Perspectives - 11. Sayı

Perspectives Dergisi Kapakları

2012 yılından beri okurlarına ulaşan Perspectives-Türkiye'den Siyasi Analiz ve Yorum Dergimizin bugüne kadar çıkan sayılarının kapakları...

Editörden

Perspectives - Sayı 11

Heinrich Böll Stiftung Derneği'nin yayınladığı Perspectives - "Türkiye'den siyasi analiz ve yorum" dergimizin 11. sayısı çıktı. Bu sayıdaki dosyamızın başlığı: "Seçime Doğru Türkiye-Ekonomisi". Dosyamız G20 ve Küresel Kriz arefesinde Türkiye ekonimisi üzerine 2 kapsamlı yazıyı içeriyor. Her zamanki gibi ekoloji, dış politika ve kültür başlıkları altında birbirinden ilginç makalelere buradan PDF olarak ulaşabilirsiniz.

Biz Perspectives’in elinizdeki sayısını hazırlarken, Türkiye, komşu ülkeler ve Avrupa çalkantılar içindeydi. Normalde duygusal ifadelerden imtina eden akşam haberi sunucuları dahi, dünyanın buhranda olduğundan, zıvanadan çıktığından dem vurmaya başlamıştı. Küresel düzenden bahsederken, “batan gemi” metaforunu kullanıyorlardı.

IŞİD vahşetinin şahikaları internet vasıtasıyla her haneye giriyor, derken Charlie Hebdo çizerleri öldürülüyor, ve sosyal medya IŞİD tarafından propaganda ve korku yaymak için yaygın biçimde kullanılıyordu. Bu esnada, bilhassa Almanya’da yükselişe geçen ırkçı ve yabancı düşmanı eğilimler PEGIDA ve diğerlerinin düzenlediği gösterilerde ifade buluyordu… Tüm bu eğilimler pek çok insanda geleceğe, barış içinde yaşamaya ve demokrasiye dair kaygılar uyandırıyordu. 

Perspectives’in bu sayısı üzerinde çalışırken yeni bir alışkanlık geliştirdik: Uyumadan önce, Kobanê’deki son durumu öğrenmek istiyorduk. Pek çok açıdan Kobanê bir semboldü: Kürtlerin gücünün sembolü, Kürt birlik ve dayanışmasının sembolü, Kürt hareketinde kadınların güçlü rolünün sembolü ve son olarak, Türkiye’deki Kürtlerin milliyetçi politikalara karşı mücadelesinin ve yaklaşan müzakere ve genel seçimlerdeki gücünün sembolü. Kobanê düşseydi neler olacağını düşünmek dahi istemiyoruz. 

Uluslararası dünya düzenini sarsar görünen bu gelişmeler karşısında, 2015’teki Perspectives’in içeriğine dair hazırladığımız ilk plan boşa düşmüş gibi görünüyordu ilk bakışta: Bu plana göre yeni sayı, bu yıllki küresel yönetişim sirkine odaklanacaktı: bin yıl hedeflerinin yıldönümü, Pekin’in yıldönümü, Paris’teki iklim değişikliği müzakereleri ve özellikle de İstanbul’da Türkiye’nin dönem başkanlığı altında yapılacak G20 zirvesi. Ancak, dünya barışına yönelik mevcut tehditler söz konusu olduğunda, özellikle bu yılın “küresel yönetişim çemberi”nin bu tehditlerin bazılarının altındaki dinamikleri anlamamızı sağlayabileceğini düşünüyoruz.

Dolayısıyla, bu yılın Perspectives’inin konseptini değiştirmemeye, ancak küresel yönetişimin karmaşıklığına vurgu yapmaya karar verdik: yani var olan çifte standartlara ve bu tür bir küresel yönetişim sistemine yönelik muhalefet ve eleştirilere. 

Böylesi bir bağlam söz konusuyken, Türkiye’deki moda kelimenin “algı” olması şaşırtıcı değil. Politikalar, milletvekillerini bir kanun konusunda ikna etmek, seçmenleri bir seçim kampanyası sırasında ikna etmek ya da insanları bir protestoya ikna etmek…. Her şey bir algı operasyonu ya da halkla ilişkiler faaliyeti olarak sunuluyor –sanki dünya rekabet halindeki halkla ilişkiler kampanyalarından müteşekkil bir balonmuş gibi. Bu yılın küresel yönetişim çemberine Türkiye perspektifinden bakmamız, söz konusu olanın algı değil gerçeklik olduğunu daha net biçimde anlamamızı sağlayacak. 

Perspectives ekibi adına

Ulrike Dufner