1995’e Kürt sorunu ve haklarla ilgili ciddi bir tartışma ve entelektüel arayış damga vuruyordu.
Zorla kaybedilmelere karşı insan hakları savunucuları ve kayıp yakınları, günümüzde hala devam eden Türkiye’nin en uzun soluklu sivil itaatsizlik eylemi için ilk kez Galatasaray Meydanı’na çıkmış, feminist dergi Pazartesi okuyucularıyla tanışmış, Açık Radyo “Özel değil, özgür” diyerek yayına başlamıştı. Hak ihlalleri sürmesine sürüyor; ancak ülke dini inançlar, mezhepler ve etnik kökenlerle ilgili tartışmaları, tarihinde belki de ilk kez bu kadar yüksek sesle ve açıktan yürütüyordu.
Heinrich Böll Stiftung Derneği’nin adını aldığı yazar Heinrich Böll’ün adına bir panel yapılmasına böyle karar verildi.
Yeni bir bin yılın şafağında, bir arada yaşamanın mayası olan etik, estetik ve siyasi değerler neler olmalıydı? Yazarların ve entelektüellerin sorumluluğu neydi?
Toplantı, derneğin İstanbul ofisinin ilk geniş katılımlı toplantısı idi.
Ve büyük ilgi gördü. Çünkü konuşmacılardan biri, o günün yaşayan büyük yazarlarından ve Sivas katliamında ölüm tehlikesi atlatan Aziz Nesin, bir diğeri sonrasında Nobel alacak olan yazar Orhan Pamuk idi. Şara Sayın, Mehmet Tali Öngören, Gürsel Aytaç, Günter Wallraff ve Osman Okkan’ın da katıldığı panelde açılış konuşmasını yapan fotoğraftaki üçüncü kişi, bugünkü yapısına o günlerde yeni yeni kavuşan Heinrich Böll Stiftung bünyesindeki Böll arşivinin başkanı Viktor Böll’dü.
Toplantı kalabalık ve tartışmalar çeşitliydi. Böll’den yola çıkarak eleştirel edebi tutumun konuşulmasıyla başlayan toplantı konusu sıra Aziz Nesin’e geldiğinde değişmişti. Konuyu Almanya ve Türkiye arasındaki silah satışına getiren Nesin, Almanya’da Türkiye’ye satılan tankların Kürtlere karşı kullanılmaması için yürütülen silah ambargosu tartışmasını eleştirmişti. Nesin’in ardından konuşan Pamuk ise yazarların buyruklardan uzaklaşmaları ve metinlerin kutsallarını kemirmeleri gerektiğini savunmuştu.
Konuşmacıların birbirleriyle çelişen fikirlerini rahatlıkla paylaştıkları paneli ertesi günün manşetlerine taşıyansa toplumsal sorumluluk, özgür ifade ve diyalog ortamı değil, ambargo tartışması olmuştu.
1 – 31 Mart 1995 tarihli Milliyet gazetesinde yayınlanan Aynur Gürsoy imzalı etkinlik haberi. (hbs) 2 – Çiller'in “Oturur oturur giderler” dediği Cumartesi Anneleri, 1996 yılında Galatasaray Lisesi önünde. (Besna Tosun) 3 – Refah Partisi, 1995 genel seçimlerinde yüzde 21,7 oy oranıyla sandıktan birinci çıktı. (Yeni Akit) 4 – O yılın Mart ayında Gazi Mahallesi’nde çıkan olaylarda 22 kişi yaşamını kaybetti. (Sözcü) 5 – Dönemin başbakanı Tansu Çiller yeni koalisyon ortağı CHP'nin o dönemki lideri Murat Karayalçın ile birlikte. (Yeni Şafak)