2020’de tam gaz: Sonunda gazlara yer kalmadı #NoRoomForGas

İklim aktivisti Andy Gheorghiu Dünya’da ve Avrupa’da iklim savunması ile geçen bir yılı değerlendiriyor ve 2021’de takip edilmesi gereken önemli mihenk taşlarını işaret ediyor.

İşte 2020! Pek çok insan için pek çok farklı nedenden unutulamayacak bir yıl oldu. Ama gerçekten pek çok insanın dediği gibi “kayıp” bir yıl mıydı, 2021’den ne bekleyebiliriz?

2020’nin başında insanlara “fosil sonrası geleceğe geçiş için fosil gazının kullanımı” ve “plastik için kayaları delmek” konularında farkındalık kazandırmamız gerektiği açıktı.

Bu sorunları siyasi takvimlere yerleştirmemiz gerekiyordu ve bunu kısmen Cornell Üniversitesinden Prof. Howarth’ın uluslararası uzmanlığı ile düzenlediğimiz Speakers Tour ile başarmayı planlamıştık.

2020 webinar serisi: Kaya gazı, plastikler, fosil yakıt, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ve iklim

Maalesef korona virüsü sebebiyle bütün organizasyonu bir webinar serisine çevirmemiz gerekti ve aslında bu başarılı bir seri oldu.

7 Mayıs’ta Avrupa Parlamentosunda pek de bilinmeyen bir bağlantı olan “Kaya gazı, plastikler ve iklim” konusunu ele aldık. Bir hafta sonra “İklim krizini körüklemek: Doğal gazın küresel ısınmaya görünmeyen etkisi” ile Almanya Parlamentosunun üyeleriyle yaptığımız tartışmalarda AB’nin en büyük gaz pazarı olması sebebiyle Almanya’nın önemine işaret ettik.

Aslında yıllardır öngörülebilen bir konu salgın sayesinde iyice ortaya çıkmış oldu. Fosil sistemi iktisadi anlam da dahil olmak üzere sınırlarına ulaşmıştı. Senenin ikinci kısmındaki webinarlar buna da uygun olarak “Düşüş ve çöküş: Küresel kaya gazı endüstrisinin krizi” ile başladı ve fosil gazı projelerinin birer felaket yatırımı olarak kaderine dikkat çekti.

“Kaya gazına mı yol açacak, enerji dönüşümüne mi?: Almanya’nın LNG terminaline ihtiyacı var mı?” ile Brunsbüttel ve Wilhelmshaven’den (LNG terminali yapılması planlanan yerlerden) yerel aktivistlere projelere karşı çıkmalarının sebeplerini anlatma fırsatı verdik. Ayrıca bu projeleri destekleyen politikacılarla da karşılaşma fırsatları oldu. Bunlar arasında Aşağı Saksonya Çevre Bakanı ve Scleswig-Holstein Çevre Bakanlığı da vardı.

Webinar serisi Ekim ayında “Küresel/transatlantik bağ: Kanada’da iklime zarar veren LNG üretiminde Alman finansman garantileri” sunumu ile tamamlandı. Bu online seminer sayesinde çoğu Kanadalı pek çok aktivist, Goldboro LNG projesinin yerel perspektifleri ve bölgesel etkileri konusunda daha geniş bir dinleyici kitlesine seslenme imkanı buldu.

Fakat insanlar gerçekten bir şeyler elde edilip edilmediğini soruyor. Ve cevap, evet!

İnsanlar her yerde fosil gazının boş bir vaat olduğunu, ne sanayicilerin ne de politika yapıcıların bu yanıltıcı önermelerin arkasına saklanabildiğini konuşuyorlar. 2020 kayıp bir sene gibi görünüyor olabilir ama çalışmalarımız pek çok seviyede meyve verdi aslında.

