Yeşil Ekonomi Konferansı - Ekoloji

Image removed.

Yeşil Ekonomi Konferansı

YEŞİL EKONOMİ KONFERANSI
Kriz ve Yeni Yeşil Düzen
20-21 Haziran 2009, İstanbul

Dünya 2008 yılında yeni bir ekonomik krizle tanıştı. ABD’deki finansal piyasalardan kaynaklanan bu kriz, ekonomik sistemin küresel niteliği nedeniyle hızla yayıldı. Bazı yorumculara göre sistem 1929 krizinden daha büyük bir krizle karşı karşıya. Bazı yorumculara göre ise, daha önceki krizlerde ekonomi bu düzeyde küresel olmadığı için, bu yaşadığımız kriz ilk gerçek küresel ekonomik kriz sayılabilir.
Aradan geçen onca zamana, ekonomik sistemin hacmindeki büyümeye ve küreselleşmenin neredeyse tamamlanmış olmasına rağmen, sistemin bu krizin çözümü için verdiği tepki neredeyse 1929’dakiyle aynı. Ekonomideki her türlü durgunluk, artan işsizlik ve kriz durumunda verilen tipik yanıt, yani tüketimin arttırılması, tasarruf altındaki paranın piyasaya sürülmesi ve bu şekilde ekonomik sistemin çarklarının daha hızlı dönmesinin sağlanması olarak özetlenebilecek önlemler yine aynı mantıkla alınmaya devam ediyor. Devletler piyasaya normalde olmadığı kadar müdahale ediyor, sıcak para sürüyor ve ekonomiyi canlandırmaya çalışıyorlar. Kapitalizmin mantığı değil, sadece belli bir uygulaması eleştiriliyor, Keynesyen modele göz kırpılıyor, ama hepsi o kadar. Bu “önlemler” sonucunda daha fazla tüketim, daha fazla para arzı, bu şekilde de üretimin ve istihdamın artması umuluyor. Bir sonraki ve muhtemelen daha büyük ve yıkıcı krize kadar…
Ancak unutulan bir şey var; bu kez küresel ekonomik krizin çok tehlikeli bir ikizi olduğu: O da küresel ekolojik kriz. Mevcut endüstriyel kapitalist sistem doğanın yağmalanmasından, kirletilmesinden ve ekolojik süreçlere yapılan yıkıcı müdahalelerden bağımsız değil. İklim değişikliğinin geri dönüşsüz noktaya doğru yaklaştığı, dünya çapındaki tarımsal üretimin düşmeye başladığı, su ve gıda krizinin kapıda olduğu, susuzluğun, kuraklığın, sellerin ve tayfunların can aldığı, canlı türlerin ortadan kalktığı bu ağır kriz nedeniyle üzerinde yaşadığımız gezegendeki yaşam sürdürülemez hale geliyor. Yaşamı mümkün kılan doğa ve ekolojik sistem yok olurken, bu krize yol açan ekonomi anlayışı içine düştüğü krizlerden yine eski usullerle, ekolojik krizi daha da derinleştirecek yöntemlerle çıkmaya çalışıyor. Daha fazla tüketim, daha fazla üretim, doğanın daha fazla yağmalanması, daha fazla kirlilik, daha fazla karbon salımı… Sonuç kapitalist sistem geçici rahatlamalar yaşarken ekolojik krizin derinleşmesi. Üstelik işsizlik ve yoksulluk gibi en yakıcı sorunlara hiçbir kalıcı çözüm getirilmeden…
Oysa yeşil politika, ekonomik krizlerle ekolojik krizin aynı anlayışla çözülebileceğini, 1929 krizinden sonra uygulanmaya başlayan “Yeni Düzen” yerine, bugünkü ihtiyacımızın “Yeni Yeşil Düzen” olduğunu savunuyor. Hem ekolojik krize ve iklim değişikliğine, hem de ekonomik durgunluğa ve işsizliğe çözüm olabilecek yeşil ekonomik anlayış, yenilenebilir enerji kaynaklarına, enerji verimliliğine, organik tarıma ve devletin bu yöndeki müdahalelerine dayalı bir yeni yeşil ekonomik düzenin zorunlu olduğu fikri yaygınlaşıyor.
Heinrich Böll Stiftung Derneği ve Yeşil Politika Enstitüsü, mevcut ekonomik krizi ve ekonomik krizle ekolojik kriz arasındaki bağları daha iyi anlamayı ve buna yanıt olarak geliştirilen yeni yeşil düzen anlayışını tartışmayı amaçlayan Yeşil Ekonomi Konferansı’nda, konuya Türkiye’de ilk kez yeşil bakış açısıyla eğilmeyi amaçlıyor.
Ekonomik krizin ve işsizliğin çözümü ekolojik krizi derinleştirmeden mümkün müdür? Ekonominin, hayat kalitesi geliştirilerek, daha temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşanıp çalışanların hakları korunarak, doğanın yağmalanması ve yıkımı durdurularak geliştirilmesi mümkün müdür? Sürdürülebilir bir dünya ve gelecek için eski büyük ve yıkıcı üretim anlayışları yerine, yenilenebilir enerjiye, organik tarıma, küçük işletmelere, yerel pazarlara ve dayanışmaya dayalı bir ekonomik düzeni hayata geçirebilir miyiz? Kaynakları tüketen ve atık depolarını dolduran aşırı tüketim yerine, gerçek ihtiyaçlar ölçüsünde yapılan, tasarrufa ve adil bölüşüme dayalı bir üretim ve tüketim anlayışı gerçekleştirilebilir mi? En önemlisi de, böyle bir ekonomik düzenle iklim değişikliğini durdurabilir, doğayı koruyabilir,  sürdürülebilir bir gelecek sağlayabilir miyiz?
Yeşil Ekonomi Konferansı bu anlayış çerçevesinde düzenlenecek ve ekonomik kriz ve yeni yeşil düzen hakkındaki oturumlardan oluşacak. 20-21 Haziran tarihlerinde İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere kampüsünde yapılacak olan Yeşil Ekonomi Konferansı’nda iki gün boyunca davetli konuşmacıların katılacağı paneller ve gönderilen serbest bildirilerin sunulacağı serbest saatlerde, konu makro ekonomiden, en küçük üretici-tüketici düzeyindeki sorunlara kadar bütün boyutlarıyla ele alınmaya çalışılacak.
Yeşil ekonomiyle ilgilenen tüm akademisyenleri, araştırmacıları, yazarları, politikacıları, iş insanlarını, sendikacıları, çiftçileri, sivil toplum kuruluşlarını, aktivistleri, öğrencileri ve tüm çevrecileri, ekolojistleri, yeşilleri, dünyanın ve insanlığın geleceğinden kaygı duyan, bir şeyler yapmak gerektiğini düşünen ve mücadele eden herkesi Yeşil Ekonomi Konferansı’na bildiri sunmaya, tartışmaya, katkıda bulunmaya ve izlemeye davet ediyoruz.

Heinrich Böll Stiftung Derneği - Yeşil Politika Enstitüsü