Yapay zekâyı (YZ) uluslararası çatışma bağlamında düşünmeye başladığımızda aklımıza gelen ilk çağrışımlar muhtemelen savaş meydanında kullanılan öldürücü otonom silahlarla ilgili olur. Ancak uluslararası çatışmalar ve YZ ilişkisinde bu madalyonun sadece bir yüzü. Madalyonun diğer yüzünde ise, YZ’nin savaşa değil barışa yapacağı olası katkılarla ilgili ümit verici sorular var.
Yapay zekâyı (YZ) uluslararası çatışma bağlamında düşünmeye başladığımızda aklımıza gelen ilk çağrışımlar muhtemelen savaş meydanında kullanılan öldürücü otonom silahlarla ilgili olur. Popüler kültürdeki Terminatör filmleri gibi temsillerden yola çıkarak “katil robot” imajını hayalimizde canlandırmak zor değil. Ancak uluslararası çatışmalar ve YZ ilişkisinde bu madalyonun sadece bir yüzü. Madalyonun diğer yüzünde ise, YZ’nin savaşa değil barışa yapacağı olası katkılarla ilgili ümit verici sorular var. Ya da daha doğrudan ifade etmek gerekirse: YZ “gelecekte yalnızca savaşları değil barışı da yürütecek.”
YZ’nin “iyi yönlerine bakıp” öldürücü otonom silahlarla ilgili önemli tartışmaları görmezden gelelim demek değil bu. Bu tür silahlarla ilgili kaygılar ve tehlikeler fazlasıyla gerçek ve öldürücü otonom silahların neden olduğu etik sorunlar yakından ilgilenilmeyi hak ediyor elbette. Bu gerçeği teslim ettikten sonra, burada YZ’nin uyuşmazlıkların barışçıl çözümüne katkıda bulunma potansiyelinden yola çıkarak, uyuşmazlık çözümünün geleceği ve arabuluculuk müessesine dijital destek sağlayacak araçların geliştirilmesi konusunu ciddi biçimde tartışmaya açıyoruz. Bu süreçte, uyuşmazlık çözümü gibi, esasen insan unsuruna dayalı bir süreci bu kadar benzersiz yapan şeyin ne olduğuna da yakından bakacağız.
Arabuluculuk ve Dijital Araçların Rolü
Uluslararası ihtilafların tarafsız bir üçüncü kişi aracılığıyla barışçıl çözümü olan arabuluculuk, çatışmaların ve çatışmaların neden olduğu acıların azaltılmasında çok önemli bir rol oynar. BM Etkin Arabuluculuk Rehberi, arabuluculuğu şöyle tanımlıyor: “bir çatışmayı önlemek, yönetmek ya da çözmek için... üçüncü bir tarafın, iki ya da daha çok tarafa... karşılıklı kabul edilebilir mutabakatlar geliştirmeleri konusunda yardımcı olduğu süreç”. Arabuluculuk her zaman gönüllülük esasına dayanır ve ilgili tarafların rızasını gerektirir. 1980’lerde eski ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Chester Crocker’ın Namibya’da veya 2012’de eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın Suriye’de yürüttüğü arabuluculuk süreçlerinde olduğu gibi, arabulucular yüksek profilli diplomatlardan da oluşabilir. Bununla birlikte, arabuluculuk girişimlerinin çoğu gözlerden uzakta yürütülür, ayrıca İnsani Diyalog Merkezi veya Swisspeace gibi sivil toplum kuruluşları da arabuluculuk faaliyetinde bulunabilir. Arabuluculuk faaliyeti ister devletler, uluslararası örgütler veya diğer kuruluşlar ister bireyler tarafından yerine getirilsin, esasen insani bir faaliyettir, kişiler arası ilişkilere ve güven tesisisine dayalıdır.