2020’nin mihenk taşları

Bizim işimizde başarı, yıllar, belki de onyıllar boyunca verilen kararlı mücadelenin bir sonucudur. Bu sıklıkla başarılarımızı tam anlamıyla kutlayamamamız anlamına gelir çünkü o sırada başka bir mücadelenin orta yerindeyizdir! İşte size 2020 için mihenk taşı olabilecek olayların listesi:

İrlanda’daki LNG karşıtı kampanya

İrlanda tarihi bir seçimle yeni bir siyasi döneme girdi ve Yeşil Parti hükümet koalisyonuna dahil oldu. Koalisyon çok kararlı bir hükümet programı yayınladı. Programda aşağıdaki ifade de geçiyor:

“İrlanda’nın karbon açısından nötr olmaya çabaladığı bu zamanda LNG gaz ithalat terminalleri kurarak kaya gazı ithal etmenin anlamı olduğunu düşünmüyoruz. Buna uygun olarak Shannon LNG terminalinin AB Ortak Fayda Projelerinden 2021 yılında çekilmesini öngörüyoruz. Kaya gazı ithalatını desteklemiyoruz ve bu yaklaşıma uygun bir politika belirlemek gerektiğine inanıyoruz.”

Almanya ve Kanada’da LNG karşıtı kampanya

Her ne kadar Alman federal hükümeti ve Aşağı Saksonya ve Scleswig-Holstein’daki LNG terminal alanlarının bölgesel hükümetleri İrlanda hükümetinin aldığı pozisyonun çok uzağında olsalar da, muhalefetimiz 2020 yılının mihenk taşlarından oldu.

Ekim ayı sonundaki Scleswig-Holstein’daki bölgesel parti konferansında Yeşiller Partisi tabanı Brunsbüttel LNG terminali ve ilgili boru hattı için olumsuz oy kullandı. Şimdi sıra bu politikaları uygulaması gereken hükümetteki Yeşiller Partisi üyelerinde. Proje, Almanya’nın bölgenin ekonomik yapılarını geliştirmek için yatırdığı milyonlarca Euro finansmana rağmen, en kötü ihtimalle bir süre gecikmiş olacak. Yatırımcı Alman LNG yatırım kararının 2022 yılına kadar uzatılması için Brunsbüttel’e başvurdu bile. Alman LNG 2019 sonunda bir karara varmayı planlamıştı. Brunsbüttel’deki inşaat 2020 yılında başlayacak, 2022’de terminal çalışır hale gelecekti.

İşler diğer bir lokasyon olan Wilhelmshaven’da da iyi gitmiyor. Başarısız bir piyasa araştırması sürecinden geçen yatırımcı Uniper 6 Kasım itibariyle  Wilhelmshave LNG terminali için planlarını gözden geçirdiğini dünyaya ilan etti. Almanya, Uniper üzerinden Kanada’daki Goldboro LNG projesi ile de bağlantılı ve bu proje de aynı şekilde ilerlemiyor. Tarih hedefleri ileri atıldı. Haziran 2021’de bir final yatırım kararı alınması gerekiyor. Orijinal planda inşaatın 2015 sonunda bitmesi öngörülüyordu.

AB’nin teşvik alan gaz projelerinin çevre değerlendirme raporlarının sunulmaması eleştiriliyor

AB’nin Ortak Fayda Projeleri (Projects of Common Interest -PCI) listesinde yer alan fosil gaz projeleri daha fazla finansmana erişip daha hızlı ilerleyebilir. Halbuki Avrupa Komisyonu bunların iklim üzerine etkilerini hiç değerlendirmedi.

Benim şikayetim üzerine AB Ombudsmanı bu pratiği resmen eleştirdi ve Komisyon’un bir sonraki listedeki fosil yakıt projelerini iklim ve sürdürülebilirlik açısından değerlendirmesini talep etti. Bir sonraki PCI listesindeki süreci eleştirel bir gözle ve dikkatle takip etmeliyiz ama Komisyonun da Avrupa Gaz Sistem Operatörleri Dönüşüm Ağının da (European Network of Transmission System Operators for Gas -ENTSOG) bu temel değerlendirmeyi görmezden gelmesi kolay olmayacak.

