Büyükşehir Yasası küçük çiftçiliği hızla yok olmaya doğru itiyor. Tarım arazilerinin betonlaşmasının ise önünü açıyor. Toprak Atlasından bir makale;
2012’nin son günlerinde çıkarılan 6360 sayılı Büyükşehir Yasası ile köylerin yaklaşık yarısı kapatıldı. Ülke nüfusunun %22,7’si köy ve beldelerde yaşarken, bu yasayla nüfusumuzun %91,3’ü bir anda şehirli oldu. Köy ve beldelerde yaşayan nüfusumuz ise %8,7’ye geriledi. Artık nüfusumuzun %77’si büyükşehir belediyeleri sınırları içinde yaşıyor.
Peki “şehirli” olmak köylülere yaradı mı? Hayır. Zira köylerde pek çok vergiden ve su ücretinden muaf olan çiftçi, yeni yasa ile muhatap olacağı vergileri 5 yıl sonra ödemeye başladığı zaman göreli olarak daha da yoksullaşacak. Yapılan araştırmalara göre çiftçimizin %65’i geçinemezken yeni vergi yükleri çiftçinin daha da ezilmesine neden olacak. AB’nin yedi yıl üzerinden kurguladığı bütçesinin %40’ını tarımsal desteklere ayırdığı biliniyor, oysa bizim yıllık belirlenen bütçelerimiz içinde bu oran sadece %2. Miktarı giderek artacak vergiler karşısında çiftçinin tarımsal üretimini sürdürmesinin son derece zor olacağını tahmin etmek güç değil.
Onuncu Kalkınma Planı Yerel Yönetimler Özel İhtisas Komisyonu Raporu’nda eleştirilen noktalardan biri de fen ve sanat kuralları ile ilgili mevzuat hükümlerine uygun yapılmış yapıların ruhsatlandırılacağı hükmüdür. Bu hükümle köyleri yozlaştıran, kıyı alanlarını işgal eden, sit alanlarını ve korunması gereken doğal değerleri tahrip eden ve aslen yıkılması gereken yapılar affedilerek, bunları yapanlar adeta ödüllendiriliyor.
6360 sayılı yasanın en önemli icraatlarının başında mahalleye dönüştürülen köylerin tüzel kişiliklerinin kaldırılması geliyor. Köy muhtarı köyü ile ilgili her konuda dava açar ya da müdahil olup konuyu yakından takip edebilirken, tüzel kişiliği bulunmayan mahalle muhtarlarının böyle bir yetkisi yok. Her ne kadar meralardan mahalle halkının yararlanabileceği söylense de herhangi bir olumsuzlukta mahalle muhtarının hak arama ehliyeti bulunmuyor. Soma’da geçen yıl yaşanan üzüntü verici katliam sonrası çıkarılan torba yasa içerisinde Bakanlar Kurulu Kararı ile meraların kentsel dönüşüme açılabileceği ve gelişim projesi alanı ilan edilebileceği maddesi de geçirildi. Böylelikle tüzel kişiliği kalkan köy halkının merasına sahip çıkma olanağı kalmadı. Yani köylüler hayvanlarının ve bahçelerinin sulanması için gereken kuyuyu açamayacak ya da çeşme ve yalak inşa edemeyecek.
Büyükşehir belediyelerinin sınırlarının il mülki sınırına genişlemesi ve köylerin mahalleye dönüşmesine olumsuz bir örnek de çiftçinin evinin altında ya da bahçesinin bir köşesinde yer alan ahır ya da kümesini şikayet olması halinde Hıfzıssıhha Yasası uyarınca uzaklara taşımak zorunda kalması olacak.
Toprağın korunması ve geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari ve yeter gelirli tarımsal arazilerinin büyüklüklerinin belirlenmesi, bunların bölünmelerinin önlenmesi ve çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını sağlamak amacıyla 2005 yılında Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası çıkarıldı. İl bazında Toprak Koruma Kurulları oluşturuldu. Tarımsal potansiyeli yüksek büyük ovaların belirlenmesi ve korunması en önemli görevlerinden olmakla birlikte yasanın en çok kullanılan ve tartışılan bölümü tarım arazilerinin nasıl tarım dışı amaçlarla kullanılabileceği yönü oldu. Bu kapsamda 5,7 milyon dekar tarım arazisine Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından tarım dışı amaçla kullanım izni verildi.
Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası’nda 2014 yılında yayımlanan 6537 sayılı Yasa ile kırsal alanı yakından ilgilendiren bir takım değişiklikler yapıldı. Yasa ile asgari tarımsal arazi büyüklükleri mutlak, marjinal ve özel ürün arazileri için 20 dönüm, dikili tarım arazileri için 5 dönüm, örtü altı tarımı yapılan araziler için 3 dönüm olarak belirlendi. Buna göre tarım arazileri artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altında ifraz edilemeyecek, hisselendirilemeyecek, pay ve paydaş adedi artırılamayacak. Bakanlık asgari tarımsal arazi büyüklüğünün altındaki tarımsal arazileri toplulaştırabilecek. Toplulaştırılarak büyütülen arazi öncelikle maliklerden birine satılacak. Bu kişiler satın almadığı takdirde yöre çiftçilerine rayiç bedel üzerinden satışa sunulacak. Araziler toplulaştırılırken küçük çiftçi sistemin dışında bırakılacak.
Tüm iller ve ilçeleri bazında yeter gelirli tarımsal arazi büyüklükleri tespit edildi. Dolayısıyla çiftçi yeter gelirli tarım arazisinin ekonomik bütünlüğe sahip olmayan kısımlarını Bakanlığın izni ile satabilecek. Ekonomik bütünlük hesaplaması il müdürlüklerince yapılacak. Çiftçi aynı ilçe içerisinde tek bir araziye sahip ise bunu tapuda doğrudan satabilecek. Bu durum çiftçinin tüm arazilerini satması durumunda da geçerli olacak.
Gerek 30 ilde büyükşehir belediyesi oluşturarak köylerin tüzel kişiliğini ortadan kaldıran Büyükşehir Yasası gerekse Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası’nda değişiklik yapan 6537 sayılı yasa küçük çiftçiliği hızla yok olmaya doğru itiyor. Tarım arazilerinin betonlaşmasının ise önünü açıyor. Oysa yapılması gereken en küçük mahalli idare birimi olan köyleri yok etmek değil, tıpkı belediyeler ve il özel idareleri gibi genel bütçe vergi gelirlerinden az da olsa kaynak aktararak köylerin güçlenmelerini sağlamak olmalı. BM 2014 yılını küçük çiftçiliğin ve kooperatifçiliğin desteklenmesi için “aile tarımı” yılı ilan etmişken 6537 sayılı yasa ile çiftçilerin limited şirket kurmalarının önerilmesi ise hayli düşündürücü. AB’nin küçük çiftçiliği ve genç çiftçileri özellikle desteklediği tarım politikalarını örnek almak ve son derece zayıf olan kooperatifçiliğimizi yine AB’deki gibi desteklemek Türkiye’deki tarımın sorunlarının aşılabilmesi için önemli adımlardır.
--------------------------------
Kaynak bilgisi:
s.72 Anonim. 2014. “Yerel Yönetimler Özel İhtisas Komisyonu Raporu”, Onuncu Kalkınma Planı, Kalkınma Bakanlığı. s.72 Adıgüzel, Ş. 2012. “6360 Sayılı Yasa’nın Türkiye’nin Yerel Yönetim Dizgesi Üzerine Etkileri: Eleştirel Bir Değerlendirme”, Toplum ve Demokrasi, Yıl:6, Sayı:13-14, s.153-176 .s.78 Gözler, K. 2013. “6360 Sayılı Kanun Hakkında Eleştiriler”, Legal Hukuk Dergisi, Cilt:11, Sayı:122, s.37-82. s.78 Güler, B.A. 2012. “Bütünşehir Yasası ve Köyler”, CHP Bülteni. s.78 İzci, F. Turan, M. 2013. “Türkiye’de Büyükşehir Belediyesi Sistemi ve 6360 Sayılı Yasa ile Büyükşehir Belediyesi Sisteminde Meydana Gelen Değişimler”, Süleyman Demirel Üni. İİBF Dergisi, Cilt:18, Sayı:1, s.117-152.