Ancak bu, dijital teknolojinin arabuluculuk süreçlerini desteklemede rol oynayamayacağı anlamına gelmez. Son zamanlarda dijital teknolojinin barış arabuluculuğundaki rolü üzerine bir dizi makale yayımlandı. BM Siyasi İşler ve Barış İnşası Dairesi ile İnsani Diyalog Merkezi, BM Siyasi İşler ile Barış İnşası Dairesi ve BM’nin Küresel Nabız (Global Pulse) programı ve DiploFoundation bünyesinde yapılan yayınlarda, sosyal medya ve sosyal medya duygu analizi, coğrafi bilgi sistemleri (GIS), veri analizi ve görselleştirme, makine öğrenmesi (YZ) ve sanal gerçeklik gibi çeşitli uygulamalar ele alınıyor. İsviçre merkezli bir dizi kuruluş 2018’de bir araya gelerek dijital araçların arabuluculuktaki rolünü daha derinlemesine araştırmak için Siberarabuluculuk Girişimi’ni kurdu. BM Arabuluculuk Destek Birimi, Dijital Araçlar ve Arabuluculuk için geliştirilen yazılımı öneriyor; BM Siyasi İşler ve Barış İnşası Dairesi bünyesindeki İnovasyon Birimi, dijital teknoloji kullanımını uyuşmazlık çözümüne tatbik ediyor ve gelişmekte olan teknolojiler üzerine yaratıcı düşünme imkânı sunuyor. Genel olarak, en sürdürülebilir ve uygulanabilir araştırmalar, arabuluculuk süreçlerinin daha yaygın hale getirilmesinde sosyal medyanın ve amaca yönelik platformların rolüne odaklanıyor. Ancak arabuluculuğa yardımcı olmak konusunda YZ’nin de oynayacağı bir rol var.
YZ ve Müzakere Masası?
Uyuşmazlıklarda YZ’nin arabuluculuk rolü üstlenmesi üzerine anlamlı bir tartışma yürütmek için, terimi biraz daha açmak ve YZ’nin kullanıldığı belli alanlara ve YZ’nin bu alanlardaki fiili uygulamalarına ve taşıdığı potansiyellere bakmak gerekir. YZ’nin bir bileşeni olan ve bir bilgisayar programına insan dilini konuşulduğu ve yazıldığı şekliyle anlama becerisi kazandıran doğal dil işleme (NLP) alanı, YZ’nin uyuşmazlıklarda arabuluculuk işlevi görme potansiyeline sahip olduğunu gösteren çok uygun örnekler barındırır içinde. Bu örneklerden birini kısaca bakalım.
Arabuluculuk deneyimi olanlar, kapsayıcı olan ve sadece müzakere masasında oturanların değil, süreçten etkilenen herkesin görüşlerini ve endişelerini dikkate alan arabuluculuk girişimlerinin başarılı olduğunu ileri sürüyorlar. Böyle bir geniş bakış açısı oluşturmak ve kapsayıcılığı artırmak için bir dizi YZ uygulaması önerildi ve geliştirildi. Örneğin, BM’nin Küresel Nabız programı çerçevesinde bir pilot proje geliştirildi ve proje Uganda’da uygulandı. Proje, “radyo yayınları aracılığıyla dolaşıma giren büyük miktarda bilgiyi analiz etmek için YZ teknolojisi”ni kullanıyordu; amaç, araştırmacıların Güney Sudan sınırından mülteci geçişi, yerel doğal afetlerin etkisi ve sağlık hizmetlerinin kalitesi gibi çeşitli konularda yapılan genel tartışmalar konusunda fikir edinmelerini sağlamaktı. Uganda’da devlet radyosunun önemli bir iletişim aracı olması nedeniyle YZ önemli bir rol oynadı, ancak istasyon sayısının fazlalığı ve dil çeşitliliği göz önünde bulundurulduğunda, bu bilgi kaynağını arabuluculuk girişimlerine dahil etmek zor. Pilot proje, içeriği filtrelemek, konuşmayı metne dönüştürmek ve metni analiz etmek için çeşitli YZ uygulamalarından yararlandı. BM Siyasi İşler ve Barış İnşası Dairesi Ortadoğu Bölümü’nün bölge halkını daha iyi anlamak için geliştirdiği duygu analizi, bu uygulama alanına dair başka bir örnek. Arabuluculukta YZ uygulamalarının bir örneği olarak tartışılan bir başka proje de BM Siyasi İşler ve Barış İnşası Dairesi İnovasyon Birimi tarafından geliştirilen ve 2020’de Yemen’de insanlarla çevrimiçi ortamda geniş katılımlı mülakatların yapıldığı projedir. Bu örnekler ile YZ ve arabuluculuk alanındaki diğer örneklerin hepsinin pilot projeler ya da “kavram kanıtlama” projesi olarak adlandırılan projeler olduğunun altını çizmek gerekir. Bu araçların arabuluculuk çabalarına rutin veya sürekli olarak dahil edilmesi bugün için söz konusu değil. Bunun gibi örnekler, bu tür YZ uygulamalarının arabuluculuk alanındaki potansiyeline işaret ediyor.
