7-8 Aralık 2012
Yer: City Hotel Ankara
Turan Güneş Bulvarı No: 19 Yıldız-Çankaya- Ankara
Kürt ve Türk kamuoyunda kopuş hissinin gittikçe belirginleşmeye başladığı ve Kürt meselesinin çözümünde siyasetin ciddi anlamda tıkanıklık yaşadığı bir dönemdeyiz. Konu ile ilgili olarak birçok toplantı, araştırma ve görüşmeler yapılmasına rağmen sorunların çözüme kavuşturulmasında mesafe alınamadığına şahit oluyoruz.
Böylesine kritik bir dönemde Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü ve Heinrich Böll Stiftung Derneği olarak Kürt meselesini farklı yönleriyle ele alan ve uluslararası deneyimlerden de yararlanacağımız bu toplantıyı düzenlemenin gerekli olduğunu düşündük. Bu konferansta Kürt ve Türk kamuoyundaki algı farkları ve kopuş hissi, çözüm sürecinde müdahil olan aktörlerin özellikle siyasetçilerin bu süreçteki rolleri ve sorumlulukları, çözümün koşulları, çatışmaların sonlandırılması, müzakere ve diyalog yöntemleri, medyanın çözümdeki rolü gibi konular üzerinde durulacaktır.
Yaşam – Algı – Kopuş
Kürt meselesinde ana taleplerin uluslararası standartlara uygun bir şekilde yerine getirilmemesinde Türk kamuoyunun hassasiyetlerinin göz önünde bulundurulduğu sıkça vurgulanıyor. Ancak Kürt kamuoyunun hassasiyetleri, bölgede yaşanan çatışma ortamının neden olduğu toplumsal enkazlar gerek medya gerek siyasetçiler tarafından görülmüyor ya da dile getirilmiyor. Bu panelde bölgede “gündelik” yaşanan sorunların doğrudan deneyimlere dayalı olarak aktarılmasına ve medyada yansımayanların güncel tartışmalara nasıl dahil edilebileceğine odaklanılacak.
Toplumsal Adalet ve Barışın Tesisi ya da Geçiş Dönemi Adaleti
Uzun süren savaş ve çatışma ortamlarının yarattığı toplumsal ve siyasal tahribatı ele almak üzere geliştirilen ve adaletin yeniden tesisine yönelik resmi ve hukuki süreçlerin yeterince güçlü bir toplumsal karşılık bulamadığı durumlardan hareketle, daha çok mağdur ve toplum temelli adalet ve barış mekanizmalarına ağırlık veren çalışmalar, geçiş dönemi adaleti ve bilhassa onarıcı adalet başlığı altında literatürde yer almaktadır. Adalet duygusunu yitirmiş insanların ve toplumların barış sürecinde aktif rol oynamalarını sağlamak ve demokratik kamusal alanlar yaratmak üzere geliştirilen, söz konusu topluma özgü mağduriyetlerin izini sürmeyi, özgün barış ve adalet mefhumlarını gün ışığına çıkarmayı amaçlayan bu tür çalışmalar Türkiye’de barışa giden yolu inşa etme sürecinde ihmal edilemeyecek derecede önemlidir. Mağduriyetlerin telafisine, hakikatlerin araştırılmasına ve adaletin sağlanmasına ilişkin farklı beklentiler, bizzat mağdur bireylere ve topluluklara söz hakkı verilmeden açığa çıkamayacak ve resmi kanallar arasında yürütülen müzakerelere katkı sağlayamayacaktır. Söz konusu kaygılar ışığında düzenlenen bu panelde, mağdurların deneyimlerini, barış sürecine katılmaya yönelik istek ve beklentilerini ve adaletin yeniden tesisine ilişkin görüşlerini inceleyen çalışmaların, toplantının temel çerçevesi içinde tartışılması planlanmaktadır.
