Karbon Yakalama, Kullanma ve Depolama (CCUS), karbon temelli ürünler, soda ya da kimyasallar gibi mamül malların içinde yakalanmış karbondioksit (CO2) “depolama” yoludur ve çeşitli ulusal, uluslararası ve endüstriyel inisiyatifler tarafından iklim değişikliği ile mücadele için potansiyel bir çözüm olarak değerlendirilmektedir. Okuyacağınız makale CCUS teknolojilerine bir giriş niteliğindedir. Farklı CCUS yolları ile ilgili vakalar incelenerek bu yöntemlerin iklim değişikliğini yavaşlatmaya anlamlı bir etkisi olup olmadığı eleştirel olarak değerlendirilecektir. Ayrıca CCUS projelerinin geliştirilebilmesi için gereken kamu finansman programları ve sanayi yatırım programları da incelenecektir.
Genel olarak CO2’nin endüstriyel süreçlerde bir hammadde olma potansiyelinin küresel CO2 emisyonları ile kıyaslandığında küçük kaldığı söylenebilir. Aynısı, CO2 depolama potansiyeli için de geçerlidir çünkü CCUS ürünleri karbonun büyük kısmını bir süre sonra geri salmaktadır. CCUS yöntemlerinin yüksek enerji gereksinimleri ve buna eşlik eden karbon ayakizi detaylı bir incelemeyi gerekli kılmaktadır.
CCUS TEKNOLOJİLERİNE GİRİŞ: CO2 YAKALAMA İŞLEMİ
Yakalama ve depolama her zaman karbondioksit ayırma işlemleriyle başlar ve CO2’yi ortam havasından ya da sanayi emisyonlarından yakalayabilen teknolojileri temel alır. Bütün CO2 ayırma yöntemleri atmosferden ya da egzoz gazlarından CO2 ayıklamak için kimyasal reaksiyonlardan faydalanırlar. En gelişmiş iki işlem sıvı çözücü ve katı emicilerdir. CO2 sıvı çözücünün içinde çözünür ya da katı emicinin yüzeyine yapışır. Fakat CO2 filtreleme sadece ilk aşamadır, tekrar tekrar kullanım sağlamak için filtrelerin yakalanan CO2’yi salabilmesi gerekir. Bu rejenerasyon işlemi genellikle yüksek sıcaklık (80-800°C), yüksek sıcaklık ise yüksek enerji girdisi gerektirir.
Doğrudan Hava Yakalama (Direct Air Capture – DAC) işlemleri 1 ton CO2 yakalamak için 5-11 GJ elektrik ve/veya termal enerjiye gereksinim duyar. Yakalama işleminin yüksek enerji tüketimini bir karşılaştırma ile göstermek gerekirse, 2018 yılında EU-28’in yıllık ortalama hane elektrik tüketimim kişi başı 5,68 GJ olarak gerçekleşmiştir.
Kömürle çalışan termik santraller gibi, fosil yakıtların yakılması ile ortaya çıkan CO2’yi yakalamak fosil yakıt tüketimini %30 yükseltmektedir. Bu da CO2 yakalama teknolojisi kullanarak aynı enerjiyi üretmek için daha çok fosil yakıtın çıkarılması ve yakılması gerektiği anlamına gelir.
Enerji yoğun yakalama işleminden sonra CO2’yi sonraki üretim yöntemi için sıkıştırıp, saflaştırıp taşımak için daha da çok miktarda enerjiye ihtiyaç duyulur. Bu ilave enerji tüketimi, daha önce bahsi geçen enerji tüketimi hesaplarına dahil edilmemiştir.
