Muhalefetin oyunun azalmasının nedeni kuvvetle muhtemel Jobbik seçmenleriydi

Orbán sistemini eleştiren seçmenler, tek bir kampta toplanamayacak kadar çeşitli. Geçici raporumuz, eski Jobbik seçmenlerinin çoğunluğunun merkez sol partilerin yer aldığı bir listeye oy verebileceğini düşünmenin bir yanılsama olduğunu gösteriyor. Beşinci Orbán hükümetinin manevra alanı ancak ekonomik ve dış politika kaynaklı zorunluluklarla sınırlanabilir; yurtiçinde, işi her zamankinden daha kolay.

orban seçim sonucu haritası

Fidesz, 2022 genel seçimlerini daha önce hiç olmadığı kadar büyük bir oy oranıyla kazandı: 2010’da oyların %50’den biraz fazlasını alırken (%52,7), 2018’de %49,3’ünü aldılar, şimdi ise oy oranları % 53,3’e ulaştı; posta yoluyla kullanılan oylar sayıldıktan sonra bu sayı biraz daha artabilir. 2014 ve 2018’de, vekilliklerin tam olarak üçte ikisini (133) kazanan Fidesz bu seçimlerde bu sayıyı daha da arttırarak en az 135 vekile ulaştı, ancak buna bir-iki milletvekili daha eklenebilir . Altı partili muhalefet oyların % 35’ini aldı. Bu altı parti tek başlarına girdikleri 2018 seçimlerinde (şu anda feshedilmiş olan Együtt ile birlikte) toplamda %47 oranında oy almışlardı. 2018 genel seçimlerinin ardından Jobbik’ten ayrılan, Covide inanmayan aşırı sağcı Mi Hazánk, oyların %6’sını alarak Ulusal Meclis’e girdi. Şaka amacıyla kurulan düzen karşıtı, eski MKKP partisi ise meclis dışında kaldı.

orban seçim sonucu tablosu

Sonuçlar

Merkezi kuvvet alanı geri döndü. Muhalefet 2006’dan bu yana oyların birbirine en yakın olacağı bir seçim beklentisi içindeydi, ancak 2010’dakinden çok daha büyük bir yenilgi yaşadı. Önümüzdeki dört yıl boyunca Fidesz bugüne kadarki en büyük anayasal çoğunluğa sahip olacak (posta yoluyla gönderilen oylar sayıldıktan sonra sandalye sayısı 137’ye çıkabilir) ve Mi Hazánk Meclis’e girmeyi başardı. Mi Hazánk partisi milletvekillerinin meclis oylamalarında çoğunlukla iktidar partisiyle birlikte hareket etmesi beklenen bir şey. Bu nedenle, Fidesz’in sağındaki ve solundaki partilerin temsilcilerinin işbirliği yapması mümkün olmadığı için merkezi kuvvet alanı yeniden tesis edilmiş oldu.

Hiç doğmamış olan “muhalefet seçmeni”. Muhalefet altı partili düzende bir işbirliğine gitti, ancak seçmenlerinin sadece bir kısmı bu stratejiye uygun davrandı. 2018’de Macaristan sınırları içinde yaşayan 1,6 milyon seçmen MSZP-Párbeszéd, DK, LMP, Momentum ve Együtt listelerine, 1,1 milyon seçmen de Jobbik’e oy vermişti. Buna karşılık, 2022’deki altı partili liste yalnızca 1,8 milyon seçmenin oyunu aldı (bu oyların %98,96’sı sayıldıktan sonraki sayıdır). Buna göre, 2018 seçimlerinde Jobbik’e oy veren seçmenlerin çoğunun bu seçimlerde muhalefet koalisyonunu destekleyeceğini varsaymanın bir yanılsama olduğu anlaşılıyor. Bu seçmenlerin çoğu Fidesz veya Mi Hazánk’a oy verebilirdi.

