Fırtınalar

Arkaplan

Geçtiğimiz yıl Avrupa’da yaşanan “Anett” ve “Boris” fırtınaları, iklim değişikliğinin aşırı hava olaylarını nasıl da şiddetlendirdiğinin kanıtıydı. Daha fazla yağmur, daha şiddetli rüzgâr ve daha çok hasar. Peki kendimizi bu yeni gerçeklikten nasıl koruyacağız? Erken uyarı sistemleri ve iklime dirençli mimarlık gibi pek çok yol var.

Okuma süresi: 4 dakika
fırtına

Fırtınalar genellikle zararsız isimler taşır: Freddy, Friederike, Sabine... Fakat sonuçları pek sevimli olmaz. Eylül 2024’te Avrupa’da aynı anda iki alçak basınç sistemi etkili oldu: Almanya’da Anett, Güney ile Doğu Avrupa’da ise Boris fırtınası. İlki Avusturya, Slovakya, Çekya ve Polonya’ya şimdiye dek Orta Avrupa’da ölçülmüş en şiddetli yağışları getirdi. Boris ise yağış miktarı ve hava basıncı açısından iklim değişikliğiyle doğrudan bağlantılıydı

Bu aşırı yağışların nedeni, soğuk hava ile Akdeniz ve Karadeniz’in o esnada çok sıcak olan yüzeyleri arasındaki tezat.

Şiddetli yağışlarla iklim değişikliği arasındaki ilişki büyük oranda kanıtlandı. Fakat fırtınalar, özellikle de tropikal kasırgalar için durum o kadar net değil. Bulundukları bölgeye göre kasırga, tayfun veya siklon adını alan bu tropikal fırtınalar, saatte 120 kilometrenin üzerine çıkan bir rüzgâr hızına ulaşıyor. 

Küresel ısınmayla birlikte böyle fırtınaların sayısı artmasa da, çoğu daha şiddetli hale geldi. Örneğin 1979 ile 2017 arasında en şiddetli sayılan üçüncü, dördüncü ve beşinci kategori fırtınaların oranı yüzde 32’den yüzde 40’a çıktı. Yani eskiden üç fırtınadan biri bu kategoriye girerken, artık neredeyse iki fırtınadan biri kasırga sıfatına erişiyor. Ekim 2024’te sadece ABD’de iki kasırga yaşandı: Beşinci kategori “Milton” ve üçüncü kategori “Nicholas”.

Hemen hemen tüm iklim modellemeleri fırtınaların şiddetinin gitgide artmasını öngörüyor. Geesthacht’taki Helmholtz-Zentrum Hereon’da “Fırtınalar Koordinasyonu” birimini yöneten Dr. Frauke Feser, bu durumun orta enlemlerde de geçerli olacağını söylüyor. Feser’e göre, modellerin fırtınalar konusunda henüz net bir tahminde bulunamıyor olmasının nedeni, iki zıt sürecin aynı anda etkili olması: Bir yandan kutuplar, ekvator çevresindeki bölgelere göre daha hızlı ısınıyor ve bu da küresel sıcaklık farkını azaltarak fırtınaların sayısını düşürebiliyor. Öte yandan, atmosfer küresel ısınma nedeniyle daha fazla su buharı tutuyor ve bu buhar yoğunlaşıp buluta dönüştüğünde açığa çıkan enerji şiddetli fırtınaları tetikliyor.

Hasar şampiyonu aşırı hava olayı: Fırtına  

Tartışmasız olan şu, aşırı hava olaylarının yol açtığı en büyük hasarı fırtınalar veriyor. Sigorta şirketlerinin 2023 yılı Doğal Afetler Bilançosuna göre Almanya’da toplam 3,6 milyar euro zarar oluştu. Bu zararın yüzde 75’i fırtına ve dolu kaynaklıydı. 

Bunun birkaç nedeni var: Fırtınalar artık daha çok yaz ya da sonbahar aylarında görülüyor. Bu mevsimlerde ağaçlar hâlâ yapraklı, rüzgâra karşı savunmasız ve halihazırda kuraklıktan zayıf düşmüş oluyorlar. Fırtınaya eşlik eden uzun süreli yağışlar da toprağı gevşetip ağaçların kök bağlantılarını zayıflatıyor.

asiri hava olaylari

Dosya: Aşırı hava olayları ve iklim

Aşırı yağışlar, kuraklık, sıcak hava dalgaları, fırtınalar ve orman yangınlarının şiddetleri ve sıklıklarının artmasının başlıca sebeplerinden biri iklim krizi. Aşırı hava olaylarına dair veriye dayalı ve anlaşılabilir bilgiler, korunma yöntemleri ve iklim krizine uyum sağlamak için çözüm önerileri bu dosyada.

İklim değişikliğine bağlı küresel gelişmeler de hasarı genişletiyor. Tropikal kasırgalar daha önce bu afetlerden az etkilenen bölgelere kayıyor. Bir yandan da nehir kıyıları ve sahil bölgeleri giderek yapılaşmaya açılıyor, kumullar ve kıyı ormanları gibi doğal koruma sistemleri zayıflıyor. Deniz seviyesinin yükselmesi de fırtına dalgalarının daha fazla zarar yaratmasına neden oluyor. Kasırga gibi aşırı hava olaylarının etkileri uzun vadeli. Potsdam İklim Etkileri Araştırma Enstitüsü’nden Hazem Krichene, şiddetli tropikal kasırgaların bir ülkenin ekonomik kalkınmasını on yıldan fazla yavaşlatabileceğini söylüyor.

Uçan çatılara karşı dayanıklı mimari 

Fırtınalara karşı korunma önlemleri arasında sadece erken uyarı sistemleri değil, iklime dayanıklı mimari de büyük önem taşıyor. Örneğin güçlendirilmiş dış duvarlar, fırtınaya dayanıklı pencere ve panjurlar kullanılabilir. Düz çatılar, çakıl gibi ağırlıklar, mekanik sabitleme ya da yapıştırma yöntemleri kullanılarak daha dayanıklı hale getirilebilir. 

Kırılan dallara ve kökünden sökülen ağaçlara önlem olarak, bilhassa açıkta ve rüzgâr koridorlarında bulunan ağaçların düzenli kontrol ve bakımı gerekir. Kıyılar ise kum veya taş dolgu ve dalgakıranlarla bir miktar korunabilir. Bu tür koruma setleri artık “iklim seti” olarak inşa ediliyor. İleride gerekirse kolayca yükseltilebilmesi için daha geniş ve düz şekilde inşa ediliyor.

Fırtınalar giderek şiddetleniyor ve yarattığı yıkıcı etkiler, hem önleyici tedbirlerin hem de altyapıyı uyarlama gerekliliğinin önemini ortaya koyuyor.

Bu makale Almanca orijinalinden çevrilip Türkiye verileriyle güncellenerek oluşturulmuştur.

İlgili bağlantılar:

Çevre Dairesi, Uyum Stratejisi İzleme Raporu

Federal Sivil Koruma ve Afet Yardım Dairesi

Potsdam İklim Etkileri Araştırma Enstitüsü

Alman Meteoroloji Dairesi – Doğal Afetler Portalı: Fırtına