
O günlerde bilmesek de, pandemi sonrası görünürleşecek metropolden göç önden sinyal veriyordu.
1 – Ahmet Şık ve Nedim Şener tahliye edilirken, Silivri bu kez İlker Başbuğ, Çevik Bir ve Mehmet Ağar'ı ağırlayacaktı. 12 Eylül davası başlamış, ancak geçmişle hesaplaşma aksıyordu. Derin devletin ana konu olduğu Perspectives’in ilk sayısı böyle bir ortamda çıktı. (hbs) 2 – Yeni anayasa tartışmaları devam ederken, sivil katılım Türkiye'de ilk kez bu denli sık ve derinlemesine konuşuluyordu. (hbs) 3 – Atlas Dergisi ile yaptığımız Organik Buluşma'nın afişi. Organik ve sürdürülebilir tarımı herkes için erişilebilir kılarsak, GDO'ya neden gerek olsundu? (hbs)