AMATÖR TİYATROLAR VE TELİF HAKKI

Amatör tiyatrolarda telif mevzusunu iki senedir çeşitli platformlarda gündemleştirmeye çalışıyoruz. O yüzden bu konuyu şu an burada tartışabiliyor olmak bizim için çok değerli. Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları adına, buraya davet edildiğimiz için teşekkür ediyorum.

Hakkımızda kısa bir bilgi vererek başlayacağım. Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları, Robert Koleji’nin Boğaziçi Üniversitesi’ne dönüşmesiyle, 1971 yılında Robert Koleji oyuncularının geleneğini devralarak aslında kuruldu. O dönemden bu yana da devam ettirmeye çalıştığımız kumpanya anlayışıyla kolektif çalışma ilkesi benimsenmiş durumda. Bunun yanı sıra, aslında Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları’nın temel amaçlarından biri, prodüksiyonları hem sahne üstünde, hem de arka plan çalışmalarında bir eğitim-araştırma perspektifiyle ele almasıdır.

Asıl konuya gelecek olursak, iki sene önce bir telif talebiyle karşılaştık ve o dönemden beri de amatör tiyatrolar olarak telif mevzusunu çeşitli platformlarda tartışmaya devam ediyoruz. Bu konferansa da bu bağlamda katılmak istedik. Karşılaştığımız telif talebini de kısaca özetleyecek olursam, iki sene önce, Bertolt Brecht “Sezuan'ın İyi İnsanı” adlı oyununu ele aldık. Kampüsümüzde birkaç kez oynadık ve turnelere hazırlanmaya başladık. Yine her sene katıldığımız TAKSAV Uluslararası Tiyatrolar Festivali’ne hazırlanırken ONK Ajans’tan bir talep geldi. Hem kampüsümüzde oynadığımız oyunlar için, hem de festivalde oynayacağımız oyun için ücret talep ettiler. Bu ücreti karşılamayacağımızı söylediğimizde, üniversite yönetimimizle iletişime geçtiler.

Üç Tiyatro Türü

Bu konuyu kendi grubumuz içinde tartıştığımızda, kâr amacı gütmeyen ve prodüksiyonları bir eğitim-araştırma perspektifiyle ele alan bir grup olarak böyle bir taleple karşı karşıya kalmamızın kabul edilemez olduğu noktasında net bir şekilde uzlaştık. Burada tartışmaya açmak istediğimiz noktaysa, üniversite tiyatroları olarak tiyatro metinlerinin neden müşterekler kapsamında değerlendirilmesi gerektiği. Şimdi bu tartışmaya geçmeden önce, amatör tiyatro, özel tiyatro, üniversite tiyatroları arasındaki ayrımını koymak gerekiyor.

Amatör tiyatro, hem kelime anlamı, hem hukuk alanındaki karşılığı, hem de kamuoyunda kabul görmüş genel anlamı bakımından, acemi yaftasından ziyade, aslında bireysel, maddi kazanç amacı gütmeyen bireylerin oluşturduğu tiyatrolardır. Amatör tiyatrolar başlığının altına üniversite tiyatrolarını, lise tiyatrolarını koyabiliriz. Herhangi bir işte çalışan insanların oluşturduğu çeşitli kurum veya bağımsız yapılanmalar da bu amatör tiyatroların içinde yer alabilir aslında. Kâr amacı gütmemesi bakımından da amatör tiyatrolar, özel tiyatrolardan ayrılır.

Ayrı Bir Kategori Olarak Üniversite Tiyatroları

Üniversite tiyatrolarını ayrı bir kategoriye koymamızın sebebiyse, üniversite tiyatrolarının oyun sahnelemenin yanında bu faaliyeti bir eğitim-araştırma misyonuyla, yani böyle bir iddiayla yapması. Bu ne demek? Bu, kulüpte yer alan üyelerin kendilerini ve etraflarındaki insanları tiyatro anlamında geliştirmek ve ortaya çıkardıkları o tiyatro faaliyetini diğer insanlarla paylaşarak yaymaları, kamusallaştırmaları anlamına geliyor. Bu noktada hem üniversite öğrencileri kültür-sanat anlamında bir birikim kazanmış oluyorlar, hem de bu birikimi sahneliyorlar ve çok daha geniş kitlelere yaymış oluyorlar. Tabii üniversite öğrencisi olduğunuzda bunu çok daha özgür ve araştırmacı ortamda yapabiliyorsunuz ve çok daha yaratıcı sonuçlar elde edebiliyorsunuz.

