Sağlık veya çevre için özellikle yüksek düzeyde akut veya kronik risk oluşturduğu kanıtlanmış maddelere yaygın olarak Yüksek Riskli Pestisitler (YRP) deniyor. Bu maddeler nadiren dolaşımdan kaldırılıyor ve özellikle Küresel Güney’de büyük zarara neden oluyorlar.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü YRP’leri tanımlamak üzere sekiz kriter belirledi: Akut öldürücü etkiye sahip, kansere veya genetik kusurlara neden olan, doğurganlığı olumsuz etkileyen ve doğmamış bebeklere zarar veren pestisitler “Yüksek Riskli Pestisit” olarak kabul ediliyor. Aynı şekilde, normal kullanım koşulları altında sağlığa veya çevreye ciddi veya geri dönüşü olmayan zararlar veren veya Kalıcı Organik Kirleticilere İlişkin Stockholm Sözleşmesi, Rotterdam Sözleşmesi veya Montreal Protokolü gibi uluslararası bağlayıcı sözleşmelerde listelenen pestisitler de yüksek riskli olarak sınıflandırılıyor.
Her ne kadar FAO ve DSÖ kriterleri belirlemiş olsalar da henüz dünya genelinde kullanılan bütün YRP’leri içeren resmî bir liste yayınlamadılar. Bu durum, hükümetlerin, tarımsal yayım uzmanlarının, distrübütörlerin ve uygulayıcıların YRP’leri tespit ederek tanımlamalarını ve bunların yerine daha az tehlikeli alternatifler koymalarını zorlaştırıyor. Bu boşluğu dolduran Uluslararası Pestisit Eylem Ağı (PAN) 2009’dan beri bir YRP listesi yayınlıyor. Bu liste, çevresel kriterlerin yanı sıra DSÖ ve FAO bilgilerine göre insan sağlığı üzerindeki ekstra etkileri de göz önünde bulunduruyor.
Yapılan araştırmalar, yıllardır, YRP’lerin özellikle Küresel Güney ülkelerinde büyük zarara neden olduğunu ve buna rağmen son derece zararlı bu pestisitlerin hâlâ büyük miktarlarda uygulandığını gösteriyor. 2018’de Mali’de kullanılan tüm pestisitlerin yüzde 40’ı, Kenya’da 43’ü YRP sınıfındandı.
Hatta, 2021’de Nijerya’nın dört eyaletinde kullanılan tüm pestisitlerin yüzde 65’i YRP’ti. Şili’de 2019’da kayıtlı 400 etken maddenin dörtte biri; Arjantin’de toplam 433 etken maddeden 126’sı YRP’ti. YRP’lerin tarımda kullanımı Doğu Avrupa, Kafkaslar ve Orta Asya’da da yaygın. Araştırmalar, 2019 ve 2021 yılları arasında Gürcistan, Kırgızistan ve Ukrayna’da 70’ten fazla, Ermenistan’da ise 95’ten fazla YRP kullanıldığını gösteriyor.
AB’de, çok tehlikeli olduğu ve ikame edilmesi gerektiği kabul dilen bir pestisit listesi var. Buna rağmen, tam da bu listede yer alan pestisitlerin izinlerinin uzatılması da hâlâ yaygın bir uygulama. Birçok ülkede pestisit düzenleme sistemi yetersiz. Kalite ve kullanım kontrolü, danışmanlık hizmetleri ve pestisitlerin izlenmesi ile ilgili kapasite genellikle yetersiz hatta hiç yok. Pestisitleri uygulayan işçilerin çoğu da ya yetersiz eğitim almış ya da hiç eğitim almamış: Güvenlik eğitimlerinin olmaması onları pestisitleri kullanırken ortaya çıkabilecek sağlık tehlikelerinden çoğu zaman habersiz bırakıyor. Tehlikeli maddeler hakkında bilgi eksikliği ve erişimdeki zorluklar iade süreçlerini engelliyor. Bazı ülkelerde atık merkezi bile yok. Çoğu durumda, kişisel koruyucu donanıma erişim imkanı olmaması da ek sorunlar yaratıyor. Her yıl kasıtsız pestisit zehirlenmesine maruz kalan 385 milyon insanın yüzde 95’i Küresel Güney ülkelerinde yaşıyor. Birleşmiş Milletler uzmanları, YRP’leri uzun süredir küresel bir insan hakları sorunu olarak görüyor: Pestisitler, diğerlerinin yanı sıra onurlu yaşama hakkını, vücut bütünlüğü hakkını ve sağlıklı bir çevre hakkını tehdit ediyor. Ayrıca, pestisitler genellikle, yüzey sularını korumak için tampon bölgeler veya tozlayıcıları korumak için belirlenmiş püskürtme süreleri gibi hafifletici önlemlere uyulmaksızın uygulanıyor ve bu önlemlerin birçok bölgede uygulanması pratik açılardan imkansız olmasına karşın bu pestisitlerin satışı hâlâ devam ediyor.
Tehlikelerine rağmen, YRP’leri kullanmak bugünlerde normal görünüyor ama aslında böyle görülmemesi gerek. Hem Güney hem de Kuzey’deki birçok bölgesel proje, agroekolojik tarım uygulamalarının yüksek riskli maddelerin kullanımına uygun bir alternatif olduğunu gösterdi. Fakat bu dönüşüm ancak hükümetler ve uluslararası toplum uygun öncelikleri belirlerse başarılı olabilir. Pestisitlerin riskleri konusunda farkındalığı artırmak ve kimyasal olmayan alternatiflerin geliştirilmesini teşvik etmek özellikle önemli. Buradaki kilit nokta, araştırmalara kaynak ayrılması ve ekolojik ve kültürel yönetim tedbirlerinden tutun da biyolojik denetim önlemlerine ve son çare olarak da sınırlı bir şekilde biyopestisit kullanımına varacak bir yelpazede YRP’ler yerine sürdürülebilir alternatif çözümler hakkında bilgilerin toplanması ve yaygınlaştırılmasıdır.
FAO, daha 2006 yılında, YRP’lerin aşamalı olarak yasaklanmasını önerdi. Daha güvenli alternatifler geliştirmek, YRP kullanımını azaltmayı amaçlayan Uluslararası Kimyasallar Yönetimine Stratejik Yaklaşımın (SAICM) hedefi. Bununla birlikte, YRP’lerin üretim, kullanım ve imha süreçlerinin düzenlenmesi ve aşamalı olarak kaldırılmaları için kesin bir tarih belirlenmesi gibi pestisitleri tam kapsamıyla ele alan küresel olarak bağlayıcı bir yasal çerçeve hâlâ yok.