Türkiye’nin Akdeniz sahillerinde 2016 yılında aylık olarak yapılan örneklemelerde, 28 türe ait 1137 balığın yarısından fazlasının sindirim siteminde mikroplastik bulunmuştur. Balıklarda en fazla rastlanan mikroplastik tipi genellikle çamaşır makinalarından geldiği düşünülen fiberdir. Günlük olarak fazla deniz canlısı tüketen insanların ise besin yoluyla günde yaklaşık 11 bin tane mikroplastik tükettiği kaydedilmektedir.
20-30 yıl öncesine kadar Türkiye’nin bir çok kumsalında yürüyen biri, dalgaların kumlara ulaştığı çizgide, doğal nedenlerle ölen deniz canlılarına ait deniz kabuklarının yoğun olduğunu görebilirdi. Maalesef artık bunun yerini mikroplastikler aldı. Tabii bu söylediğimiz, katı atıklar açısından temizlenmiş kumsallar için geçerli. Temizlenmemiş kumsallarda genelde yoğun bulunan büyük atıklar nedeniyle bu birikim çizgisi dikkat dahi çekmeyebilir!
2016 yılında Türkiye’de 8.9 milyon ton plastik üretildi. Bunun %10’undan fazlası ambalaj sanayinde kullanıldı. GolbalAtlas’ta belirtildiği üzere Türkiye’de yılda yaklaşık yarım milyon ton plastik atık olarak çevreye veriliyor. Yakın bir geçmişe kadar Karadeniz kıyılarındaki bazı kentlerinde belediyeler bu atıkları doğrudan denize dökmekte veya denize dökülen derelere boşaltmaktaydı.
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de deniz ulaşan katı atıkların %80’inden fazlasını plastikler oluşturuyor. Her bir plastik tipinin doğada kalma süresi farklı olsa da bunlar sonuçta kimyasal ve fiziksel etkilere maruz kalarak parçalanıyor. 5mm’den küçük hale geldiklerinde ise bu plastikler “mikroplastik” olarak adlandırılıyor.
Katı atıkların parçalanmasının yanı sıra denizdeki mikroplastiklerin en önemli kaynağı atık su tesisleridir. Deşarj edilen kentsel atık sular, bilhassa çamaşır makinelerinden kaynaklanan sentetik elyaf ve temizlik malzemelerinden kaynaklanan mikroplastik parçaları içeriyor. Türkiye İstatistik Kurumuna göre atık su tesislerinden 2014'te 4.3 milyar m3 atık su deşarj edilmiş olup bunun yaklaşık yarısı denizlere boşaltıldı.Mikroplastiklerin giderilmesinde arıtma yapılan atık su tesisleri dahi etkisiz kalıyor. Ancak elektroliz ve filtrasyon tekniklerinin geliştirilmesi ile bu sorunun çözülebileceği düşünülüyor. Bu konuda ODTÜ’nün desteğiyle Mersin Üniversitesinde bir tez çalışması sürdürülüyor.
Mikro boyutta olanlar dahil olmak üzere plastiklerin deniz ekosistemlerindeki kirlilik seviyesinin takip edilmesi ve neden olduğu zararlı çevresel etkilerin araştırılması Avrupa Birliği ülkelerinde yasal bir zorunluluktur. Türkiye’de de AB uyum yasaları kapsamında mikroplastik seviyelerinin takibi yapılıyor ve bu konuda akademik çalışmalar yürütülüyor.
2014’te dünya denizlerinde suda sürüklenir vaziyette tüm plastiklerin sayısının 5.25 trilyon olup bunun 4.85 trilyonunu mikroplastiklerin oluşturduğu hesaplanmıştır. ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsünün 2016 yazında Doğu Akdeniz kıyılarında yaptığı bilimsel çalışmada, 1 metreküp deniz suyunda 0.29 - 21.23 mikroplastik parçacığı olduğu tespit edilmiştir. Deniz tabanında yapılan örneklemelerde ise bu değerlerin 1 metreküp kumda 100-560 mikroplastik parçacığı seviyelerinde olduğu bulunmuştur. Deniz suyundaki mikroplastiklerin tipleri arasında en fazla rastlananlar sırasıyla fiber, polyester ve naylondur.