Yurttaşlık Sözleşmesi

Demokratik olarak bilinen ülkeler de dahil olmak üzere sivil toplum üzerindeki baskı tüm dünyada yükselişte. Özellikle demokrasi, insan hakları ve toplumsal ve çevresel adalet savunuculuğu yapan aktivist ve örgütler baskı altında.

Yurttaşlık sözleşmesi farklı kıta ve ülkelerdeki sivil toplum aktörleri ile işbirliği içinde geniş çaplı müzakere ve danışma süreçlerinden geçerek geliştirildi. Sözleşme, Ocak 2016 yılında New Delhi’den Nairobi’ye, oradan Berlin’e kadar dünyanın her yerinde farklı yerleşim bölgelerinde başlatıldı.

Sözleşme, sivil toplum örgütlerinin haklarını ve eylem özgürlüğünü savunmak ve hükümet güvencesi talep etmek için dünyanın her yerinden aktivistler olarak sivil toplum örgütlerini desteklemeyi amaç edinir.

 Yurttaşlık Sözleşmesi’ne pek çok farklı dilde erişmek mümkündür ve www.civiccharter.org platformunda örgütler ve bireyler tarafından imzalanabilir.

 Daha fazlası için:

Arthur Lorak’in 26 Ekim 2016’da Global Perspectives Conference (Küresel Yaklaşımlar Konferansı’nda) yaptığı Açılış Konuşması: Civic Charter: Another Passing Fad or the Missing Link? (Yurttaşlık Sözleşmesi: Geçici bir Heves mi, Yoksa Kayıp Halka mı? https://www.boell.de/en/2016/11/10/civic-charter-another-passing-fad-or…

(Sivil Topluma Sıkıştırılmış Alan) 2016: https://www.boell.de/en/dossier-squeezed-spaces-civil-society.

Yurttaşlık Sözleşmesi

Halkın Katılımı için Küresel bir Çerçeve

Biz, halkız, toplumlarımızı şekillendirmeye katılma hakkımız var.

İnsan hakları ve temel özgürlüklere yönelik ihlaller dünya çapında artarak sürüyor. Giderek artan sayıda ülkede, insanlar ve mensubu oldukları örgütler şiddetli baskılarla yüz yüze geliyorlar, kendi toplumlarını şekillendirmeye katılma haklarından yoksunlar. Hak savunucuları tehdit ediliyor, soruşturmalara, zulme uğruyor, tutuklanıyor, işkence görüyor ve öldürüyorlar. Sivil toplum kuruluşları yabancı ajan ya da aşırılık yanlıları olarak damgalanıyorlar, görev yapmaları engelleniyor, fonları kesiliyor, faaliyetleri yasaklanıyor ve feshediliyorlar. Halkın kamusal kararlara katılım gösterdiği meydanlar baskı altında tutuluyor ya da kapatılıyor.

Oysaki halkın gerçek anlamda katılımı sağlanmadıkça dünya kalıcı yoksulluk, şiddet içeren aşırılıkçılık, artan eşitsizlikler ve iklim değişikliği gibi kendini tehdit eden sorunların üstesinden gelemez.

Demokrasiyi yaşatacak ve ona anlam kazandıracak olan halkların bireysel ve kolektif katılımıdır. İnsan haklarını korumada, gelişmişlik düzeyine ulaşmak ve adil, hoşgörülü ve barışçıl toplumları inşa etmek hayati önem taşır. Bu, kamu kurumlarında ya da diğer iktidar pozisyonlarında bulunanların eylemlerinden sorumlu tutulmalarını ve ortak iyi için çalışmalarını sağlar.

İnsanların kendi toplulukları, ülkeleri ve ortak gezegenimizle ilgili kararlara katılmalarını her türlü önleme girişimini reddediyoruz.

 Yurttaşlık Sözleşmesi halkın katılımı için bir çerçeve sunar

 Yurttaşlık Sözleşmesi’nin durduğu zemin ortak insanlığımız ve evrensel olarak kabul edilen özgürlük ve ilkelerdir. Sözleşme, haklarını mevcut uluslararası hukuk ve anlaşmalarla tanımlayan insanların katılımı için bir çerçeve sunar.