CCUS TEKNOLOJİSİNE GİRİŞ: FARKLI CCUS YOLLARI
Uluslararası Enerji Ajansına (UEA) göre yıllık küresel CO2 talebi 230 milyon ton civarındadır. Gübre sektörü 130 milyon ton ile en büyük tüketici iken onu 70-80 milyon ton ile CO2 bazlı Geliştirilmiş Petrol Üretimi takip ediyor. CO2 halihazırda seralarda bitki üretimini artırmak, gıda ve yem üretmek için kullanılmakta. Şu anda geliştirilmekte olan olası diğer CCUS yöntemleri arasında CO2 bazlı kimyasallar ve yakıtlar, plastik hammaddesi ya da inşaat malzemesi olarak CO2 sayılabilir. Fakat CO2 termodinamik açıdan oldukça dengeli bir moleküldür, dolayısıyla CO2 ile yapılan reaksiyonlarda enerji yoğun aşamalar bulunur.
VAKA İNCELEMESİ: CO2’Yİ SERALARDA GÜBRE OLARAK KULLANMAK
ETH-Zürich’in bir alt kuruluşu olan The Swiss Climeworks AG ortam havasından CO2 yakalamak için bir teknoloji geliştirdi. Bu doğrudan yakalama işlemi 1 ton CO2 yakalamak için 8,6-11,2 GJ termal ya da elektrik enerjisine ihtiyaç duyuyor. Bu enerji miktarı 1,5-2 Avrupa vatandaşının bütün bir yıl tükettiği elektriğe eşit.
Climeoworks’ün ilk DAC santrali 2017 yılında İsviçre, Hinwill’de inşa edildi ve yakınlardaki bir seraya CO2 temin etmek için kullanıldı. Modern seralarda ventilasyon oranı düşük olsa da dış dünya ile hava değiş-tokuşu tam olarak engellenemiyor. Başka bir deyişle, yakalanan CO2’nin tamamen bitkiler tarafından emilmesi garanti edilemiyor. Seranın sıcaklığı ve nemi de büyümeye etki eden faktörlerdir ve sıklıkla ventilasyon yöntemiyle kontrol altında tutulurlar. Bu da CO2 kaybına sebep olabilir. Ancak yakalanan CO2’nin büyük kısmı bitkiler tarafından emilse bile, toplanan sera bitkileri sindirildiği ya da gübre olarak kullanıldığı anda emilen karbonun büyük kısmı tekrar atmosfere salınmış olacaktır. CO2 ile gübreleme seralarda çok çeşitli ürünlerin gelişimi için kullanılsa da bu yöntem CO2’yi kalıcı olarak depolamak için uygun değildir. Pek çok devam eden ve planlanan proje bahsettiğimiz bu olguyu görmezden gelmekte ve seralarda karbondioksit kullanımı CO2 “depolama” yöntemleri arasında sayılmakta. Bunlara bir örnek Amsterdam liman bölgesindeki ATHOS projesidir ki yıllık 7,7 milyon ton CO2 depolamayı hedefler. ATHOS bir CO2 depolama merkezi projesidir ve Gasunie, Energie Beheer Nederland B.V. (EBV), Amsterdam Limanı ve Tata Steel konsorsiyumu tarafından organize edilmiştir. 2020 Şubat ayında proje teklifi Avrupa Birliği tarafından “Ortak Fayda Projesi” olarak teyit edilmiştir 2. Seralardaki ekinleri gübrelemek için kullanılan CO2’yi yakalamak, sıkıştırmak ve taşımak için gereken enerji ve emisyonlar derinlemesine analiz edilip değerlendirilmeli, özellikle karbondioksitin sınır ötesine nakliyesine dikkat edilmelidir.
VAKA ANALİZİ: CO2’Yİ GÜBRE ÜRETİMİNDE HAMMADDE OLARAK KULLANMAK
Günümüzde Hindistan, Andhra Pradesh ve Uttar Pradesh’deki dört gübre fabrikası ile gübre üretiminde en çok CCUS projesine sahip ülke konumundadır. Bütün bu tesislerde yılda 0,05-0,15 ton CO2, amonyak üretiminde ortaya çıkan baca gazından üretilmekte ve yakalanan karbondioksit üre için hammadde olarak kullanılmaktadır.
