Seçim güvenliği ve ötesi: Oy ve Ötesi

Okuma süresi: 1 dakika

Gezi direnişinin getirdiği en önemli değişim dertli masalarda sohbetlerin “ne olacak bu memleketin hali?”nden, “arkadaşlar, ne yapıyoruz?”’a dönmesiydi.  Apolitik sanılan hemen her kesimden genç hayatlarının her noktasına dokunan süreçte etken olmaya karar verdi. Yalnız olmadığını ve birlikte hareket ettiğinde fark yaratabileceğini gören, belki türünün değil ama, bizim neslimizin ilk örneği olan bu grupla birlikte ortaya büyük bir değişim enerjisi çıkıyordu.

Oy ve Ötesi bu enerjinin kısa vadede somut sonuçlara doğru yönlendirilmesi projesi. Uzun vadeli, sistemleri hedef alan değişim taleplerinin aksine –veya bunları tamamlayıcı bir rol üstlenerek– Oy ve Ötesi gönüllülerinin fark yaratma arzusu Aralık 2013-Mart 2014 arasında, dört ay gibi kısa bir zamanda 35 bin  gönüllünün organizasyonda görev almasını sağladı. “Sandıklara sahip çıkmak” ana hedefi etrafında buluşan gönüllülerimiz, İstanbul’daki 32 binin üzerindeki sandığın 26 bininde aktif görev aldı, kullanılan oyların yüzde 97’lik kısmına dokundu, oy verme işleminin şeffaf ve yasalara uygun gerçekleşmesi adına büyük iş çıkardı.

Sandık müşahitliği

Seçimlerle ilgili gözlemlerimiz arasında en ön plana çıkan, siyasî partilerin sandık başı organizasyonunda birbirlerinden çok farklı performanslar göstermesi. Özellikle iktidar partisinin gerek nitelik gerekse nicelik anlamında sandık müşahitliği yapısını çok daha verimli ve sürdürülebilir bir düzleme oturttuğu bütün gönüllülerimiz tarafından gözlemlendi. Seçim sisteminin siyasî partilerin sandık başında dengeli bir varlık göstermesi varsayımı üzerine kurulu olduğu düşünülürse, gözlemlenen dengesizliğin sandık kurulu inisiyatifi üzerinden sonuçlara yansımasını Oy ve Ötesi gönüllülerinin sağladığı caydırıcılık ortamının engellediğini söylemek yanlış olmaz.

Öne çıkan bir diğer nokta ise, sandık kurullarındaki birbirinden farklı ve birçoğu ilgili yasa ve genelgelere uymayan uygulamalar. Müşahitlerin gereken zamanda sandık alanına alınmaması, engellilerin –özellikle zihinsel engellilerin– oy kullanmasındaki kargaşa, seçim sonuç tutanaklarının doldurulmasında en temel matematiksel eksiklikler bu uygulamaların en somut ve öne çıkanlarıydı. Bunun temel sebebinin, seçim gününün sorunsuz ve kurallara uygun şekilde geçmesini sağlamakla yükümlü sandık kurullarının birçok noktada, yasa ve yönetmeliklerin ilgili maddeleri konusunda yeterli eğitimi almamış olmasıydı. Öyle ki, gönüllülerimizden en sık aldığımız geri bildirim Oy ve Ötesi’nin verdiği birkaç saatlik eğitim içeriğinin bile gönüllülerin sandık başında “otorite” olmasını sağladığı ve bunun gönüllülerimize gün içinde çok önemli bir görev ve sorumluluk olarak geri dönmesiydi.

Son olarak gözlemlediğimiz en önemli nokta, seçmenlerin -özellikle Oy ve Ötesi gönüllülerinin- seçim sistemine ve en başta sandık güvenliğine dair şüphelerindeki gözle görülür değişim. Kulaktan dolma bilgilerle ya da basında yer alan ancak veriye dayanmayan anekdotlarla seçim güvenliğine dair kuşkusu olan seçmenler sürece dahil olmadıkça bu tereddütlerinin asla ortadan kaybolmayacağını gördüler. Projenin belki de en somut katma değerlerinden biri, gönüllülerimizi geliştirmek/değiştirmek istedikleri bir olgu ve/veya süreçle ilgili artık durdurulamayacak şekilde harekete geçirmiş olmasıdır ki, sandık güvenliği bu eylemsizliğin kırıldığı noktadır.

Bütün bu tecrübeler bizi önümüzdeki adımları belirlerken kaçınılmaz bir karara sürükledi. “Ben burada olmadığımda bu süreç nasıl işliyordu ki?!” diye soran ve bu sorumluluğu yüreğinde hisseden bütün gönüllülerimiz 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden başlayarak bundan sonra bütün sandık güvenliği organizasyonlarında görev almak istediklerini söyledi. Bu çerçevede, Oy ve Ötesi olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde İstanbul ve dört ilde (Bursa, Adana, İzmir ve Ankara) gönüllü sandık müşahitliği organizasyonu yapma kararı aldık. Toplam seçmen nüfusunun yaklaşık üçte birini barındıran bu beş ilde yapacağımız organizasyonun başarı faktörlerini gördükten sonra, Oy ve Ötesi’nin çıkış noktası ve vizyonunun özü olan sandık güvenliği çalışmasını Türkiye’nin dört bir yanına yayabilir, yerel gönüllülerimizin sahiplenmesiyle genel seçimlerde ülke çapında önemli oranda varlık gösterebiliriz.

