Başka Bir Aile Anlayışı Mümkün mü?
Aile en eski toplumsal kurumlardan biri olarak kadını denetim altında tutmanın, ataerkil iktidarı beslemenin ve toplumsal emek gücünün yeniden üretiminin başlıca aygıtı. Türkiye’de mevcut ataerkil ve heteroseksist aile yapısı, kadın ve erkek üzerinden yükselirken her iki cinsiyet için de cinselliğin sınırlarını tanımlıyor ve kadın-erkek evliliğini hala tek meşru birlikte yaşam biçimi olarak dayatıyor. Ayrıca, feministlerin sürekli altını çizdiği gibi, kadına yönelik şiddetin en yaygın kaynaklarından biri de ataerkil aile yapısı. Evlilik, çocuk, aşk, cinsellik, aileyle uyumlulaştırılmış ücretli çalışma hayatı, ekonomik sorunlar, bir yandan kadınların ağır bedeller ödemesine neden olurken, diğer yandan kadınları aile içine hapsediyor.
Feminist politika evrensel bir kurum olarak bin yıllardan bu yana varlığını sürdürmüş aile kurumu hakkında sorgulamalarını sürdürüyor. Aileye mecbur muyuz? Tek aile biçimi dayatılan aile biçimi midir? Kadınların özgürlüğünün elinden alındığı, heteroseksist cinselliğin dayatıldığı, ekonomik çarkların üretim-tüketim, bakım ve hizmet emeğinin sömürüsü üzerine kurulduğu bu “birlikte yaşam” biçimi dışında başka biçimler yok mu?
Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği tarafından 9-10 Kasım 2013 tarihinde düzenlenmiş olan Başka Bir Aile Anlayışı Mümkün mü? konulu konferans Toplumsal cinsiyet anlayışının aile politikalarına nasıl yansıdığını ve geçen on yıl boyunca yaşanan değişimine değinildiği ve sorulara yanıt arandığı sunum ve tartışmalardan oluşmaktadır.
Kitabın tamamını indirmek için yukarıdaki PDF butonuna basınız. Ayrıca posta masrafları size ait olmak üzere kitabı ücretsiz olarak info@tr.boell.org adresinden isteyebilirsiniz.