Üre üretimi enerji yoğun bir işlemdir çünkü yüksek sıcaklık ve basınç gerektirir. Ton başına ortalama enerji gereksinimi 5 GJ civarındadır ve kömür bu üretimin başlıca enerji kaynağıdır. 1 ton üre için yaklaşık 740 kg CO2 kullanılmaktadır. Shi ve diğerlerinin (2020) hesaplamalarına göre üretilen her bir ton üre için 2180 kg CO2’ye denk gelen sera gazı ortaya çıkmaktadır.
Üre üretimi pek çok sebepten CO2 depolayamamaktadır. Üretim süreci yüksek miktarda sera gazı yaratmaktadır. Üretim hattına enerji yoğun bir CO2 yakalama işlemi eklemek üretilen ürenin ton başına enerji harcamasını artıracaktır. Ayrıca tarım alanlarında gübre olarak kullanıldıktan sonra “depolanan” karbondioksitin önemli bir kısmı kısa sürede atmosfere geri dönmektedir.
VAKA İNCELEMESİ: CO2’Yİ GIDA VE YEM HAMMADDESİ OLARAK KULLANMAK
ABD bazlı Air Company havadan yakaladığı CO2 ile votka üretiyor. Pek çok üretici yakalanmış CO2’yi hammadde olarak kullanarak yem ve gıda için protein, protein bazlı et, karbonatlı içecekler ve kuru buz üretiyor. Protein bazlı gıda ya da yem üretimi için yakalanan karbondioksit, algleri ve/veya mikroorganizmaları beslemek için kullanılıyor ve elde edilen biokütle protein elde etmek için kaynak haline geliyor. Finli üretici Solar Foods farklı bir yöntem geliştirmiş: Şirket ortam havasından CO2 yakalıyor ve bunu elektrik ve hava kullanarak proteine dönüştürüyor. Bu CCUS yönteminin özelliği kısa ömürlü ürünlerdir. Bu sebeple üretilen gıda ve yemler kalıcı bir depolama imkânı sunmamaktadır. Ürün tüketildiğinde karbondioksitin büyük kısmı kısa sürede atmosfere salınacaktır. Enerji yoğun CO2 yakalama işlemi gıda ve yem ürünlerinin raf ömrü üzerinde etkili olacaktır ama konuyla ilgili şeffaf değerlendirmeler henüz yoktur.
VAKA İNCELEMESİ: CO2’Yİ YAKITLAR İÇİN HAMMADDE OLARAK KULLANMAK
Karbondioksit, Fischer-Tropsch sentezi örneğinde olduğu gibi yakıt üretimi için hammadde olabilir. Bu yöntem genellikle yakalanan karbondioksiti hidrojen ile kombine eder. İşlem, ciddi miktarda enerji gerektirir çünkü CO2 nötr bir elementtir (reaksiyonu yavaştır). Yüksek enerji tüketimine rağmen CO2 türevi yakıt geliştirme konusundaki kamu ve özel sektör projelerinin sayısı sürekli artmakta, bol miktarda fon bulunmaktadır. Haziran 2020’de iki yeni işbirliği gündeme gelmiştir:
Norsk e-Fuel AS 2023 yılında Herøya, Norveç’te ilk Enerjiden-Sıvıya teknoloji tesisini hayata geçireceğini ilan etmiştir. Burada su ve elektrik kullanarak, yakalanmış CO2 bazlı yakıt üretmeyi planlamaktadır. Bu tesis Climeworks CO2 yakalama teknolojisi ile üretim yapacak. Alman Sunfire GmbH yüksek teknoloji ve yüksek basınç kullanarak sentez gazı üretimi için teknoloji sağlayacak. Bu iki üretim aşaması da oldukça enerji yoğundur.
Lufthansa Grubu, Climeworks ve Synhelion, ortak bir Niyet Mektubu imzalayarak havacılık için sentetik gaz üretmeyi planlamaktadır. Climeworks yine doğrudan hava yakalama (DAC) teknolojisi ile katkıda bulunacak, bir başka ETH Zürih alt şirketi olan Synhelion ise solar termal teknolojisi ile CO2 ve suyu sentetik gaza dönüştürme teknolojisi ile katılacaktır. Synhelion’un işlemi 1500 C sıcaklığa ihtiyaç duymaktadır. Sentetik gaz daha sonra Fischer-Tropsch sentezi ile yakıt olarak işlenecektir.