Emek, güven, özveri

Oy ve Ötesi’nin bu noktaya gelmesi büyük emek ve adanmışlık sayesinde oldu. Proje fikri uzun tartışmalar ve defalarca değiştirilen modeller sonrasında son haline geldi. Yola koyulduğumuzda bize destek olan birçok kişi zamanla çeşitli sebeplerden aramızdan ayrılırken yerlerine daha kararlı, daha arzulu yenileri katıldı. Büyük umutlar bağladığımız “Oy ve Ötesi üniversitelerle buluşuyor!” toplantısı üç öğrencinin –ki birinin ajan olduğuna kesin emindik (!)– katılımıyla tam bir fiyaskoyla sonuçlanırken alt ay sonunda gönüllü sayımızı ancak birkaç yüze çıkartabilmiş, koyduğumuz 33 bin gönüllü hedefinin gerçekçiliğini sorgular olmuştuk.

Gönüllü bir ekibin başarısı belki de bu dönüm noktalarında aldığı kararlara ve ekibin birbirini tamamlayabilmesine bağlı. En önemli itici güç hayatlarımıza daha önce girmemiş, bizleri hiç tanımayan insanların inanılmaz bir güven, özveri ve sahiplenmeyle Oy ve Ötesi’ne sahip çıkması oldu. Onların inancı bizim devam etme arzumuza dönüşürken, devam etme arzumuz ise her gün yüzlerce gönüllünün sürece katılmasını sağladı. Sekiz kişiyle başlayan ve 35 bin gönüllünün yaşayarak yazdığı bu tarihin kalemi işte bu döngü oldu.

Yeni projeler

Oy ve Ötesi artık bir dernek (www.oyveotesi.org) ve projelerine bu çatı altında devam ediyor. 30 Mart tecrübemiz ve gönüllülerimizden gelen geri bildirim çerçevesinde belirlediğimiz üç çalışma grubu bünyesinde ilerliyoruz. Birinci grup sandık müşahitliği organizasyonunun yayılması ve geliştirilmesiyle ilgili çalışan gönüllülerimizden oluşuyor. Avukat organizasyonundan IT altyapısına, gün içindeki görev akışının düzenlenmesinden siyasî parti ilişkilerine kadar ilk tecrübemizden öğrendiklerimizi sahaya yansıtarak hem kendimiz hem de gönüllülerimiz için daha verimli ve sürdürülebilir bir organizasyon yapmayı hedefliyoruz.

İkinci grup seçim sistemine dair gözlemlerimizin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ve siyasî partiler seviyesinde paylaşılması, temel eksikliklerin ivedilikle giderilmesi üzerine çalışacak bir sivil baskı grubu. Özellikle seçim yasasına hakim avukatlar tarafından yönetilecek bu grupta somut ve kısa vadede değişime yönelik öneriler dile getirilecek ve takip edilecek.

Son olarak, hepimizi çok heyecanlandıran Bölgesel Öncelik Haritası (BÖH) projemiz var. Gönüllülerden aldığımız en somut geri bildirim çalışmalara katılımın seçim günüyle sınırlı olmaması, iletişim kanallarının ve gönüllülük mekanizmalarının yılın geri kalan dönemlerinde de var olması yönündeydi. Gönüllüler sandık başında kurdukları ilişkilerden, siyasî retoriğin günümüzde bireyler arasına ördüğü duvarları yıkarak ortaya çıkan sıcak sohbetlerden büyük keyif almışlardı. Başta bu duvarlarda ufak delikler açmaya, sonrasında da toplumsal kucaklaşmaya doğru bir adım olarak gördüğümüz BÖH, gönüllülerimizin İstanbul’un mahallerini dolaşarak yaşayanların yerel yöneticilerden öncelikli olarak neler beklediğini anlama projesi. Orta/uzun vadede kurdukları ilişkilerle ileride bambaşka projelere de imza atabilecek olan gönüllülerimiz BÖH kapsamında öncelikle kişilerin kendileri ve mahalleleri adına talep/beklentilerini listeleyecek. Bu listeler yöneticilerin ve seçmenlerin bütün şeffaflığıyla takip edebilecekleri şekilde paylaşılacak ve seçmenlerle seçilenler arasında doğrudan bir köprü kurulacak. BÖH’ün en önemli özelliklerinden biri de kuşkusuz çift taraflı bir iletişim olması. Seçmenler nasıl taleplerini dile getirebileceklerse, yöneticiler de bu taleplere cevaplarını paylaşabilecek. Oy ve Ötesi olarak bir taraftan süreci yönetirken, diğer taraftan da ortaya çıkacak taleplere yönelik gerek sivil toplumda, gerekse gönüllülerimiz üzerinden çözüme yönelik neler yapabileceğimizi de planlayacağız.

Çıktığımız yolun uzun olduğunu bildiğimiz kadar, gönüllülerimizin ve bizi takip edenlerin beklentilerinin yüksek olduğunun da farkındayız. Hep birlikte aklın ve vicdanın hakim olduğu bir gelecek kurmak için elimizden geleni yapacağımıza, bunu yaparken de sonuç odaklı ve fark yaratmak isteyen herkese yer açarak ilerleyeceğimize kimsenin şüphesi olmasın. Oy ve Ötesi bu ülkede daha iyi bir hayat yaşamak ve yaşatmak isteyen ve bu yolda fedakârlık yapmaya hazır herkese somut ve net bir yol sunmaya devam edecek. 

-----------------------------

Perspective'de yayımlanan makalelerdeki görüşler yazarın kendisine aittir, HBSD'nin görüşlerini yansıtmamaktadır.