Tütün Deposu, Istanbul, March 14, 2009
DAVA: Çoruh Vadisi’nde yapılması planlanan Yusufeli Barajı ve
Hidroelektrik Santralı Projesi
Davacılar:
1- Bedrettin KALIN- ARTVİN, Türkiye
2- Recep AKYÜREK- YUSUFELİ, Türkiye
Davalılar:
1- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı – ANKARA, Türkiye
2- Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı – ANKARA, Türkiye
3- Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) – ANKARA, Türkiye
4- Çevre ve Orman Bakanlığı – ANKARA, Türkiye
OLAYLAR
1) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, 1986’da yapılan fizibilite raporuna dayanarak Çoruh
Nehri üzerinde hidroelektrik enerji üretimi için bir planlama süreci başlatmıştır. Proje
planı 1990 yılında tamamlanmıştır.
2) Nehrin doğduğu bölgede Muratlı ve Borçka barajları yapılmış olup, Deriner ve Artvin
barajlarının inşaatı halen sürmektedir.
3) Mahkemede açılan dava nehrin havzası için başta projelendirilen barajlardan biri olan
Yusufeli Barajı’nın projesi ile ilgilidir. Bu projenin inşaat işi Bakanlar Kurulu tarafından
1997 yılında ihale edilmiştir.
4) Yusufeli Barajının inşaat işi iki kez ihale edilmesine rağmen, işin verildiği uluslararası
konsorsiyumlar mali zorluklar nedeniyle dağılmıştır. Fiilî inşaat işi henüz
başlamamıştır. 2009’da yeni bir ihale yapılmıştır.
5) Davacıların projenin iptali için 2001 yılında Türkiye Cumhuriyeti hükümetine verdikleri
dilekçe reddedilmiştir. Bunun üzerine davacılar Danıştay 10. Dairesinde dava açarak
üç gerekçeyle projenin iptalini talep etmişlerdir: 1) ihale sürecinde yasal usullere
uyulmaması; 2) çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) raporunun hazırlanmaması; ve 3)
projede kamu yararının olmaması. Danıştay 10. Dairesi gerekçeleri haklı bularak
projenin iptaline 2005 yılında oybirliğiyle karar vermiştir. Ancak, Danıştay İdari Dava
Daireleri Genel Kurulu bu kararı bozmuştur. Davacılar bozma kararını temyiz
etmişlerdir. Dosya halen temyizdedir.
Interpretation and Translation Facility is funded by the European Union. 2
6) 2000 tarihli Yusufeli İlçesi Tarımsal Fizibilite Raporunda
bölgede tarım yapılabilir arazi kalmayacağı, bölgede tarım ve
hayvancılık faaliyetinin son bulacağı belirtilmiştir. Proje
yaklaşık 17.000 kişiyi etkileyecektir. İlçe merkezi ile merkeze
bağlı üç köy sular altında kalacak, onyedi köy ise büyük
ölçüde zarar görecektir. Yine aynı tarihlerde Milli Parklar
Genel Müdürlüğü, Çoruh Vadisi Yaban Hayatı Koruma
Sahasında 459 hektarlık bir alanın sular altında kalmasıyla
vadinin büyük zarar göreceğini, koruma sahasının çok sayıda
endemik bitki ve hayvan türüyle önemli bir biyolojik çeşitlilik merkezi olduğunu
bildirmiştir. Bu doğal miras sayesinde bölge gerek doğanın keyfini çıkarmak isteyen
gerekse doğa sporlarıyla uğraşanlar için önemli bir turizm destinasyonudur. Çoruh
nehri, rafting sporu için dünya klasmanında bir yerdir. Bu hususlar ve projenin çevre
üzerindeki etkilerini doğrulayan bilgiler, proje için oluşturulan konsorsiyum tarafından
Encon Çevre Danışmanlık firmasına hazırlatılan raporda yer almaktadır.
7) Yusufeli Barajı Projesi büyük bir Gürcü nüfusu ve Gürcü asıllı Türk toplulukları
açısından büyük kültürel ve tarihi önem taşıyan bir bölgenin sular altında kalmasına
neden olacaktır. Çok sayıda kilisenin proje yüzünden sular altında kalmasının yanı
sıra, bu kesimin düzenli olarak yerine getirdiği kutsal ziyaretler için büyük önemi haiz
üç kilise de ulaşılamaz hale gelecektir.