Alman CAPHENIA Fuels şirketi farklı bir metot geliştirmiş, biokütle (metan), karbondioksit, su ve elektrikten sentetik gaz üretmektedir. Enerji yoğun üretim işlemi şu aşamalardan oluşur: 1. Metan 2000 C’de karbon ve hidrojene ayrılır. 2. Isıtılan karbon ve önceden ısıtılmış CO2 karıştırılır ve 1000 C’de karbon monoksite dönüşür. 3. Su eklenir ve karbon monoksit ve hidrojenle tepkimeye girer. 4. Hidrojen ve karbon monoksit bazlı yakıt sentezlenir. CAPHENIA Fuels havacılık, gemicilik ve otomobiller için sentetik gaz üretmeyi hedefliyor. Lufthansa AG, İsviçre ve Avusturya Havacılık Birlikleri Ar-Ge faaliyetleri için 9 milyon Euro’dan fazla destek sağladı.
CO2 türevi yakıt üretimi de yine enerji yoğun CO2 yakalama işlemlerine dayanır, sonrasında yine enerji yoğun olarak farklı işlemlere tabi tutulur. Sonunda üretilen yakıt kısa ya da orta vadede tüketilmiş olacaktır. Dolayısıyla bu yöntem de CO2 depolama olarak düşünülemez.
VAKA İNCELEMESİ: CO2’Yİ İNŞAAT SEKTÖRÜNDE HAMMADDE OLARAK KULLANMAK
Yakalanmış CO2 çeşitli inşaat malzemelerinin üretiminde hammadde olarak kullanılabilir, örneğin tuğla ve kiremit yapımında kullanılır. Bunun için mineral karbonlaştırma işlemlerine ihtiyaç vardır: CO2 bir metal oksit ile tepkimeye girerek magnezyum ya da kalsiyum karbonat oluşturur. Bu işlemin kendisi enerji yoğundur, ayrıca minerallerin çıkarılması ve nakliyesi de gerekir.
Diğer bazı yöntemler çimento ya da betona alternatif olarak düşünülmüştür: Terra CO2 Technologies Ltd. yakalanmış CO2 ve maden atığını çimento benzeri malzemelere dönüştürecek bir işlem geliştirmektedir. Şirket ayrıca çelik cürufu ve yakalanmış CO2 kullanarak Carbicrete beton üzerinde çalışmaktadır.
Gıda, sentetik yakıt ve içecekler gibi CCUS ürünleriyle kıyaslandığında bu işlemler, teorik olarak, karbondioksiti daha uzun süreler depolayabilir. Fakat bu yöntemler de yüksek miktarda enerji harcamakta ve her ne kadar binaların kalıcı yapılar olduğunu düşünsek de, onların da ömrü sınırlı olmaktadır. Dünyanın en büyük çimento üreticisi olan Çin’de sıradan konutlar en az 50 yıl dayanacak şekilde tasarlanmaktadır. Fakat yakın zamanda Bai ve diğerleri (2019) tarafından yapılan bir araştırmaya göre Çin’deki tuğla-beton ve çelik-beton binaların ortalama ömrü 30-40 yıl arasındadır. Bunun sebebi kullanılan malzeme ve inşaat teknolojisidir. 2016 yılında Avrupa Parlamentosu için yapılan bir araştırmaya göre binaların yenileme oranının yıllık %1 olduğu, başka bir deyişle Avrupa’da bir binanın ortalama hizmet ömrünün 100 olduğu rapor edilmiştir. 2020 itibariyle Avrupa Komisyonu inşaat atıklarının %70’ini tekrar kullanmayı planlamaktadır, buna geri dolgu malzemesi olarak kullanılan beton da dahildir. Tekrar kullanımı sağlamak için beton molozunun işlenmesi, termik-mekanik işlemden geçerek mesela 1 saat 650 C’de bekletilmesi gerekmektedir. Bu işlemlerin yakalanmış karbondioksite olan etkisi bilinmemektedir.