Bu seçimde işbirliği yapan muhalefet partilerinin 19 seçim bölgesinde ve Budapeşte’de dört yıl önceki ve bugünkü oy sayısına baktık. Aşağıdaki çizelgede, çoğu bölgede muhalefetin azalan oylarının kesinlikle Jobbik seçmenlerinin oyları olduğu görülüyor:

Jobbik tablo 1

Bu kendi başına yeterli bir kanıt olmayabileceğinden muhalefet kampındaki Jobbik seçmenlerinin (ve diğer partilerin) 2018 seçimlerindeki oylarının bölgesel dağılımlarını kontrol ettik. Aşağıdaki grafikte, Jobbik’in 2018 seçimlerinde ağırlığı artarken, muhalefetin 2022’deki seferberlik çabalarının akamete uğradığı görülüyor (iki değer arasındaki korelasyon -0.81). Dolayısıyla, seferberlik çabaları en çok, 2018 yılında Jobbik seçmeninin muhalefet içindeki oranının yüksek olduğu bölgelerde başarısız olmuş (bu yılki seçimlerde diğer üç büyük partinin, MSZP-P, DK ve LMP’nin daha güçlü olduğu bölgelerde ise seferberliğin çok daha başarılı olduğu görülüyor).

Jobbik tablo 2
Çizelge üst satır: serferberlik (2022’de muhalefetin ortak listesine verilen oyların 2018’dekine oranı) Alt satır: Jobbik’in ağırlığı (Jobbik oylarının 2018’deki muhalefet oylarına kıyasla oranı)

Macaristan’ın nüfusu son dört yılda azalmış olsa bile seçimlere katılım oranı neredeyse aynı olduğu için, bu değerler birbirleriyle karşılaştırılabilir. Merkez sol partiler yine 1,5 milyon seçmenin desteğini alabilir gibi görünüyor, yeni destekçi kazanabilmeleri ise çok zor.

Ön seçimlerden sonra muhalefet kendi kendinin muhalifi oldu. Partilerin muhalefet koalisyonunun başbakan adayı Peter Marki-Zay’i kabullenememesi kampanyayı felç etti ve Marki-Zay’in seçimden sonra alelacele yedinci bir meclis grubu kurulması talebinde bulunması onu partilerin rakibi haline getirdi. Bu talep, herkesin ön seçimlerin başarısını hızla unutmasına neden oldu ve sonuçlar, muhalefet seçmenlerinin bile kafasının karıştığını gösteriyor. Başbakan adayının muhalefet seçmenleri ve kararsız seçmen yerine Fidesz’den uzaklaşan bir seçmen grubuna ulaşmaya çalışmak gibi hatalı bir siyasi strateji izlemesi de bu sonuca katkıda bulundu.

İktidarın avantajı, savaş. İktidar partisinin “barış” mesajı ve örgütlülüğü, kısmen ekonomik kriz ve sahip olduğu şimdi sosyal medyayı da kapsayan korkunç medya avantajı nedeniyle etkili oldu. Seçmen ne kadar yoksulsa güvenliği 12 yıllık Orbán rejimiyle özdeşleştirme ihtimali o kadar artıyor, buna karşılık muhalefete baktığında göreceği tek şey belirsizlik riski, tabii eğer muhalefet diye bir şeyin varlığından haberdarsa. Bununla birlikte, Fidesz’in seçmenlerinin ağırlıklı olarak kırsal alanlardan ve alt sosyal sınıflardan geldiği 2018’de doğru değildi, hâlâ da değil; çünkü iktidar partisi tüm toplumsal katmanlarda güçlü bir desteğe sahip. Bu destek, seçim öncesi yapılan eşi benzeri görülmemiş mali yardımlarla daha da güçlendi.

Seçim sistemi ve kaynaklara erişim olanaklarındaki dengesizlik, Fidesz’in eksiklerini fazlasıyla telafi etmekle kalmadı, muhalefeti ve muhalefetin yaptığı basit hataları da şiddetle cezalandırdı. Muhalefete yönelik karalama kampanyalarından bahsetmeye gerek yok, zira iktidar partisi muhalefetin iletişim hatalarını, koordinasyon eksikliğini egemen olduğu kamusal alanda kolayca muhalefet aleyhine kullanabiliyordu.

Beklenen sonuç

Hükümet bu sonuçları, aldığı tüm kararların onaylandığı, dolayısıyla da ortada düzeltmesi gereken bir şey olmadığı şeklinde yorumlayacak. Başbakan Viktor Orbán'ın zafer konuşmasından da böyle bir anlam çıkıyor. Fidesz, en zorlu seçim dönemiyle karşı karşıya olmasına rağmen kendinden emin olabilir çünkü ancak alternatif olabilecek bir muhalefet Fidesz’e tehdit teşkil edebilir ki, muhalefetin bu büyük hezimetinden sonra böyle bir alternatifin inşa edilmesi öngörülebilir gelecekte pek mümkün görünmüyor.

