TÜSES Gençlik araştırması kapak.png
Araştırma

Suriyeli ve Türkiyeli genç kadınlar ve erkeklerin gündelik yaşamları: Küçükçekmece ve Sultanbeyli’de nitel bir araştırma

For free

ÖZET

Türkiye’de, gençlerin yaşam koşulları, eğitim ve çalışma deneyimleri, farklı konulardaki tutumları ve hayattan beklentileri giderek daha çok tartışılıyor ve araştırmalara konu ediliyor. Öte yandan, Suriyelilerin Türkiye’deki yaşamları hakkında önemli bir bilimsel araştırma külliyatı da oluşmuş durumdadır. Ancak, Suriyeli gençlerle ilgili yeterli sayıda çalışma olduğu söylenemez. Bu rapor, bu iki literatürün – gençlik çalışmaları ile göç çalışmalarının – kesiştiği alandaki bir konuyu ele alıyor. İstanbul’un Sultanbeyli ve Küçükçekmece ilçelerinde Türkiyeli ve Suriyeli genç kadınların ve genç erkeklerin gündelik hayatlarına, eğitim ve çalışma deneyimlerine, belirli konulardaki tutumlarına ve gelecekten beklentilerine odaklanıyor.

Raporun temelini teşkil eden araştırma projesi, Ağustos-Kasım 2021 arasında Küçükçekmece ve Sultanbeyli’de gerçekleştirildi. Proje kapsamında, bu iki ilçede yaşayan 14-20 yaş arası Suriyeli ve Türkiyeli kadınlar ve erkekler ile toplamda 52 derinlemesine görüşme yapıldı ve yedi odak grubu toplantısı gerçekleştirildi. Ayrıca, iki ilçede gençlere yönelik faaliyetleri olan kurumların temsilcileriyle ve hizmet sunucularla toplam 12 görüşme yapıldı.

Bu raporda araştırmanın bulguları üç temel eksende değerlendiriliyor. Bunlardan ilki, genç kadınların ve erkeklerin aile, eğitim ve çalışma hayatı içindeki deneyimlerine ilişkindir. İkinci eksen, genç katılımcıların arkadaşlık ilişkileri, sosyal faaliyetleri, Suriyeliler ve Türkiyeliler arasındaki ilişkiler üzerine odaklanıyor. Üçüncü eksen ise gençlerin gelecekle ilgili planları ve istekleri ile toplumsal cinsiyet ilişkilerine ilişkin tutumları hakkındadır.

Araştırmanın bulguları şu şekilde özetlenebilir. İki ilçedeki Suriyeli ve Türkiyeli genç katılımcıların hayatlarında aile ve akrabalarla dayanışma ile göç (ve Suriyeliler için savaştan kaçış) geçmişi önemli bir yer tutuyor. Ancak, aile ve akrabalarla ilişkiler, genç kadınlar ve özellikle Suriyeliler için bir toplumsal baskı unsuru da oluşturuyor. Kamusal alanlarda erkeklerin tacizkâr davranışları ile aile ve akrabaların korumacı yaklaşımları kadınları baskılayan olgular arasındadır. Katılımcıların birçoğu eğitimine devam ederken, özellikle erkekler için kimi zaman okulla bağların zayıfladığını veya okulu terkle sonuçlandığını görüyoruz. Suriyelilerin okul deneyimi, Türkçe becerilerinin yetersizliği ve mevzuatla ilgili sorunların yanı sıra kendilerine yönelen önyargılı tutumlar ve ayrımcı davranışlar çerçevesinde şekilleniyor. Birçok katılımcının düzensiz, geçici ve düşük ücretli işlerde çalışma deneyimi bulunuyor. Özellikle Suriyeli erkekler arasında, çalışmanın ailelerine yardım için bir zorunluluk haline geldiği ve okulu terk etmeye de sebep olduğu görülüyor.

Gençlerin sosyal ilişkilerine bakıldığında, pandemi dönemindeki kapanmaların olumsuz bir etkisinin olduğu, özellikle genç kadınların eve kapandığı, bu dönemde sosyal medya ve internet kullanımının çok arttığı gözlemleniyor. Suriyeli ve Türkiyeli erkek katılımcılar için futbol bir sosyalleşme mecrası iken, kadınların sosyal açıdan daha yalıtılmış olduğu söylenebilir. Özellikle Küçükçekmece’de gençlerin kullanabileceği kamusal mekânların yokluğu göze çarpıyor.

Suriyeli katılımcıların gündelik yaşamlarını, bir ölçüde, maruz kaldıkları önyargılar ve düşmanca davranışlar şekillendiriyor. Türkiyeli katılımcıların ise, kadın-erkek fark etmeksizin, Suriyeliler hakkında toplumda yaygın olan kalıp yargıları sahiplendikleri gözlemleniyor.

Katılımcıların gelecek beklentilerine bakıldığında, eğitimine devam edenlerin eğitimini tamamlama ve meslek edinme hedeflerinin yanında, kendi işini kurma, kripto paradan zengin olma gibi toplumda popüler olan kimi hayallerin erkekler arasında yaygın olduğu söylenebilir. Yurtdışında, özellikle Avrupa’da yaşama amacı hem Suriyeli hem Türkiyeli genç kadınlar ve erkekler arasında revaçta olan bir düşünce olarak bulunuyor. Toplumsal cinsiyet ilişkilerine dair görüşleri açısından, Suriyeli ve Türkiyeli kadın katılımcıların eşitlik, kendi kararlarını kendilerinin verebilmesi ve evlendikten sonra da çalışma konusunda güçlü fikirleri olduğu görülüyor.

Sonuç olarak, katılımcı gençlerin eğitim, çalışma hayatı, toplumsal baskılar, önyargılar gibi pek çok alanda sorunlarının olduğunu, ancak geleceklerini inşa etmek için kısıtlı imkanlardan yararlanmanın yollarını aradıklarını söyleyebiliriz. Bu iki ilçedeki Suriyeli ve Türkiyeli genç kadınlar ve erkeklerin büyük çoğunluğu, hedeflerine ulaşmak için ısrarla çaba gösteriyorlar. Dolayısıyla, gençlere yönelik eğitsel ve sosyal alanda destekleyici faaliyetlerin düzenlenmesi ve onların kullanımına yönelik kamusal alanlar yaratılması büyük önem taşıyor.

 

Product details
Licence