CCUS İÇİN ULUSLARARASI DESTEK PROGRAMLARI
ACT programı (Accelerating CCS1 Technologies as a new low-carbon energy vector - yeni bir düşük karbonlu enerji rotası olarak CCS Teknolojilerini Hızlandırma) Avrupa ve Kuzey Amerika’dan 13 partner ülkeden oluşur. Konsorsiyum şu ana dek CCS ile ilgili Ar-Ge çalışmalarıyla ilgilenmiş fakat Haziran 2020’de başlayacak 30 Milyon Euro değerinde CCUS projesi geliştireceğini ilan etmiştir.
MIC3 Carbon Capture and Storage Challenge dört kıtadan katılımcıları olan Mission İnnovation tarafından başlatılan hükümetler seviyesinde inisiyatiftir. 2017 yılında başlayan MIC3, İngiltere İş, Enerji ve Sanayi Stratejileri Bakanlığı tarafından sürdürülmekte ve 90 Milyon Euro finansmana sahiptir. MIC3 eylem planının amacı elektrik santralleri ve karbon yoğun sanayilerin karbondioksit emisyonlarını hatırı sayılır seviyede düşürmektir. Bu amaçla CCS uygulamaları ve ticarileştirmesi, CCUS teknolojilerinin geliştirilmesi söz konusudur.
Oil and Gas Climate İnitiative (Petrol ve Gaz İklim İnisiyatifi – OGCI) petrol ve akaryakıt endüstrisinden BP, Chevron, ExxonMobil, Occidental, Petrobas, Saudi Aramco, Shell ve Total gibi şirketler tarafından kurulmuş ve finanse edilmektedir. 2016 yılında üye ülkeler OGCI’ye on yıl içinde 1 milyar dolar fon ayıracaklarını ilan ettiler. Amaç CCS ve CCUS inovasyonlarını geliştirerek sera gazı emisyonlarının azalmasına çalışmak. İnisiyatif gelişmekte olan beş CCUS merkezini desteklemeyi ve 25 ülkede yeni CCUS merkezleri oluşturmayı hedefliyor.
CCUS İÇİN DEVLET TEŞVİĞİ
Kamusal CCUS programlarının çoğu ABD, Avrupa ve İngiltere’dedir.
ABD 2019 yılında CCS/CCUS için bir Federal destek programı açıklamıştır. Programın amacı fosil temelli enerji kaynaklarının karbondioksit emisyonlarını azaltmaktır. Bu amaçla 20 milyon dolar federal finansman ile 4 tesiste CCUS uygulanmalarını desteklemeyi planlamaktadır. Wilsonville, Alabama’daki Ulusal Karbon Yakalama Merkezi (National Carbon Capture Centre – NCCC) kamu-özel sektör ortaklığıyla, hem kamu kurumlarının hem den ExxonMobil, American Electric Power ve Total gibi petrol ve fosil bazlı yakıt sanayinin finansmanıyla kurulmuştur. 2020 Mayıs ayında NCCC düşük maliyetli CCUS yöntemi geliştirme deneme programını genişleteceğini ilan etmiştir. Wyoming’deki Entegre Deneme Merkezi (İntegrated Test Center – ITC) bir başka kamu-özel sektör ortaklığıdır ve Wyoming’te altı tesiste kömür bazlı baca gazlarını kullanarak CCUS ve CCS ile ilgili Ar-Ge faaliyetleri yürütmektedir. Federal ve eyalet bazlı programlar dışında ticari araştırma projelerine de kamu fonları aktarılmaktadır. Örneğin American Recovery and Investment Act, ABD Enerji Bakanlığının finanse ettiği bir bu amaçla hazırlanmış bir programdır. Bu program dahilinde Alcoa Inc’ye karbondioksit yakalayıp bunu mineral karbonatlara dönüştürmesi için 13,5 milyon Dolar, Touchstone Research Laboratory Ltd’ye CO2 yakalayıp bunu alg yağlarına dönüştürmesi için 6,7 milyon Dolar hibe edilmiştir.
