Asyalı aktivistler endişeli: Dezenformasyon karşıtı girişimler ifade özgürlüğünü vurabilir

Analiz

Singapur ve Güney Kore'de Covid-19 dezenformasyonuyla mücadelede bilgi teyit inisiyatifleri etkin rol aldı. Ancak diğer mücadele taktikleri -muğlak veya geniş çaplı yasalar gibi- siyasi iktidarı muhafaza etmek için kullanılabilir.

Şubat ayı başlarında Singapur'da gündelik ihtiyaçlarda arz sıkıntısının kapıda olduğuna dair yanlış bir söylentinin dolaşıma girmesiyle, halk arasında bir satın alma çılgınlığı baş gösterdi. Bir ay sonrasında yalan haberlerin etki gücü Güney Kore'de kendini gösterdi: Tuzlu suyun Covid-19'a karşı koruyucu olduğu inancıyla bir kilisede düzenlenen ayine katılanlardan 52'sine hastalık bulaştı.

Singapur ve Güney Kore, Salgından etkilenen ilk ülkeler arasında yer aldılar ve bu nedenle mesenformasyon ve dezenformasyon sorunlarıyla da ilk karşı karşıya kalan ülkelerden oldular. (Mesenformasyon yanlış bilgidir, dezenformasyon ise kasıtlı olarak zarar vermek için yaratılan yanlış bilgidir.) Krizin başlangıcından bu yana Asya'da sahte haberlerin hacmi dramatik bir şekilde arttı ve bunların siyasi çatışmalara ve sosyal gerilime neden olmak amacıyla "siyasi liderler, aşırı partizan gruplar, kimi medya kuruluşları ve aşırı dinciler" tarafından yayıldığına inanılıyor.

Medyada hükümet kontrolü, ifade özgürlüğü ve bilgi akışı konusunda söz konusu olduğunda, iki ülke çok farklı profillere sahip. Sınır Tanımayan Gazeteciler 2020 Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Güney Kore 180 ülke arasında 42'inci sırada yer alırken, Singapur 152. sırada bulunuyor. Bununla birlikte, Covid-19'u çevreleyen mesenformasyonun ciddiyeti karşısında hemm Singapur hem de Güney Kore, salgınla ilgili sahte haberleri ekarte etmek için benzer bir dizi politika aracı kullandı.

Bu araçlardan bazıları etkili işlev gördü ama işe yaramayanlar da oldu. Hatta aşırı heveskarlık ürünü kimi yaklaşımlar, dezenformasyonla mücadele çabalarının ifade özgürlüğünü ihlal etme çizgisini aşıp aşmadığına dair soru işaretlerine neden oldu.

Singapur ve Güney Kore'deki proaktif taktikler

Her iki ülke de yanlış bilgilerle ilgili düzeltmeleri yayınlamak amacıyla resmi web siteleri kurdular ve medya okuryazarlığı becerilerini ilerletmek üzere çeşitli inisiyatifler oluşturdular. Örneğin Singapur, yaygın kullanılan platformlarda günlük güncellemeler yapmak suretiyle bilgi düzeltmelerini paylaşıyor ve bu şekilde WhatsApp'ın toplam 4 milyonluk kullanıcı tabanından 900 bin takipçiye ulaşıyor. Güney Kore'de ise Kore Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi tarafından düzenlenen günlük brifing ve Covid-19 haberlerini derleyen hükümet portalı (kaynak Korece) önemli derecede ilgi gören araçlar oldu.

SPOT1::

Güney Kore ayrıca mezenformasyon ve dezenformasyonu dolaşımdan kaldırmak için de proaktif bir çalışma yürüttü. Örneğin Güney Kore polis teşkilatının siber suç birimi, yanlış bilgilerin kaynaklarını araştırıyor ve sosyal bilgi karmaşasına yol açabilecek sahte bilgileri kaldırmak için site operatörleri ve telekomünikasyon otoriteleriyle ortak çalışıyor. Henüz Şubat ayı başında Ulusal Politika Ajansı virüsle ilgili 40'tan fazla sahte haber vakasını araştırmış durumdaydı. Yeungnam Üniversitesi Medya ve İletişim Bölümü'nden Profesör Han Woo Park'a göre, popüler online haber platformu Naver de izleme ve denetim rutinlerini sıkılaştırarak sahte haberlerin trend olmasını engellemeye çalışıyor.

İki zayıflık

Bu girişimlerle ilgili bir sorun, sahte-haber yasalarının çoğunlukla yalnızca bireyleri hedef alması. Oysa çok sayıda rapor Covid-19'u çevreleyen sahte-haberlerin devletler tarafından da başlatılabildiğini göstermiştir. Stanford Üniversitesi tarafından yapılan son araştırmalar, Çin devlet medya kuruluşlarının, Covid-19 ile ilgili yanlış bilgileri veya "komplocu spekülasyonları" yaymak için çeşitli sosyal medya platformlarını verimli bir şekilde kullandığını ve dünya çapında yaklaşık 100 milyon kişiye ulaştığını gösteriyor. Ek olarak, Oxford Üniversitesi'nin son raporu, Rusya, Hindistan, İran, Pakistan, Suudi Arabistan ve Venezuela gibi çeşitli devletlerin yurtdışındaki izleyicileri etkilemek için sosyal medya platformlarını kullandığını gösteriyor. Sonuçta, sahte hesaplar, Facebook sayfaları ve hedefli reklamlar yoluyla teyitsiz bilgi yayan bu tarz koordineli operasyonları kontrol etmede, mevcut yasalar genellikle yetersiz kalıyor.

