Göç Rotası Hakkında
Türkiye’den Avrupa Birliği’ne (AB) uzanan rota Asya, Orta Doğu, Somali Yarımadası, Kuzey ve Sahra-Altı Afrika’dan gelen ülteci ve göçmenler tarafından uzun yıllardır kullanılıyor. Bu rota üzerinde kara güzergâhı Türkiye’nin kuzeybatısından unanistan ve Bulgaristan’a, deniz güzergâhı ise Türkiye’nin Ege kıyılarından Yunanistan adalarına uzanıyor. 2010 yılına kadar öçmen ve mültecilerin büyük bir bölümü Ege Denizi’ni küçük botlarla geçerek Yunanistan’a ulaşmaya çalışıyordu. Ancak o sene u güzergâh değişerek Türkiye’nin Yunanistan ile olan kara sınırında bulunan ve büyük bir bölümü Meriç Nehri boyunca uzanan eriç bölgesine kaydı. Bu kaymanın nedenlerinden biri Frontex (Avrupa Sınır Ajansı) desteğini alan Yunanistan sahil üvenliklerinin denizlerdeki artan izleme faaliyetleri, diğeri ise Yunanistan hükümetinin kara sınırı boyunca döşenmiş olan anti- ersonel mayınlarını temizlemesinin söz konusu güzergâhı Türkiye’den yürüyerek geçiş yapan göçmenler için daha az thelikeli kılmasıydı. Ancak 2012 yılının Ağustos ayının ortalarında Yunanistan, geçişlerin yoğun olarak yaşandığı bu kara ınırının kuzey bölgesine 10,5 kilometre uzunluğunda tel örgü çekti. Öte yandan Yunanistan adalarında ya da Ege Denizi’nde yakalanan göçmen sayısı 2012 yılında 169 iken 2013 yılında 3.265’e çıktı. 2013 yılı içinde Türkiye’den doğru karadan 1.109 düzensiz giriş gerçekleşirken, bu sayı denizlerde 11.447’ye yükseldi. Türkiye’den Yunanistan’a deniz yoluyla geçmeye alışanların sayısı 2014 yılında da artmaya devam etti ve bu sene içinde 43.518 mülteci ve göçmen Yunanistan adalarına varmayı aşarabildi. Türkiye ve Yunanistan kara sınırından gerçekleşen düzensiz giriş sayısı ise aynı sene 1.903 olarak gerçekleşti. MMYK tarafından verilen bilgileri göre 5 Ekim 2015 itibariyle Yunanistan adalarına varan kişi sayısı 416.245. Bu kişilerin 97’si n fazla mülteci üreten ülkelerden geliyorlar ve %70’i ise Suriye’den kaçan kişilerden oluşuyor.
AB üye devletleri AB'nin dış
sınırlarına 175 milyon Euro'yu
aşan maliyetle 235 kilometreden
fazla tel örgü dikti.
Kasım 2015 itibarıyle Avrupa sınırlarında tel örgütler
Devletlerin sınırlarını kontrol etme hakları vardır. Ancak bu, uluslararası insan hakları yükümlülükleriyle uyumlu bir şekilde yapılmalıdır. Özellikle de sınır kontrolüne ilişkin tedbirler mültecilerin güvenli bir yere ulaşmalarını ve sığınma talebinde bulunmalarını engellememelidir. Avrupalı liderlerin düzensiz göçün önlenmesine yaptıklarına vurgu AB’nin etrafında görünen ve görünmeyen duvarların inşa edilmesine neden oluyor. AB üye devletleri her ne kadar 1951 Mülteci sözleşmesi’ne taraf olsalar da mültecilerle ilgili herhangi bir şekilde taahhüt altına girmeyi engellemek, dünyadaki mültecilere karşı herhangi bir sorumluluk almaktan kaçınmak ve mültecilerin kendi yetki alanlarına girmemelerini sağlamak için neredeyse ellerinden gelen her şeyi yapıyor gibiler.