Avrupa Komisyonu İnovasyon Fonu düşük karbonlu yenilikçi teknolojileri denemek amacındadır ve ilk proje çağrısı 2020 yılı içindir. Fon, önümüzdeki 10 yıl içinde 10 milyar Euro yatırım yapmayı planlamaktadır ve CCUS bu desteklenen inovasyonlar arasındadır. Avrupa Birliği Horizon 2020 programı halihazırda devam eden pek çok CCUS projelerini desteklemektedir ve bunlar arasında STRATEGY CCUS, eCOCO2, ECO-BASE, ALIGN-CCUS ve LEILAC sayılabilir. STRATEGY CCUS – Strategic Planning of Regions and Territories in Europe for Low-Carbon Energy and Industry through CCUS (Avrupa’da CCUS vasıtasıyla Düşük Karbonlu Everji ve Sanayi Üretimi için Bölge Stratejik Planlama) – Güney ve Doğu Avrupa’da düşük karbonlu enerji ve sanayi opsiyonu olarak CCUS geliştirmek üzere çalışmaktadır. cCOCO2 programı (Karbondioksitin doğrudan elektroanalitik olarak kimyasal enerji taşıyıcılarına koiyonik membran reaktör kullanılarak dönüştürülmesi), “karbon-nötr” sentetik jet yakıtlarının üretilmesinde kullanılmak üzere ölçeklenebilir bir karbondioksit dönüşüm işlemi geliştirip ortaya çıkarmayı amaçlar. ALIGN-CCUS (Accelerating Low carbon Industrial Growth through CCUS – CCUS kullanarak Düşük Karbonlu Endüstriyel Büyümeyi Hızlandırma) projesi 23 Milyon Euro finansmana sahiptir ve CCUS yöntemini potansiyel bir karbon azaltma opsiyonu olarak görmektedir. Amacı Avrupa’nın sanayileşmiş 6 bölgesini düşük-karbon merkezleri haline getirmektir. BASRECCS (The Baltic Sea Region network for CCS – CCS için Baltık Denizi Bölgesi Ağı) Baltık Ülkeleri ve Global CCS İnstitute tarafından desteklenen bir ağdır ve 2018 yılında CCUS projelerini destekleyeceğini açıklamıştır. Ağın amacı 2030 yılına kadar Baltık bölgesinden en az bir tam kapasiteli CCUS projesini hayata geçirmektir, bunu 2040’a kadar bir CCUS projeleri ağı takip edecektir.
İngiltere Enerji ve Temiz Büyüme Bakanlığı 2018 CCUS – İngiltere eylem planını açıkladı. Plan kamu-özel sektör ortaklığı olarak 20 milyon sterlin finansmana sahip ve İngiltere çapındaki sanayi bölgelerinde CCUS teknolojilerinin geliştirilmesini de inşasını desteklemeyi amaçlıyor. 2019 yılında planın uygulanmasına yardımcı olmak için bir CCUS danışma kurulunun oluşturulacağı açıklandı. Shell, BP, Tata Steel ve Drax gibi fosil yakıt temelli sanayi sektörü burada ciddi şekilde temsil ediliyor. Nisan 2020’de Güney Galler Sanayi Grubu (South Wales Industrial Cluster – SWIC) için devlet finansmanı sağlanacağı açıklandı. SWIC’in amacı Galler’in güneyindeki elektrik santrali, rafineri ve inşaat sanayi gibi karbondioksit yoğun sanayi tesislerinin emisyonlarını azaltmak. CCS ve CCUS projeleri fonlanan seçenekler arasında. HyNet ve Net Zero Teesside da diğer kamu-özel sektör ortaklıkları arasında sayılabilir. İki proje de fosil yakıt tüketimiyle ortaya çıkan CO2’yi yakalamayı ve CCUS için yakınlardaki sanayi tesislerine taşımayı ya da Kuzey Denizi ve İrlanda Denizine açık deniz enjeksiyonu yapmayı hedeflemektedir.
