Sonja Schiffers: “Gürcistan’daki etki ajanlığı yasasının amacı seçimler öncesi sivil toplumu ezmek”

Basın Bülteni

Heinrich Böll Stiftung’un Tiflis’teki Güney Kafkasya Ofisi Temsilcisi Sonja Schiffers, 12 Haziran günü Heinrich Böll Stiftung Derneği İstanbul ofisinde gerçekleşen basın toplantısında, kamuoyunda “etki ajanlığı” olarak bilinen düzenlemeyle ilgili Gürcistan’daki tecrübelerini paylaştı.

Okuma süresi: 1 dakika
Heinrich Böll Stiftung’un Tiflis’teki Güney Kafkasya Ofisi Temsilcisi Sonja Schiffers ile Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilcisi Dr. Dawid Bartelt, 12 Haziran 2024’te gerçekleşen basın toplantısında.
Teaser Image Caption
Heinrich Böll Stiftung’un Tiflis’teki Güney Kafkasya Ofisi Temsilcisi Sonja Schiffers ile Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilcisi Dr. Dawid Bartelt, 12 Haziran 2024’te gerçekleşen basın toplantısında.

Mecliste hazırlığı devam eden, taslağı ne muhatapları ne de kamuoyuyla paylaşılan “etki ajanlığı” düzenlemesi için Gürcistan’da iki hafta önce yasalaşan “yabancı etkinin şeffaflığı” düzenlemesinin örnek alındığı düşünülüyor.

Uygulamayla ilgili yönetmelikleri halen hazırlanmayan Gürcistan’daki metin, şeffaflık arayışından ziyade sivil alanı tahrip etmeye dönük otoriter bir girişim olarak yorumlanmış, kitlesel gösterilere neden olmuştu.

Sonja Schiffers, Gürcistan’daki yasanın somut etkilerini izlemek için, yönetmelikler hazırlanmadığı için erken olduğunu, ancak düzenlemenin Rusya ile ekonomik ve siyasi etkisini sürdürdüğü ülkelerde (Macaristan ve Kırgızistan) izlenen otoriter bir örüntünün devamı olarak görülebileceğini söyledi.

Schiffers’ın verdiği bilgiye göre, Gürcistan’daki yasa, ticari işletmeler ve girişimler ile devlet eliyle kurulmuş olanlar hariç tüm kurumları, çevrimiçi ve dışı yayıncılık faaliyetlerini kapsıyor. Gelirinin yüzde 20’den fazlasını - bireysel ya da kurumsal - yurtdışı kaynaklardan elde eden STK’lar, yabancı etki adına çalışan kurum olarak kaydolmak, ardından da tüm verilerini devletle paylaşmakla yükümlü:

“Asıl mesele kaydolma ve bağışçı bilgilerini paylaşma zarureti değil. Adalet Bakanlığı, sivil toplum kuruluşlarının tüm kayıtlarını mütemadiyen inceleyebilecek. STK’ların tuttukları tüm kişisel verilere erişim sağlayacak, muhtemelen yazışmalar dahil. Tüm e-postalar, tüm yararlanıcı veya katılımcı listelerinizi göstermeniz gerekebilir. Bunlar özellikle LGBTİQ+ örgütlerini olumsuz etkileyecek hassas veriler de olabilirler.”

Ancak bu metin, uymayanlar için hapis değil, para cezası öngörüyor.

Dr. Sonja Schiffers and Heinrich Böll Stiftung Turkey Representative Dr. Dawid Bartelt, 12th June 2024, Istanbul

Yasanın arka planı

Schiffers’ın Gürcistan’daki düzenlemeyle ilgili konuşmasından öne çıkan diğer kısımlar şöyle:

"Gürcistan’da iktidar partisi birkaç yıldır giderek daha muhafazakâr, özgürlük karşıtı sağcı bir gündem ve imaj yaratıyordu. İktidar partisi bunun Macar modeli olduğunu, Rus modeli olmadığını iddia etse de, Macar modelini Rusya modelinden ne ölçüde ayırabileceğiniz soru işareti. Dolayısıyla devlet kurumlarının iktidar partisinin tekeline alındığı, bağımsız kurumların yetkisiz hale getirildiği hegemonik bir seçimli otoriterlikten bahsediyoruz."

“Bağlamla ilgili bir diğer mühim nokta da, iktidar partisinin 2018 yılında anayasaya Avrupa-Atlantik entegrasyonuna ilişkin hükmü dahil etmesi. Ancak o zamanlar bu sembolik bir hamleydi. Gürcistan'ın bir Avrupa perspektifi yoktu ve NATO hedefleri engellenmişti. Bu durum, Rusya’nın Ukrayna'yı işgaliyle değişti. Moldova ve Ukrayna ile birlikte AB üyeliği için başvuruda ısrar eden nüfusun baskısı etkiliydi. Yasa tasarısı, 2022'de resmi Avrupa perspektifi kazanıldıktan sonra geçen yıl ilk kez teklif edildi."

Schiffers, sivil toplum ve muhalefetin düzenlemeye karşı en büyük kozunun, bunu “Rus yasası” olarak adlandırmak olduğunu da dile getirdi:

“Gürcistan’da halkın büyük kısmının, ülke topraklarının yüzde 20’sini işgal eden Rusya’ya karşı olduğu biliniyor. Bu yüzden sivil toplum, tasarıyla ilgili halkı kolayca mobilize edebildi. Ancak aktivistlerin kendileri ve aileleri saldırılara maruz kaldı. Birçokları, vize başvuruları başta olmak üzere AB ve ABD’nin yaptırım uygulamasının işe yarayabileceğini umdu. STK’lar ajan olarak kaydedilmeyi kabul etmeyeceklerini söylediler. Şimdi kayıt olma zorunluluğundan kaçabilmek için, operasyonların bir kısmını yurtdışına kaydırmak, hatta ülkeyi tamamen terk etmek gibi alternatifleri değerlendiriyorlar.”