Antwerp Limanındaki İneos Project One bir süre ertelendi

İneos Antwerp’teki yeni plastik üretim tesislerine  3 Milyar Euro yatırım yapmayı planlıyor. Ama görünüş o ki, Project One adını verdikleri, iklime ve çevreye zarar veren plastik amaçlı kaya gazı (#Fracking4Plastics) projesinde sorunlar var. Ekim ayı sonunda Hollanda Çevre Bakanı ve Regions4 küresel iklim ağı Avrupa Başkan Yardımcısı, iklim aktivistlerinin ve çevrecilerin protestolarına rağmen Ineos’a ormansızlaştırma planı için izin verdi. Ama ClientEarth’ün şikayetini dikkate alan mahkeme izni geçersiz ilan etti. Kararın sebebi İneos’un kullandığı “salam kesme” tekniğiydi. Mahkeme Project one’ın ÇED raporunu üçe bölmesinin hukuksuz olduğuna kanaat getirmişti. Mahkeme Çed raporunun çevresel etkileri bir bütün olarak değerlendirmesi gerektiğini ifade etti. Örneğin projenin sebep olacağı küresel emisyonların da dikkate alınmasını istedi. Çevreciler bu kararın Project One’ı en az bir sene geciktireceğine inanıyor.

2021: Şimdi ne yapacağız?

2020 yılında önemli hedeflere ulaşılmış olsa da 2021’de bu yolda devam etmeli ve çabamızı artırmalıyız. Bir kırık plak gibi söylemek gerekirse, beğensek de beğenmesek de, bunlar kritik anlar ve bizim ne yaptığımız büyük önem taşıyor.

Bu durumda, 2021 yılında nelere dikkat etmeli, neleri takip etmeliyiz?

Almanya’da bir federal seçimler söz konusu ve bundan faydalanıp fosil gazı bir kampanya unsuruna dönüştürmemiz gerek. Amacımız planlanan LNG terminallerini ve Rusya’nın Kuzey Akımı 2 botu hattının yapımını durdurmaktır. Yeni doğal gaz santrallerinin yapımı da engellenmeli. #NoRoomForGas Declaration  yani Gaza Yer Yok deklarasyonu bu ortak talepler için bir temel oluşturuyor zaten. Bundestag’ta kayagazının yasal çerçevesi için yapılacak oylamayı da takip etmemiz gerek. Bu oylamanın Almanya’da kaya gazının kesin ve kapsamlı bir şekilde yasaklanmasını sağlamak için kullanılması gerek.

Okyanus ötesi ağları geliştirmek, Antwerp’te Project One’ın gerçekleştirilmesini engellemek,  #Fracking4Plastics ile ilgili farkındalığı artırmak da hedeflerimiz arasında olmalı.

AB seviyesinde ise yeni ortak çıkar projelerine yani PCI listesinin oluşturulma sürecine odaklanmalı ve Ekim ayında yayınlanan metan stratejisine dikkat etmeli ve gerektiğinde müdahale etmeliyiz.

Uluslararası alanda varolan ağları geliştirip güçlendirmeli ve Glasgow iklim konferansında (COP26) iddialı sonuçlar almak üzere güçlerimizi birleştirmeliyiz.

Bana göre bireysel olarak önemli uluslararası değeri olan bir vaka da Afrika’nın Okavango Deltasındaki  Kavango Bölgesindeki petrol kuyusu ve kaya gazı projesidir. Kanadalı ReconAfrica şirketi Botswana ve Namibia’da 25 yıllık lisans elde etmiştir ve burası Teksas’taki Permian rezervlerinden daha büyük rezerve sahiptir. Ayrıca yaban hayatı kaynakları ve yerli San topluluğu için ruhani öneme sahip Tsodilo Tepeleri de bu alanda yer almaktadır.

Ne kadar söylesek az, özellikle de bu son örnek için: Yeter artık! Bu delilik durdurulmalı! 2021’de yapmamız gereke işte bu.