Kürt Meselesinin Çözümünde Siyasal Partilerin Rolü:
Türkiye’nin politik, sosyal, kültürel ve toplumsal ihtiyaçlara cevap vermekten uzak olan Anayasası tartışılmaya devam ederken, “Anayasa Uzlaşma Komisyonu”nu oluşturan siyasi partilerin özellikle anayasa tartışmalarının merkezinde duran Kürt meselesine yaklaşımları yeni bir anayasa yapma sürecinin zorluklarına işaret ediyor. Yeni yurttaşlık tanımı, anadili, yerel yönetimler modeli tartışmaların odağını oluşturuyor. Kürt meselesinin çözümünde önemli bir rol oynayacak olan Anayasa değişikliklerinin yanı sıra devlet ve PKK arasındaki müzakerelere karşı siyasal partilerin tutumu da bir diğer önemli tıkanıklık nedeni. Bu süreçte siyasi partiler tabanları ile ters düşmemek, (Türk) kamuoyunun tepkisini çekmemek gibi sebeplerle bu konularda çekimser davranıyor. Bu durum ise Kürt Meselesinin diyaloga dayalı çözümünde siyasal partilerin bir tıkanıklık yaşamasına neden oluyor. Bu panelde söz konusu siyasal tıkanıklığın aşabilmesi için neler yapılabilir sorusuna cevap aranacak.
Çatışma Çözümleri ve Müzakere
Hükümet, Kürt meselesinin PKK’nın silah bırakmasıyla çözülebileceğini düşünüyor. PKK ise esasen şiddeti benimsemediğini, ama Kürt meselesinin kamuoyunun gündemine taşınmasında başka araçlarının da olmadığını belirtiyor. Bu oturumda, Kürt meselesinin çözümünde diyalog ve müzakerenin rolü, benzer diyalog süreçlerini yaşamış olan ülkelerin deneyimlerinden yararlanılarak tartışmaya açılacaktır.
Bu konferansta amacımız, yukarıda sözü edilen konuların derinlemesine tartışılabilmesini sağlamak ve Türkiye’de barışa yönelik atılacak adımlara katkı sunmaktır.
Program:
07 Aralık 2012, Cuma
09.30-09.45 Kayıt
09.45-10.00 Açılış Konuşmaları
Necdet İpekyüz, Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü
Ulrike Dufner, Heinrich Böll Stiftung Derneği
10.00-12.30 Birinci Panel: Yaşam ve Algılar
Türkiye’de Kürt Olmak
Özlem Öztürk, Toplumsal Duyarlılık Derneği
90’lardan Bugüne Bölgede Kürt Gençlerinin Deneyimleri
Rojin Canan Akın, Yazar
Bölgede Çatışma ve Kadın
Zozan Özgökçe, VAKAD
Moderatör: Nurcan Baysal, DİSA
12.30-14.00 Ara
14.00-17.00 İkinci Panel: Toplumsal Adalet ve Barışın Tesisi
Adalete Çağrı: Siyasal Arkadaşlık
Nesrin Uçarlar, Araştırmacı
Geçiş Dönemi Adaletinde Hatırlamanın Önemi: Hafıza Merkezi
Özgür Sevgi Göral, Hakikat, Adalet ve Hafıza Merkezi
Değişen Algılar ve Sivil Toplumun Rolü
Ayşe Betül Çelik, Sabancı Üniversitesi
Moderatör: Yılmaz Ensaroğlu, SETA Vakfı
08 Aralık 2012, Cumartesi
10.00-12.30 Üçüncü Panel: Kürt Meselesi ve Çözüm Perspektifleri
AK Parti, Orhan Atalay, Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Üyesi
BDP, Sırrı Süreyya Önder, Anayasa Komisyon Üyesi
CHP, Atilla Kart, Anayasa Komisyon Üyesi (teyit bekleniyor)
Moderatör: Cengiz Çandar, Gazeteci
12.30-14.00 Ara
14.00-17.00 Dördüncü Panel: Çatışma Çözümleri ve Müzakere
Demokratik Müzakere Yöntemleri
Didem Akyel Collinsworth, Uluslararası Kriz Grubu
Temas Grubu ve Diyalog
Şahismail Bedirhanoğlu, GÜNSİAD
İrlanda Örneği
Angela Mickley, Potsdam Üniversitesi
Moderator: Mithat Sancar, Ankara Üniversitesi