8) Nüfusun yeniden yerleşimi için teklif edilen yerlerde halkın geçim kaynakları olan tarım
ve diğer etkinliklerle uğraşarak ekonomik kazanç elde etmesi mümkün değildir. Bölge
sakinlerine teklif edilen istimlak bedelleri ve kamusal altyapının bozulmasına karşılık
verilecek tazminat, bölge sakinlerinin yetkili makamların önerdikleri evleri satın
almalarına veya kamusal altyapının yeniden inşasının finanse edilmesine yeterli
değildir.
9) Yetkili makamların proje maliyeti olarak belirttikleri rakamlara yol, kanal, ve diğer
belediyecilik hizmetleri için gereken altyapının getireceği önemli ölçüdeki ek masraflar
dahil değildir. Projenin toplam maliyeti ile hidroelektrik santralından üretilecek enerjinin
cari değeri karşılaştırıldığında, eksiksiz bir fayda-maliyet analizi, projenin mali açıdan
işlerlik taşımadığını göstermektedir.
10)Nehir havzasında altın çıkarma veya diğer madencilik girişimlerine izin veren idari
tasarrufların mahkeme kanalıyla engellenmesinde uzun süredir başarılı olunmuştur.
Bu vakaların sonuncusunda Kanadalı bir madencilik şirketi olan Inmet (Cominco
şirketinin halefi) 2006 yılından beri Artvin ilinde Çoruh Nehri üzerindeki Çerattepe
mevkiinde bakır madeni açma çabalarını sürdürmektedir. Bu şirketin işletme ruhsatının
çevresel etki değerlendirme raporunun hazırlanmamış olması gerekçesiyle yerel
mahkemeler ve belediye yetkilileri tarafından iptal edilmesi üzerine şirket üretim
planlarını şimdilik askıya almıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1) Yeterli miktar ve kalitedeki suyun temel bir insan hakkı olduğu, ve bu hakkın kısıtsız
biçimde kullanılmasının hükümetlerce teminat altına alınması gerektiği evrensel olarak
kabul edilmiştir (BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Konseyi, Gözlem No: 15, Yıl
2002).
2) Toplumun su hakkının bir bölgede güvenceye alınması, o suyun alındığı bölgedeki
insanların ve çevrenin aleyhine bir durum yaratmamalıdır (Avrupa Birliği, Su Çerçeve
Direktifi, 2000).
Interpretation and Translation Facility is funded by the European Union. 3
3) Yerel topluluklar biyolojik kaynaklara olan bağımlılıkları, ve bu
kaynakları onların biyolojik çeşitliliğini korumak ve
bileşenlerinden sürdürülebilir biçimde yararlanmak için yeterli
uygulamalar geliştirerek yönetmeleri ölçüsünde evrimleşirler
(Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, 1992).
4) Teklif edilen Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santralı
Projesinin, su altında kalacak bölgelerde ciddi boyutlarda
çevresel, ekolojik, toplumsal, ekonomik, ve kültürel etkileri
olacaktır. Bu etkilerin gerek projenin tasarım ve
uygulamasında, gerekse mali fizibilite değerlendirmesinde dikkate alınması icap eder.
5) Türkiye Cumhuriyeti hükümeti projeyi ÇED raporu hazırlama yönündeki yasal
zorunluluktan (1993 sonrası) muaf tutmuştur. Bu tasarrufta, projenin başlatıldığı
dönemin (1946) yorumlanışı tartışılır niteliktedir. Ayrıca, bu tasarruf günümüzün
toplumsal realiteleriyle bağdaşmadığı gibi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında yer alan
(Madde 2) “sosyal devlet” ilkesine de aykırıdır.
6) Danıştayın Devlet İhale Kanunu hükümlerinin uygulanmaması yönünde aldığı karar
nedeniyle, proje uluslararası bir ihale yapılmadan verilmiştir.
7) Danışma süreci uygulanmamıştır. Etkilenen bölge sakinlerinin endişeleri
giderilmemiştir. Anayasa emri olan insan haklarına saygı şartı çiğnenmiştir.
8) Yusufeli projesinin ekosistem ve su döngüsü üzerinde önemli etkileri olacaktır. Suda
ve karada yaşayan canlıların biyolojik çeşitliliğinin yanı sıra çok sayıda insanın geçim
kaynakları da ortadan kalkacaktır.
