İstanbul Amargi, feminist kuram ve feminist hareketin tarihsel gelişimini, bugün feminist sözümüzü ve sözümüzü söyleme biçimlerimizi belirleyen kavramlar ve deneyimler çerçevesinde tartışmaya devam ediyor!
14 Mayıs Cumartesi günü Didem Havlioğlu ile birlikte feminist teorinin en az bilinen bileşenlerinden/ekollerinden birini “Fransız Feminizmini” tartışıyor. Kadın söylemi var mıdır? Olması mümkün müdür? Varsa tarihsel bir çerçeveye oturtulabilir mi? Julia Kristeva’yı merkeze alarak, psikanaliz ve yapısalcılık sonrası akımlar etkisiyle biçimlenen Fransız feminist yaklaşımları ve onların “kadın” kavramını inceliyor. Ve yakından bakıldığında kavram ve teoriler bugün Türkiye’ye uyarlanabilir mi, Türkiye’de “kadın” olmak ne demek konularında akıl yürütüyor, yine teoriyi teoride bırakmıyoruz.
Hayatın her alanını olduğu gibi, düşünme, akıl yürütme ve söz söyleme biçimlerini de değiştirip dönüştürecek bir mücadele olan feminizmi konuşarak, tartışarak, yorumlayarak erkek egemen sisteme karşı kendi bilgimizi üretmek, birlikte çoğaltmak, zenginleştirmek ve yaygınlaştırmak için, Cumartesi tartışmalarında buluşmak umuduyla…