En olası senaryo, otokratik siyasi sistemin genişleyerek daha da yayılmasıdır. Hükümetin hâlâ kısmen özgür denebilecek son kalan kolu olan yargının fetih süreci tamamlanabilir, serbest tartışma alanı daha da sınırlanır ve rejim, bozulan ekonomik duruma tepki olarak daha da otoriterleşebilir. Yalnızca dışsal denetim yapıları (AB-NATO) güçlerini koruyabilecektir; Rus-Ukrayna savaşının bir sonucu olarak bu yapıların daha da güçlenmesi muhtemeldir.

Muhalefet muhtemelen tamamen yok olacak. Sorumluluğu üstlerinden atıp suçlayacak birilerini aramaya başladılar bile çoktan, ancak böyle bir durumda hiç kimse eylemlerinin sonuçlarıyla yüzleşmekten kaçınamaz. Jobbik ve DK başkanları hemen Péter Márki-Zay’i suçlamalarına rağmen kendi sorumluluklarından bahsetmiyorlar ve kendi adaylarının beklenenden daha kötü bir performans sergilemesi hakkında hiç konuşmuyorlar.

Potansiyel dış politika etkisi

Brüksel’in, Fidesz’in ülkede başka bir alternatifi olmadığını bir kez daha görmesiyle Viktor Orbán’ın Avrupa Birliği ile müzakerelerdeki konumu yükseldi. Avrupa Komisyonu (AK) ve yeni hükümet, yakın gelecekte Covid 19 sübvansiyonları konusunda anlaşabilirler. Bundan sonra AK, Macar iktidar partisinin bazı kırmızı çizgileri geçmemesini sağlayacak bir silah olarak koşulluluk mekanizmasını kullanabilir.

İktidar partisinin Rusya politikası değişmeyecek. Hükümet yaptırımları veto etmeyecek, ancak özellikle AB’nin Rusya’dan enerji ithalatını kısıtlamaya yönelik bir teklif söz konusu olursa yaptırımların genişletilmesini engelleyebilir. Bununla birlikte hükümetin, bazı AB sübvansiyonlarını Macaristan’ın Rus doğalgazına bağımlılığını azaltmak ama esas olarak Moskova karşısındaki müzakere pozisyonlarını güçlendirmek amacıyla kullanması da olmayacak şey değil.

Fidesz, Çin’le daha da yakınlaşabilir. Pekin konusunda, Rusya örneğinde olduğu gibi, açıkça taraf tutmaya zorlanmıyorlar. Hatta Çin ile daha çok ortak proje geliştirmelerini bekleyebiliriz. Seçimi kaybetmesinden sonra muhalefetin önerdiği Fudan referandumu* tamamen başarısızlıkla sonuçlanabilir ve inşaata yeşil ışık yakabilir.

Seçim sonrasında hükümet kurma sürecinin aşamaları

  • Genel seçimin kesin sonuçlarının alınması- Ulusal Meclis’in ilk oturumunun başkan tarafından seçimden itibaren 30 gün içinde toplanması- son tarih 3 Mayıs 2022.
  • Ulusal Meclisin ilk oturumu (Meclis komisyonlarının kurulması) –2022 Mayıs başları (muhtemelen kesin sonuçların alınmasından bile önce)
  • Başbakan seçimi - 2022 Mayıs başları
  • Yeni hükümetin kurulması –2022 Mayıs ortası
  • Yeni hükümet kurulduktan sonraki ilk oturum - 2022 Haziran başı
  • Yaz tatilinden önceki son oturum – Temmuz ayının başından ortasına kadar
  • Meclisin sonbahar döneminin başlaması – 2022 Eylül ortası

Yukarıdaki çizelge, kısmen yazılı hukuk kurallarına kısmen de teamül hukukuna göre çıkarılmıştır.

Bu geçici rapor ilk olarak Heinrich-Böll-Stiftung Prag tarafından, orijinal versiyonu ise ilk olarak Politik Capital tarafından yayımlandı.

 

* Muhalifler Budapeşte’de yaklaşık 2 milyar dolara mal olacak ilk Çin üniversitesinin inşa edilmesine hem yüksek maliyeti hem de Çin’in Macaristan ve AB üzerinde nüfuz kazanmasına neden olacağı için karşı çıkıyor. Bu konuda bir referandum yapılması planlanıyor. (ÇN.)