SPOT 2:

Bireylerin kasıtlı olarak yanlış bilgi yaydığı durumlarda da bu kişileri soruşturmak için kullanılan yasal araçlar belirsiz ve kafa karıştırıcı durumda. Singapur'da, mezenformasyon ve dezenformasyon yayma amacındaki insanları yargılamada iki yasa -Çeşitli Suçlar Yasası ve Çevrimiçi Sahtecilikten ve Manipülasyondan Korunma Yasası (ÇSMKY)- kullanılıyor. Fakat hangi kanunun hangi suç durumlarında kullanılacağı konusunda tam bir netlik yok. Singapur siyasetini ve sivil yaşamını takip eden bir gazeteci olan Kirsten Han, "Bir şey olduğunda, bu şeyi ÇSMKY kanunu kapsamında yargılama veya sadece bir açıklamayla düzeltme kararını hükümetin nasıl verdiği çok da net değil" diyor. "Bence bunlar yalnızca hükümetin bildiği şeyler, bizler burada eşiğin ne olduğunu bilmiyoruz."

İfade özgürlüğünün maliyeti mi?

Sahte haberlere karşı etkili önlemlerin çok net bir maliyeti var: Vatandaşların ifade özgürlüğü hakkı.

Yeungnam Üniversitesi'nden Profesör Han Woo Park, Güney Kore'nin hem iktidar hem de muhalefet partilerinin, salgını, kendi siyasi yetkilerini pekiştirmeye yarayabilecek yeni sahte-haber yasalarını meşru kılmakta kullandığına inanıyor. "Bu tür bir yasa, sahte haberleri gerçekten ortadan kaldırmak yerine, siyasi gücü korumak için kullanılabilir" diyor.

Aynı şekilde Açık Ağ Kore'nin İcra Direktörü Profesör Kyung-sin Park, Güney Kore hükümetinin "sahte haberlere karşı ataerkil yaklaşımının, insanları, kendi düşüncelerini ertelemeye zorlamak gibi olumsuz yansımaları olduğunu" söylüyor.

SPOT 3:

Eğer Güney Kore'de entelektüeller ve sivil toplum alarma geçmiş olsaydı, Singapur'da ifade özgürlüğüyle ilgili Covid bağlantılı kısıtlamalar hayata geçirilirken daha kesin kriterler uygulanırdı. Gazeteci Kirsten Han'a göre, Covid-19 hükümete "Bakın, bu olağanüstü zamanlarda iyi ki böyle bir şeye sahibiz" deme bahanesini sundu.

Daha şimdiden Singapur'un muhalefet partilerinin liderleri Lim Tean ve Brad Bowyer'a ÇSMKK'ya muhalefetten tebligat iletildi. İleri gelen sistem-karşıtı gazetecilik sitesi New Naratif de süreçten nasibini almış durumda: Söz konusu kanunun kapsamının boyutlarını detaylıca ele aldığı videosu, ironik bir şekilde, bizzat ÇSMKK bürosunun öfkesini çekti.

Akademisyenler ve gazeteciler tarafından ifade edilen endişelerin en büyüğü ise bu tür araçların bizi yavaş yavaş bir otosansür ortamına sürüklemesi. Han, "Benim çevremdeki insanlar, ÇSMKK'nın kendilerini yakalayabileceği düşüncesinin bilinciyle hareket ediyorlar. Bu, insanları, hissettikleri şeyleri söylemekten alıkoyuyor" diyor.

Tüm bu deneyimler, yalan haberlerin uygun politika yaklaşımlarıyla kontrol altına alınabileceğini ve kamu portalları üzerinden yürütülen şeffaf iletişimin yalan haberle mücadelede kullanılabilecek en etkili önlem olduğunu gösteriyor. Fakat bu politika araçlarının iyi bir şekilde uygulanabilmesi için, hükümetlerin, bunların istismarını önleyecek biçimde kamuoyuna açıkça ifade edilen, hedefe yönelik tedbirler tasarlaması önemli.

Her şeyden önce, böylesine eşi görülmemiş bir krizin ortasında, ifade özgürlüğü aktivistleri hükümetlerin sivil özgürlükleri korumaya devam etmesi gerektiğini vurguluyor. Profesör Park, "Hakikat, on emir gibi bahşedilen bir şey değildir" diyor; "Çok sayıda deneme, yanılma, hipotez ve doğrulamanın sonucunda ortaya çıkar. Hükümetler de sırf henüz test edilmemiş diye hipotezleri kestirip atmamalıdır."

------------------------------------------------------------------

Bu metin İngilizce'den Türkçe'ye Gülşah Karadağ tarafından çevrilmiştir.