"Ölülerimiz, Biz // Öteki Olarak Ölmek" Sempozyum

Okuma süresi: 1 dakika

Türkiye’de öteki olarak yaşayanlar, öteki olarak yaşarken hangi sorunlarla karşı karşıyalarsa, öldüklerinde de neredeyse aynı, hatta daha ağırlaşmış bir biçimde, aynı sorunlarla baş etmek zorunda kalmaktadırlar. Hayattayken, içinde bulundukları sorunlarla baş edebilmek için çeşitli taktik ve stratejiler geliştirme olanağına, en azından teorik olarak sahip olan ötekiler, ölümleri halinde ne yazık ki bu teorik olanağı da yitirmekte ve ölü bedenleri, çoğunluğun, devletin, kamu gücünün, aile gibi çeşitli toplumsal kurumların kendi zihniyetlerine uygun pratiklerine terk edilmektedir. Bu doğrultuda da örneğin eğer farklı bir etnik, cinsel ve dinsel kimliğiniz varsa, ölümünüz halinde, ölü bedeninize ölü bedenin yaşayan sahibinin kimliğinin hilafına her türlü operasyon, tören, müdahale yapma ya da tersinden, haklı olarak yapılmasını beklediğinizi şeyden geri durma, yaptırmama, yapmama hakkını çoğunluk, kamu gücü ya da kamu gücünün terk edildiği çoğunlukçu iktidar şebekeleri ya da çeşitli toplumsal kurumlar ele geçirmektedir. Ötekinin ölü-bedenine yapılan ya da yapılmayanların yaşayanların yaşama pratiklerine ve deneyimlerine apaçık bir etkisi olduğu ve özellikle tüm farklılıklarıyla birlikte yaşamak zorunda olanların, birlikte yaşamalarını olanaksızlaştıracak biçimde, öteki ölü-bedene yapılan ve yapılmayanın zehirleyici bir etkide bulunduğu açıktır. Ölü-bedenlerin çırılçıplak teşhiri, intikam almak ve korku vermek amacıyla yerde sürüklenmesi, uzuvlarının koleksiyon malzemesi yapılması, cinsel ve bedensel bütünlüklerine ölüm halinde müdahale edilerek sözümona normalleştirilerek definleri, ölü-bedenin dinselliğine uygun defin törenlerinin engellenmesi, kamu gücünün çoğunlukçu dinsellik, cinsellik ve etniklik referanslarıyla belirli defin biçimlerini dayatması bu bağlamdaki kimi genel örneklerdir. Bu ve benzeri müdahalelerle kuşatılı ötekinin ölü-bedeni, öldüğü halde bile, topluluk ve iktidar şebekeleri bakımından risk ve tehdit olarak okunmakta, onun işaret ve ima ettiği düşünülen belirsizlik alanları ölü-bedene müdahale edilerek ya da edilmesi gerekirken edilmeyerek ortadan kaldırılmaya, gizlenmeye, apaçık imha edilmeye çalışılmaktadır. Bu çerçeve içinde, bu sempozyum, ötekilerin, cinsel, etnik ya da dinsel olarak ötekilik deneyimlerine sahip kesimlerin ölüm karşısında karşı karşıya kaldıkları deneyimlerini konu almakta ve en azından bizim bilebildiğimiz kadarıyla ülkemizde gerçekleştirilen ilk deneyim olarak izleyicilerini bu deneyimlerin kavranabileceği bir dilin olanaklılıklarını yoklamaya ortak olmaya çağırmaktadır. 

24 Ekim 2015, Cumartesi, İzmir

İsmet İnönü Sanat Merkezi, KültürPark, Fuar alanı, Lozan kapısı

Program:

Açılış sunumu

10.00-10.20

Anayasa ve yasalar karşısında ölü-bedenler ve ötekiler / Prof. Dr. Gökçen Alpkaya

1. Oturum: Nasıl yaşıyorlar?

10.30-12.00

Prof. Dr. Selçuk Candansayar, Gazi Üniversitesi öğretim üyesi

Dr. Abdurrahman Aydın, Adıyaman Üniversitesi öğretim elemanı

Dr. Türkcan Baykal

2. Oturum: Nasıl yaşıyoruz?

14.00-15.30

Ercan Geçmez, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı

Ali Erol, Kaos GL Derneği

Zeynep Altın, Halkların Köprüsü Derneği

3. Oturum: Nasıl yaşıyorum?

16.30-18.00

Teodora Hacudi

Barış Annesi Behiye Yalçın

Pakrat Estukyan

Sinan Demirkan

Ganimet

Kapanış, bir değerlendirme

18.15-19.00

Prof. Dr. Cem Terzi

Prof. Dr. Ayhan Yalçınkaya

Detalı bilgi için:

http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=20347

Facebook için bu link: https://www.facebook.com/events/1634133123516150/

Hacı Bektaş’daki duyurusu için bu link: http://www.hacibektasvakfi.web.tr/