Bu ayrımı yaptıktan sonra, üniversite tiyatrolarının metinlerinin müşterek olarak ele almasını tartışmak istedik. Biz BÜYO olarak bu telif talebi sürecine girdiğimizden beri çok çeşitli şeyler yaptık. Neler yaptık? Bir kampanya başlattık, en temelinde. Çeşitli bildiriler yayınladık bu konuda ve Türkiye’nin neredeyse tamamına yakın üniversitelerinden de, tiyatro kulüplerinden ve diğer amatör grupların da desteğini aldık ve bu bildiriler onların da imzasıyla yayınlandı. Her sene düzenlediğimiz bir şenliğimiz var; “İstanbul Amatör Tiyatrolar Şenliği”. O şenlikte de belli etkinlikler yaptık. Hatta o şenliğin gündemi “Telif Gündemi”ydi. Bütün bu etkinliklerde amatör tiyatrolar olarak telif konusunda nasıl bir yaklaşım geliştireceğiz, bunu tartışmaya çalıştık.

“Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu”nun Muğlaklığı

Yine bu kapsamda düzenlediğimiz tiyatro panelinde, hem tiyatro, hem de çeviri alanlarında çalışma yapan katılımcılarla yaptığımız tartışmada şöyle bir görüş çıktı: Amatör tiyatroların telif talebinden muaf tutulabileceği, ama bu noktada da yazarın emeğinin hiçe sayılabileceği ihtimali öne çıktı. Diğer bir yandan, bu süreçte hukukçularla da görüşmeler yaptık, “bu işin yasal boyutu nedir?” diye. Onlar da “Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu”nun 33. Maddesini gösterdiler. O maddenin tiyatro metinleriyle ilgili olan kısmının çok muğlak olduğu görüşü geldi. 33. Madde “kâr amacı gütmeyen gruplar muaftır” gibi bir şey söylüyor, ama sonuç olarak bilet kestiğiniz anda cebinize para girmese bile kâr amacı gütmüş oluyorsunuz. Maalesef böyle yorumlamaya çok açık.

Görüştüğümüz hukukçulardan biri Savaş Bozbay’dı, çok farklı bir yerden ele aldı konuyu ve şöyle bir şey söyledi bize: ONK Ajans’ın zaten herhangi bir meslek birliğine üye olmadığı için, böyle bir hakkının zaten olmadığı konusuna dikkat çekmişti.

Üniversite Tiyatrolarına Muafiyet

Toparlayacak olursak, tüm bu görüşler ışığında, tüm bu yaptığımız tartışmalardan sonra, Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları olarak telifin tamamen kaldırılması, tüm metinlerin, tüm tiyatro grupları tarafından ortak kullanımına, herhangi bir ücrete tabi olmadan açık olması kanısında değiliz. Yani emeğin bu denli sömürüldüğü böyle bir sistem içinde, elbette yazarların ve çevirmenlerin de emeğini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Ama, yaptığı tiyatro faaliyetinden herhangi bir kâr amacı gütmeyen ve bunu bir eğitim-araştırma perspektifiyle yürüten üniversite tiyatroları olarak, bu talepten muaf tutulmamız gerektiği kanısındayız. Bu anlamda, yasanın herhangi bir muğlaklığa yol açmayacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini ve üniversite tiyatrolarının ayrı bir kategori olarak tanımlanması ve bu talepten muaf tutulması gerektiğine inanıyoruz. Yazarların emeği göz önünde bulundurduğunda, “herkesin ortak kullanımına açıktır” diyemesek de, “tiyatro metinleri üniversite tiyatroları için müşterekler kapsamında değerlendirmelidir” cümlesini çok rahat kurabilmemiz gerektiğine inanıyoruz.