9) Bölgedeki tarihî, arkeolojik, ve kültürel miras yok olacaktır.
KARAR:
1) Çevrede ölçülemeyecek boyutlarda tahribata yol açacak, bölge sakinlerine önemli
ölçüde zarar verecek, ve maliyeti ulusça ödenecek olan Yusufeli Baraji ve Hidroelektrik
Santralı Projesinin iptali için davacılar tarafından yapılan talebin kabulüne;
2) Çoruh Nehri Havzası Geliştirme Programında sadece önceden gündemde olan baraj
projeleri değil, aynı zamanda maden ve diğer kaynaklardan yararlanma tekliflerini
içeren halihazırdaki ve gelecekteki girişimler de dahil olmak üzere programın tümü için
ÇED raporlarının hazırlanmasının Türkiye Cumhuriyeti hükümeti tarafından
emredilmesine;
3) Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin T.C. Anayasası, T.C. yasaları, ve taraf olduğu
uluslararası insan hakları antlaşmalarının temel hükümleri doğrultusunda insan
haklarına saygı göstermeye, ve insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen ekolojik ve
kültürel hazineleri korumaya davet edilmesine;
4) Halkın Türkiye’deki demokratik siyasi süreci güçlendiren sürekli muhalefetine rağmen
T.C. hükümetinin Yusufeli Projesini yürütmesini sağlamak için ihale, sözleşme, ve
uygulama süreçlerine ilişkin yasa ve yönetmeliklerle oynanmasının kınanmasına;
karar verildi.
TAVSİYELER:
1) Bir yandan önemli boyutlardaki rüzgar enerjisi potansiyelinden yararlanmaya; bir
yandan da bölgenin biyolojik çeşitliliğine, tarım ve hayvancılık potansiyeline, ve
ekoturizm için arz ettiği çekiciliğe dayalı çok yönlü bir ekonomik program uygulanarak
bölgesel kalkınmanın teşvik edilmesine katkı sağlayan alternatif bir kalkınma programı
oluşturma yönünde sivil toplum tarafından yürütülen gayretlerin Türkiye Cumhuriyeti
Interpretation and Translation Facility is funded by the European Union. 4
hükümetince desteklenmesi;
2) Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin uluslararası Biyolojik
Çeşitlilik Sözleşmesi ile Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği
Sözleşmesi çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmek
için gösterdiği çabaları gözden geçirmesi;
3) Bölge sakinlerini vadiyi çevreleyen sarp yamaçlara oyulmuş
ücra yerleşim mekanlarına taşımanın herhangi bir mantığı
bulunmadığından, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin yeniden
yerleşim teklifini geri çekmesi;
4) Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi
ile Birleşmiş Milletler Ülke İçi Yer Değiştirme Kılavuz İlkeleri çerçevesindeki
taahhütlerine uyması; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de dahil olmak üzere taraf
olduğu ilgili uluslararası sözleşmeler çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmesi;
ve Çoruh Nehri Havzasının kalkındırılması için sürdürülebilir bir planın taşıyacağı
nitelikler hakkında kapsamlı bir tartışma açarak demokrasinin kurumlarını güçlendirme
yönünde üstlenmiş olduğu mükellefiyetlerin gereğini yapması;
5) Türkiye’deki ulusal mahkemelerin kalkınma ve doğal kaynaklardan yararlanma
programlarında kanun hakimiyetinin layıkıyla uygulanmasında ısrar etme yönünde
bölgesel idari mahkemelerin tesis ettikleri içtihatları kaale almaları;
6) Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığının Çoruh Nehri Vadisindeki kutsal
ziyaret yerlerini Dünya Mirası Listesine aday göstermek için gereken işlemleri
yapması.
İstanbul’da Tütün Deposu salonunda 10 - 14 Mart 2009 tarihleri arasında İstanbul Su
Mahkemesi huzurunda yapılan duruşmalar sonucunda, jürinin aşağıda imzaları olan
üyeleri ilgili tarafların beyan, kanıt, ve ihbarlarını dikkate alarak, Türkiye’deki Yusufeli
Barajı ve Hidroelektrik Santralı Projesi çerçevesinde inşa edilmesi planlanan baraj ve iki
hidroelektrik santralı hakkındaki davada yukarıdaki kararı vermişlerdir.