Arabuluculukta YZ araçlarının uygulanma alanları genellikle şunlar: Bilgi yönetimi ve arka plan araştırması (örneğin akıllı aramalar), uyuşmazlığa ve uyuşmazlığın taraflarına dair etraflıca bilgi edinme (örneğin büyük veri analizi), arabuluculuk sürecinin kapsayıcılığını artırma (örneğin duygu analizi ve NLP), izleme ve uygulama (örneğin uydu görüntülerinin ve diğer GIS verilerinin otomatik analizi). YZ sistemleri, bu uygulama alanlarının her birinde sahadaki arabulucuların çalışmalarını kolaylaştıracak –ama asla onların yerine geçmeyecek- faydalı araçlar olarak işlev görebilir.
Kime Güveneceksiniz?
Bu araçların aplikasyonu pratik ve etik soruları da gündeme getiriyor elbette. Örneğin, yanlılık, şeffaflık ve açıklanabilirlik ile ilgili hususlar, diğer bağlamlarda kullanılan YZ araçları için olduğu kadar arabuluculuk bağlamındaki YZ araçları için de geçerlidir ve çok farklı sonuçlara yol açma potansiyeline sahiptir. İşin uygulama kısmında ise, arabulucuların ve onların arabuluculuk alanında faaliyet yürüten ekip ve örgütlerinin, teknoloji sektörü ile kuracakları olası işbirlikleri ve/veya sözü edilen becerilere sahip insanların istihdam edilmesi üzerine düşünmeleri gerekiyor.
Bu hususlardan kaynaklanan sorular dışında, özellikle uyuşmazlıklarda arabuluculuk yapmak konusunda şu soru da mutlaka sorulmalıdır: Bu araçların devreye girmesi, sosyal ve politik bir süreç olarak arabuluculuğu nasıl etkiliyor? Yukarıda bahsedildiği üzere, güven genellikle başarılı arabuluculuğun temel bir bileşeni olarak tanımlanıyor, dolayısıyla arabuluculuk bağlamında YZ araçlarının güven duygusu üzerindeki etkisi araştırılması gereken önemli bir konu. Bu araçlara güven duyulmasını sağlamak için arabulucuların ek adımlar atması gerekebilir. Diğer yandan, izleme ve yürütme amaçlı kullanılan YZ araçlarının geliştirilme ve hayata geçirilme aşamalarında ortak hareket edilmesi, ihtilaflı taraflar arasında asgari bir güven ilişkisinin kurulmasına zemin hazırlayabilir.
Her ne kadar halihazırda bir “barış algoritması” mevcut değilse de YZ araçlarının çatışmalara ve çatışmaların şiddetlenmesine neden olmak yerine, gelecekte arabuluculuk ve uyuşmazlıkların giderilmesi konularında yapabileceği şeyler var. Arabuluculuk temelde insana özgü bir girişim olarak kalacak ama ileride bu konuda YZ’den de yardım alınabilir.
Bu Yorum yazısı, İsrail Kamu Politikası Enstitüsü (IPPI) ve Heinrich Böll Vakfı arasındaki bir işbirliği sonucu oluşturulan Alman-İsrail Teknoloji Politikası Diyalog Platformu’nun bir parçası olarak yayımlanmıştır.
Bu metinde ifade edilen görüşler yalnızca yazarlara ve/veya görüşülen kişilere aittir ve İsrail Kamu Politikası Enstitüsü (IPPI) ve/veya Heinrich Böll Vakfı’nın görüşlerini yansıtmaz.