Tüm hükümetlerin, kamu yönetiminin tüm birimlerinin, uluslararası kuruluşların, iş dünyası ve sivil toplum örgütlerinin dünyanın her yerinde bu Sözleşme’ye tamamıyla saygı göstermeleri ve Sözleşme hükümlerini yerine getirmeleri zorunludur.

Bizler, halk olarak, saygı gösterilmesi, korunması, desteklenmesi ve hiçbir ayrım gözetmeksizin her yerde tamamıyla uygulamaya konması gereken aşağıdaki özgürlüklere sahip olma hakkına sahibiz:

  1. İfade Özgürlüğü: Herkes, görüş ve düşüncelerini paylaşmak, tartışmak ve tanıtmakta, başkalarının fikirlerini desteklemek ya da bu fikirlerden hoşnutsuzluğunu belirtmekte özgürdür.
  2. Bilgi Edinme Özgürlüğü: Herkesin kamusal bilgilere kolayca ve zamanında erişim hakkı vardır.
  3. Toplanma Özgürlüğü: Herkes ortak hedef ve özlemlerine ulaşmak için barışçıl bir biçimde diğerleriyle bir araya gelmekte özgürdür.
  4. Örgütlenme Özgürlüğü: Herkes ortak hedeflere barışçıl yollarla ulaşmak amacıyla örgütler oluşturmak, bu örgütlere katılmak ve onları desteklemekte özgürdür.

Bu haklardan herkesin yararlanmasını sağlamak için aşağıdakiler güvence altına alınmalıdır:

  1. İnsanlar ve örgütlerinin güvenilir bir biçimde katılım gösterebilmeleri ve
  2. Finansal Destek: Hem yurtiçinden hem de yurtdışından finansal destek sağlanabilmeli.
  3. İşbirliği Olanakları: İnsanlar ve örgütleri yerel ve uluslararası diyalog ve işbirliği içinde olmakta özgürdür.

Bu haklar diğerlerinin haklarını ihlal etmediği, nefreti, ayrımcılığı, düşmanlığı ya da şiddeti kışkırtmadığı ya da teşvik etmediği sürece meşru olarak talep edilebilir.

  1. Koruma görevi: Her hükümet, insanların ve örgütlerinin zulüm, işkence ya da yaşam tehdidi olmadan ve temel haklarını kullanmalarından dolayı kolektif cezalandırmayla karşılaşmadan özgürce katılımlarını güvence altına alır.
  2. Güvenli ortam oluşturma: Her hükümet, yasal, idari ve bu Sözleşme’de yer alan diğer konuları kabul eder, şüpheli failleri uluslararası hukuk standartlarına uygun olarak adalete teslim etmek için birey ve örgütlere yönelik saldırıları soruşturur.
  3. Kamusal hesap verme sorumluluğu: Hükümet, iş dünyası ve sivil toplum örgütleri kamuya hesap vermekle yükümlüdürler.

Bireysel ve Kolektif Sorumluluğumuz

Dünya üzerinde insanlar ve üyesi oldukları örgütler adalet ve saygınlık için faaliyet gösterirler. Onların çabaları bize kolektif olarak ortak sorunlarımızın üstesinden gelme olanağı verir. Hükümet, iş dünyası, sivil toplum örgütleri ya da uluslararası kuruluşların hangisinde yer alırsak alalım hepimiz için barışçıl, adil ve sürdürülebilir bir geleceği korumak ve ona katkıda bulunmak ortak sorumluluğumuzdur.

 

İmzacılar olarak

 

  • Bütün hükümetler ve kurumlarından insanların katılım haklarını kuran tüm uluslararası sözleşme ve anlaşmalara saygı duymalarını, desteklemelerini ve tam olarak uygulanmalarını sağlamalarını; iş çevreleri, sivil toplum örgütleri, uluslararası kuruluşlar ve diğer aktörlerden ise bu sözleşmelere uygun olarak davranmalarını talep ediyoruz.
  • Bu Sözleşme’de kurulduğu biçimiyle kendimizi insanların katılım haklarını savunma ve korumaya adıyoruz.
  • Toplumlarını şekillendirmeye katılım hakları ellerinden alınan tüm insanlarla dayanışma içinde bulunuyoruz.