İngiltere- Çin Guangdong CCUS Merkezi (GDCCUSC) 2013 yılında yola çıktı. İngiltere, Çin ve ABD gibi devlet desteğine ve Alstom, Shell, Cansolv ve Global CCS İnstitute gibi sanayi sektöründen ortaklarla kuruldu. Merkezin amacı Çin’in Guangdong eyaletinde CCS ve CCUS geliştirilmesini kolaylaştırmak, örneğin Huizhou Rafinerisinde CCS/CCUS teknolojilerinin kullanımını araştırmak.
Japonya’da Research Institute of Innovative Technology for the Earth (Dünya için Yenilikçi Teknoloji Araştırma Enstitüsü) Osaka’daki bir CCUS projesinin denemesi için hibe desteğinde bulundu. Mitsui Chemical şirketi sanayi tipi CO2 atığı kullanarak metanol üretecek bir tanıtım tesisi kurdu. Tamakomai CCS Deneme Projesi Japon hükümeti tarafından desteklenmekte ve fosil yakıt kullanan bir santralden CO2’ yakalamaktadır. Proje başlangıçta CCS teknolojisi geliştirmek için ortaya çıkmıştı. 2020 Nisan ayından beri bu pilot tesis CCUS teknolojisi geliştirmek ve denemesini yapmak için de kullanılıyor, yakalanmış CO2 hammadde olarak kullanılarak metanol sentezleniyor.
GENEL GÖRÜNÜM
İEA’ya göre sanayi üretiminde hammadde olarak kullanmak üzere yıllık küresel CO2’ talebi 230 milyon ton civarında. Bu rakam yıllık küresel CO2 emisyonlarının %1’ine dahi denk gelmiyor. İEA bu talebin yıllık %1,7 (yaklaşık 2,5 milyon ton civarında) artacağını tahmin ediyor.
Son yıllarda CCUS teknolojilerine olan ilgi arttı, bu da artan proje sayısı ve finansman olarak kendini gösterdi. CCUS projelerinin büyük kısmı finansman kaynakları ve miktarları ile ilgili bilgi paylaşmadığından küresel CCUS yatırımlarının ne kadar olduğunu söylemek güç. Bildiğimiz yatırım miktarı 715 milyon Euro, bunun %54,6’sı sanayi, %44’ü kamu kaynakları ve %1,4’ü vakıflar tarafından karşılanmakta. ABD Enerji Bakanlığı, İngiltere Ulaştırma Bakanlığı ve Avrupa Birliği buradaki en büyük kamu kaynaklarını oluşturuyor. Sanayi alanındaki sponsorların listesi ise petrol ve fosil yakıt temelli şirketlerin telefon rehberi gibi: Audi, BP, British Airways, Chevron, China Steel Corporation, ENI, Equinor, ExxonMobil, Lufthansa Group, Occidental, Petrobas, REPSOL, Saudi Aramco, Shell, Swiss, TOTAL, Virgin Atlantic…
Karbondioksit salmak yerine geri dönüştürmek bir çevreci imajı oluşturuyor, en azından görünüşte. Fakat Gezegeni CCUS ile kurtaramayız çünkü kimyasal işlemler ve malzemeler için gereken CO2 miktarı ve olası uygulamaları sınırlıdır. Ayrıca CCUS ürünlerinin karbon ayakizinin bağımsız araştırmalarla ortaya çıkarılmalıdır çünkü CO2 ile yapılan reaksiyonlar yüksek miktarda enerji girdisine gereksinim duyar. Her şeyden öte, tavsiye edilen çözümler “depolanan” karbonu çok kısa bir vadede geri salmaktadır. CCUS yöntemlerinin kayda değer enerji masrafları dikkate alındığında karbondioksit kullanımının emisyonları azaltmadığı (hatta belki artırdığı) görülecektir. Dolayısıyla CO2 emisyonlarından kaçınılacak yatırımların öncelikli olması gerekir.
