Hüsnü Öndül
Türkiye’de hukuksal ve siyasal sistemin otoriter ve yer yer totaliter özelliklerinden kaynaklı olarak, insan hakları ve temel özgürlükler alanında ciddi sistemik sorunlar bulunmaktaydı.
Bu sorunların büyük bir kısmı –Avrupa Birliği’nin 10 Aralık 1999 tarihinde Helsinki zirvesinde Türkiye’yi aday ülke ilanından sonra gerçekleşen hukukî reformlara rağmen – varlığını sürdürmektedir.
AB adaylığı (1999) ve AB’ye katılım müzakerelerinin başlaması (3 Ekim 2005) süreçleri elbette Türkiye’de hukukî reformların gerçekleştirilmesinde güçlü bir etken olmuştur. Nitekim, Helsinki zirvesinden sonra Anayasa’da çeşitli yıllarda –2001’de 35 madde, 2004’te 10 madde ve 2010’da referandumda kabul edilen 26 madde– kapsamlı değişiklikler yapılmıştır.
Aynı zamanda, 1999-2012 döneminde sayısı 70’i bulan yeni yasa yürürlüğe girmiş, kamuoyunda “uyum paketi” olarak adlandırılan 10 kadar reform girişiminde, yaklaşık 70 yasada, temel hak ve özgürlükler alanında yüzlerce madde değiştirilmiştir. Ancak, bütün bu hukukî reformlarda belirgin bazı eksikler de göze çarpmaktaydı. Bunlardan bazılarını örneklersek:
• İnsan haklarına bütüncül bakamayış
• Değişikliklerin sistematiğinin bulunmayışı
• Aynı haklarla ilgili pek çok yasada insan haklarına aykırı düzenlemelerin olmasına karşın, bazılarını değiştirme, bazılarını muhafaza etme gibi parçalı, seçici ve eksik yaklaşımlar gösterilmesi
• Bazı değişikliklerin aykırı uygulamaları ortadan kaldırıcı özellikte olmayışı
• Değişikliklerin uzun zaman dilimlerine yayılmasının benimsenmesi
• Yeterli netlik, belirginlik, öngörülebilirlik ve hukukun üstünlüğü ilkelerine uygunluk bakımlarından sorunlar
Hukuksal düzenlemelerin bu tür eksikleri taşıması yanında, yasa uygulayan görevlilerin (özellikle polis ve yargı) yarattığı çok ciddi sorunlar da bulunmaktadır.
Türkiye’de ifade özgürlüğü alanında sorunlu pek çok yasa bulunmaktadır. Pratikte en çok sorun yaratan yasalar olarak İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) tarafından hazırlanan “Türkiye’de İfade Özgürlüğü: Mevzuat ve Yargı Gözlem Raporu”nda1 17 yasaya dikkat çekilmektedir.
İfade özgürlüğü alanında Temmuz 2012 tarihinden bu yana olan gelişmeler ise özetle şöyledir: Hükümet tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sevk edilen “3. yargı paketi” 6352 sayılı kanun olarak 2 Temmuz 2012 tarihinde kabul edildi. Cumhurbaşkanı tarafından onaylandı ve 5 Temmuz 2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
6352 sayılı Kanun ile Basın Kanunu’nun “yargıyı etkileme” başlıklı 19.maddesi, Terörle Mücadele Kanunu’nun gelecekte yayımlanacak yayınların belirli süreyle yasaklanmasına olanak tanıyan 6/5. maddesi yürürlükten kaldırıldı.
Bu madde AİHM tarafından, Ürper ve diğerleri / Türkiye kararında (20 Ekim 2009, son karar 20.01.2010) eleştiriye tâbi tutulmaktaydı.
6352 sayılı kanunun geçici 1. maddesi ile 31.12.2011 tarihine kadar basın yayın yoluyla ya da sair düşünce açıklamaları yoluyla işlenmiş adlî para cezası ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren suçlarla ilgili olarak soruşturma, kovuşturma ve kesinleşmiş hükümler bakımından da hükümlerin infazı ertelenecektir.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun soruşturmanın gizliliği ile ilgili 285. maddesi ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu düzenleyen 288. maddeleri suç tanımlamaları ve ceza miktarları ve cezaların hapis / para cezası olmaları bakımından yeniden düzenlenmektedir. 3. yargı paketinin olumlu olduğunu ancak yetersiz kaldığını belirtmek gerekir.
6352 sayılı yasanın uygulaması bakımından son üç ayda bazı sorunlar da yaşanmaktadır. Söz gelimi, Ankara Emniyet Müdürlüğü 453 kitap ve 645 gazete ve dergi hakkında Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na başvuruda bulunmuştur. Ülke genelinde kaç gazete, dergi, broşür ya da pankart ile ilgili yasaklama kararının olduğu bilinmemektedir ya da kamuoyuna açıklanmamıştır.
BİA (Bağımsız İletişim Ağı) Medya Gözlem ve İfade Özgürlüğü Raporu2 temmuz, ağustos ve eylül aylarında da ifade özgürlüğüne ilişkin soruşturma ve davaların sürdüğünü göstermektedir.
İnternet yayınları konusundaki sorunlar da devam etmektedir. Erişim yasağı uygulanan site sayısını engelliweb adlı site 28 Ekim 2012 tarihi itibariyle 22,536 olarak bildirmektedir.3
Yeni yargı paketi hazırlıkları ışığında, ifade özgürlüğü açısından sorunlu yasalara ve olumsuz uygulamalara hükümetin daha fazla duyarsız kalamayacağını umut edebiliriz.
Dipnotlar
1. www.ihop.org.tr.
- engelliweb.com.
Hüsnü Öndül
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, 1980’den bu yana avukatlık yapıyor. İnsan Hakları Derneği (1986), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (1990) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (1990) kurucularından. İHD’de genel başkanlık yaptı. 1995’te Alman Yargıçlar Birliği, 2001’de Mazlum Der ve 2005’te Diyarbakır Tabip Odası tarafından insan hakları ödülü ile ödüllendirildi. Evrensel gazetesindeki haftalık köşe yazılarını 2001’den bu yana sürdürüyor.