Not: Bu yazı ilk olarak GeoengineeringMonitor 'da yayınlanmıştır.
DETAYLI BİLGİ İÇİN:
ETC Group and Heinrich Böll Foundation (2020) Geoengineering Map, https://map.geoengineeringmonitor.org/
Heinrich Böll Foundation and ETC Group (2020) Geoengineering – Technical Briefing: Carbon Capture and Storage (CCS), July 2020
Heinrich Böll Foundation and ETC Group (2020) Geoengineering – Technical Briefing: Carbon Capture Use and Storage (CCUS), July 2020
Heinrich Böll Foundation and ETC Group (2020) Geoengineering – Technical Briefing: Direct Air Capture (DAC), July 2020
KAYNAKLAR:
Artola, et al. (2016) Boosting Building Renovation: What potential and value for Europe?, European Parliament, Policy Department A: Economic and Scientific Policy, October 2016, https://www.europarl.europa.eu/RegData/etudes/STUD/2016/587326/IPOL_STU(2016)587326_EN.pdf
Bai, et al. (2019) Spatial and Temporal Variations of Embodied Carbon Emissions in China’s Infrastructure, in Sustainability, Vol. 11, https://doi.org/10.3390/su11030749
Batool and Wezels (2019) Decarbonisation options for the Dutch fertilizer industry, PBL Netherlands Environmental Assessment Agency, The Hague, publication number 3657, https://www.pbl.nl/sites/default/files/downloads/pbl-2019-decarbonisation-options-for-the-dutch-fertiliser-industry_3657.pdf
Bhushan, et al. (2019) How green is the urea sector?, in: DownToEarth, published: June 05, 2019, https://www.downtoearth.org.in/news/agriculture/how-green-is-the-urea-sector–64836
ETC Group and Heinrich Böll Foundation (2020) Geoengineering Map, https://map.geoengineeringmonitor.org/
European Commission (2019) Waste: Construction and Demolition Waste, December 2019, https://ec.europa.eu/environment/waste/construction_demolition.htm
Heinrich Böll Foundation and ETC Group (2020) Geoengineering – Technical Briefing: Carbon Capture and Storage (CCS), July 2020, LINK
Heinrich Böll Foundation and ETC Group (2020) Geoengineering – Technical Briefing: Carbon Capture Use and Storage (CCUS), July 2020, LINK
Heinrich Böll Foundation and ETC Group (2020) Geoengineering – Technical Briefing: Direct Air Capture (DAC), July 2020, LINK
EUROSTAT (2019) Electricity and heat statistics, accessed: June 2020, https://ec.europa.eu/eurostat/statistics-explained/index.php/Electricity_and_heat_statistics
International Energy Agency (2019) Putting CO2 to Use. Creating value from emissions, published: September 2019, https://maritimecyprus.files.wordpress.com/2019/11/putting_co2_to_use.pdf
Kalinowska-Wichrowska, et al. (2020) Waste-free technology for recycling concrete rubble, in: Construction and Building Materials, Vol. 234, https://doi.org/10.1016/j.conbuildmat.2019.117407
Shi, et al. (2020) Evaluation of Industrial Urea Energy Consumption (EC) Based on Life Cycle Assessment (LCA), in: Sustainability, Vol 12, https://doi.org/10.3390/su12093793
Stanghellini, et al. (2008) Carbon dioxide fertilization in Mediterranean greenhouses: when and how is it economical?, in Acta horticulturae, Vol. 807, January 2008, https://doi.org/10.17660/ActaHortic.2009.807.16
Wang, et al. (2014) CO2 Fertilization System Integrated with a Low-cost Direct Air Capture Technology, in: Energy Procedia, Vol. 63: 6842-6851, https://doi.org/10.1016/j.egypro.2014.11.718
1 Carbon Capture and Storage (Karbon Yakalama ve Depolama)
2 Listede yer almak demek öncelikli yatırıma başvurabilir demektir, finansman alacağının garantisi değildir.
Carbon Capture and Storage, Carbon Dioxide Removal / Greenhouse Gas ‘da yayınlanmıştır.